Aşk varsa şarkı da var mıdır hala?

Şevval Sam, Nejat İşler karşılaşmasında çocukluğumu bıraktığım doğrudur. Ne güzel dizimizdin sen Gülbeyaz. Neyse tamam konudan kopmuyoruz ama karşı karşıya onları görünce hepimiz bir duygulandık değil mi? Evet.

Bodrum Masalı benim için iki kolonun üstünde duruyor artık. Biri Aslı Sezer diğeri Bora Gencay…

Bora’nın Yıldız ile konuşmasından yola çıkarsak Evren’in ayağına değen taştan başına düşen çığa kadar hepsinde parmağı var. Belli ki bebek durumu olmasa durmayacaktı ve gelmeyecekti ama işin içine masum bir can karışında dengeler değişti.

Arkadaşı ile olan sahnede bir an için, küçük bir an için kendimi başka bir diziyi izliyorum sandım. Kesinlikle çok güzel ve sahnenin içine alan bir diyalogdu.

Lara konusuna geçilmesi ve Bora’nın hikayesinin açılması da içimde sevinç çığlıkları yükseltiyor. Nejat İşler gitmesin, final yazısını görünceye kadar kalsın bizimle.

Gelecek olan yeğen için her şey hazırlanırken Evren dışında kimseye çok sert çıkılmaması Bora’nın o sert görüntüsünün üzerine parıltılar ekliyor. Çocuklarla ya da Yıldız’la bir problemi olmamalı, Faryalı’yı gönderme çabasını ise asla anlayamadım. Vardır bir bildiği diye düşünüyorum. Nasıl olsa Faryalı dün Faryalı olmadı, Bodrum’u bölüşsünler işte kardeş kardeş. (Yıldız dahil değil.)

Haydar Efe’nin araziyi satacağı belliydi, Bora’dan sağlam bir hamle gelmeliydi ama Üzüm Yenge yine yaptı yapacağını. Dağ gibi adam hüngür hüngür ağladı ya hu, sizin vicdanınız yok mu?

Bir Haydar Efe’yi bir Uzay’ı bir de beni çok üzüyorlar, çok.

Kaç kişi kaldık aşka aşık? Bir Haydar Efe, bir Uzay, bir de ben işte. ^^

Faryalı kavuştu, kavuşunca meşk olur çünkü. Bana kızmayın Aşık Veysel öyle demiş; “Seversin kavuşamazsın, aşk olur.”

Bir kelebeğe dokunurmuş gibi narin, yaklaşan fırtınayı önlemek ister gibi korunaklı tut Uzay.


Faryalı’nın Aslı’nın kızı olması durumu giderek netleşiyor gibi, elimizde iki bilgi var; bir adamın başka bir kadına çok aşık olması, iki yasemin bileklik.

Ve bilin bakalım bu ikinci bilgiyi kim ellerinde tutuyor? Elbette Uzay.

Uzay, Aslı’ya ışık yansıtmaktan asla vazgeçmeyecek. O sebeple ben oyumu gidip söylemesinden yana kullanıyorum. Vaktinde Aslı’nın Gözde mevzusunu Ateş’e söylemesini istediğim gibi. Bir sır er ya da geç sahibini bulur. Aslı’nın bir yalana, bir ondan saklanan bilgiye daha ihtiyacı yok. Uzay, en sevdiğim geveze, söyle gitsin.

Ateş’in, Kelebek -yoksa Hüsnü mü demeliydim?- ve Su’nun sevgili olduğunu bilmemesi biraz saçma olur. O sebeple ters köşe bekliyorum çünkü doğum günü hakkında şaşırtma yaptı ve sürekli Kelebek’i sıkıştırıyor. Yani nasıl bilmiyor olabilir?

Sevgililer günü sadece Yıldız ve Faryalı için güzel geçti. Yirmi yıl sonra bunu elbette hak etmişlerdi. Onları yüzümde şapşal bir gülümseme ile izliyorum. Böyle güzeller ama sanki biraz Bora gölgesi mi düşecek üstlerine?

Öyle ya da böyle yirmi üç haftayı devirdik, bakalım daha neler olacak masalımızda.

Dipnot: Aslı & Ateş benim portakal kokulu çiftim, ben dizileri kalbimle izlerim, kalbimde bir yere dokunsunlar isterim. Umarım yine yeninden portakal kokarlar.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER