“Kalbim bir ada olmaz mıydı sana?” diye geçirmişti içinden
Hülya, Kerim’in kokusunu içine çekerken. Kalbi kocaman bir ada olurdu Hülya’nın
ama o kalbi kırılırsa kendi elleriyle var ettiği adayı yok etmeyi de bilirdi.
Hülya bitti demeden bitmez!
Hülya Çamoğlu Cevher! Ekranlara gelen en şahane şeylerden
biri. Karakterinin kıvrımlarında dolanmak, sınırlarının olmadığını görmek büyük
zevk. Kerim’in veda partisine girdiği an, her şey uçuştu sadece Hülya kaldı
gözümün önünde. Güzelsin Hülya ama güzelliğin sadece gözlerinin derinliğinden,
gülümsemenden, güneş rengi saçlarından gelmiyor. Güzelliğin cesaretinden,
adımlarını sağlam basmandan, hiçbir zaman pes etmemenden geliyor.
Kocaman sarılmak istenen detaylar <3
Geçen hafta Hülya’nın Kerim’in hayallerini yıkmasından
korkmuştum. Kerim’in hayallerini yıkanın Hülya olmaması içimi ferahlattı. Hoş,
bu sefer Kerim Hülya’nın yüzünden gidemese de üzülmezdim sanırım.
Ve Kerim bir kez daha bulutların üzerinden indi
Kerim, sen kendinde misin? Kerim, sen ağzından çıkanları
duyuyor musun? Bir insan bu kadar haklıyken nasıl haksız duruma düşebilir, sayende
adım adım bunu izliyoruz. Kırgınlığını yansıttın, kızgınlığını gösterdin,
Hülya’yı da çok seviyorsun daha ne? Birlikte yere düşen burnunu yerden kaldırma
alıştırmaları yapalım mı? İster misin?
"Ne demek bütün börekleri sen mi yedin?" Hülya
Çiçekler yüzünden Hülya’yı suçladığın için, sürekli para
muhabbeti yaptığın için, sarılıp her şeye yeniden başlamak için bir şeyler
yapmadığın için, 8 aylık hamile karın giderken peşinden koşmadığın için
suçlusun! Haydi her şeyi yine unutalım. Fragmandan da gördüğümüz üzere 8 aylık
hamile karın evine tek başına dönmeye çalıştığı halde onu “Vardın mı?” diye aramamışsın bile. Senin gibi bir bilim insanı 8 aylık hamile bir
kadının her an doğum sürecine girdiğini, bebeğin doğabileceğini bilir. Üstüne
üstlük normal bir hayat yaşamadığınızı, stresin her anınızda yanınızda olduğunu
düşündüğümüzde bu ihtimalin daha da artacağını da.
Teşekkürler Süliş...
Kerim’e ilk bölümden bu yana hiç bu kadar kızmamıştım. Kerim
Cevher hayallerinin peşinden koşmayı bildiği için Kerim Cevher oldu gözümde ama
hayaller de bir noktadan sonra ortak olmalı. Şu an merak ettiğim tek şey Düğme.
Bakalım Düğme, iki yakayı bir araya getirir gibi Hülya ve Kerim'i bir araya mı
getirecek yoksa kopup gidecek mi?
Melisa daha da hırslanacak diyenler fav!
Melisa’nın sadece Kerim’e takıntılı bir karakter olmadığı
ilk günden beri belliydi. Boşuna ‘Torunbaş’ soyadı vurgulanmadı. Ben babalar
arasında küçük çaplı bir savaş bekliyordum ama payımıza şimdilik Hazer Torunbaş
düştü. Pamir Pekin, hoş geldi; umarım o da kardeşi gibi saplantılı bir aşık
rolüne bürünmez, bize de keyifli sahnelerin başına geçmek düşer.
Açıkçası Pamir Pekin'in oyunculuğuyla yıldızım barışık değildi. Fakat son sahnede de gördüğümüz üzere fiziken çok iyi bir tercih yapılmış. İlk bölümdeki ışığı da beni cezbetti. Umarım Hazer karakteri sayesinde yıldızım da barışır.
Her şeye rağmen...
HülKer’in bozulmasını asla istemiyor olsam da
hikayenin dinamiğine katkı sağlayacak her şeye elbette ki varım. Nihayetinde
bize yine HülKer kalacak ama keyifli bir üçgen izlemek de fena olmayacaktır.
Tabii Hülya’nın Hazer’den hoşlanmasına ihtimal vermiyorum ama bu durum Kerim’in
kıskanmasını engellemeyecektir. Bu da burada bana yeter.
Güneş mi doğdu?
Hülya’nın Hazer’le tanışması şahaneydi. Zaten Hülya, tanışma
anlarında iz bırakmayı seviyor. Bunu Kerim de çok iyi bilir. Fakat benim
bildiğim Hülya Cevher, Cambridge meselesinin aslını ortaya çıkarmak için iki ay
beklemezdi. Ama bu zaman atlaması da Düğme’nin akıbeti için gerekli bir şeydi
tabii. Düşündüğüm bir diğer şey de Memo’nun gelişimine nasıl hareket
getirileceği. Hamilelik döneminde sık sık zaman atlaması yaşadığımız için
Mehmet de büyüdü tabii. Bebek sahnelerine ayrıca özen gösteren bir rejimizin
olması yüreğime su serpiyor bu konuda. Nasıl bir yöntem oluşturacaklarını merak
ediyorum.
Yazı devam ediyor...