Bundan 1 sene önce Hayat Şarkısı’yla tanıştığımda daha ilk
bölümde hikayenin naif anlatımına, rejinin muazzamlığına, karakterlerin
güzelliğine, oyunculukların pırıl pırıl oluşuna tam anlamıyla vurulmuştum. O
gün bugündür de 40 haftadır heyecanla, kalbimde kelebekler uçuşa uçuşa izleyip
yazıyorum.
İki haftadır Adı Efsane izlerken de heyecan duyduğumu fark
ettim. Bu heyecan Hayat Şarkısı’ndaki gibi ‘aşk’a doğru uzanır mı şimdiden bir
şey söylemek güç. Fakat dileğim Adı Efsane’nin kalbimde bir efsane olarak anılması.
Neden Adı Efsane yorumlamak istedim? Nasıl düştü aklıma?
Beni neler heyecanlandırdı? Her şeyden önce oyunculuklar diyerek meseleye
gireyim en iyisi.
Adı Efsane, küçükten büyüğe herkesin şahane performanslar
gösterdiği bir proje olarak kazındı beynime. Tıpkı Hayat Şarkısı gibi. Evet,
burada zaman zaman Hayat Şarkısı’ndan da bahsedebilirim. <3
Tarık Hoca’nın baba olmaya çalışması, Melis’in kendine dahi
itiraf edemediği baba hasreti, Hakan’ın fiziksel olarak babasıyla aynı çatı
altında yaşasa da manevi anlamda aralarında kilometreler olmasının getireceği
çatışmanın beni en çok heyecanlandıran çatışma olduğunu söyleyebilirim. Çünkü
temelde ‘baba’ meselesi iyi işlenirse hikayeyi arşa çıkarabilir, öylesine duygu
katar, kalbine dokunur insanın. İki haftadır görüyorum ki, meseleye gayet de
güzel girdiler.
Tarık, kızlarına baba olmaya çalışırken bir yandan da
takımına koçtan öte baba olacak. Belki de baba olmayı onlarla öğrenecek, sonra
kızlarıyla yakınlaşacak. Zaten Melis’i babasına yakınlaştıran da Hakan olacak
gibi.
Melis de Hakan da tipik ergenlik bunalımları içinde
karakterler değiller. Biri yalnızlıkla, diğeri sevgisizlikle sınanıyor. Yani
ikisi de eksik, yaralı ve kendi kendine büyümeye çalışıyor. Tarık, kızının yanında
olsa Melis’in içindeki çocuk şen şakrak sürecek hayatını, gözyaşları sessizce
akmayacak. Tarık’la Melis birbirinden uzaklaştıkça gözyaşlarını silecek birine
ihtiyaç duyuyor Melis. Fakat bilmiyor ki onun gözyaşlarını silen Hakan’ın da
bir çift ele ihtiyacı var. Öğrenecek… Melis, erkeklere güvenmeyi öğrenecek.
Hakan, aşık olmayı öğrenecek. Bir çember var aralarında. Tarık, ikisine de kol kanat
gerecek. Almila Ada ve Cem Yiğit Üzümoğlu da devleştikçe devleşecek
karakterlerinin içinde. Bir de Erdal Beşikçoğlu'yla karşılıklı oynuyorlar/ oynayacaklar. Yok böyle keyif!
Yazı devam ediyor...