“Umutsuzluğu konup göçtüğüm limanların birinde bırakıp geldim, ben!”
Önemli olan gitmek değil, önemli olan yüreğindeki kaçak yolcu…
Bu Şehir Arkandan Gelecek’in üçüncü bölümünün düğümün güçleneceği ve yavaş yavaş karakterlerin oturmaya başlayacağı bölüm olacağını ummuştum, geçen hafta. Büyük oranda da öyle oldu.
 
Tekin ve Şahin karşılaştı, çatışmalar belirginleşti, oyunculuklar kendini göstermeye başladı.
 
Bütünlüğü iyi ayarlanmış ve ritmi yüksek bir bölüm izledik bu hafta. Ali’nin odak olduğu üçgenin iki kenarında da mesafe kat ettik. Derin – Ali ilişkisi, Tekin nedeniyle sekteye uğramış görünse de her iki tarafın da biraz daha yol aldığını hissettik. Ali – Şahin cephesinde de Rauf Anne sayesinde bir köprü kuruluyor.
 
Aslı, Nesrin ve Belgin’e de hoş dokunuşlarla derinlik verilmeye başlandı. Özellikle Belgin’le ilgili kaygım vardı, fazla pasif ve etkisiz kalmıştı ilk iki bölümde şimdi onun da art hikâyesine giriş yapmak, iyi oldu.
 
Sen o tokadı kızına attığını sanıyorsun ya; bumerangdır o, döner gelir seni vurduğunda “hayat sillesi” dersin.
 
Bu bölüm derinleşen karakterlerden biri de Tekin’di, bana kalırsa. Flashbacklerde gördüğümüz kadarıyla Tekin; aslında zayıf, kriz anında çabuk dağılan ve anlık kararlarla ciddi hatalar yapan bir adam... Bu tipler ‘Çingeneye beylik vermişler önce babasını kesmiş.’ hesabı ellerine güç geçti mi zalim olurlar. Ancak kişiliklerindeki o zayıf ve korkak nokta elbette bakidir. Tekin için de bunu bilmemiz iyi oldu, doğrusu. İleride her şey gemici düğümüne döndüğünde Tekin’in yine çözülmesi ve üst üste hatalar yapması da kaçınılmaz olacaktır. Geçmişte onu toparlayan ve kontrolü ele alan Belgin olduğuna göre bizim için de asıl tehlikeli olan Belgin ama geçmişin aksine eli güçlenmiş bir Şahin’e Belgin de ne kadar etkili olacak, göreceğiz.
 
Şahin, Tekin’in korkaklığını ve boşluklarını iyi biliyor bu nedenle de “kızına söylemekle” onu tehdit etmesi yerinde olsa da uyuyan yılanı uyandırmakla da eşdeğer… Tekin, geçmişi ortaya çıkmasın diye elinden geleni yapacak, orası belli. İşler iyi kızışacak gibi duruyor, bu cephede.
 
Köşeye sıkışmakta olduğunu hissettikçe hırçınlaşan ve saldırganlaşan Tekin, kızına tokat atmaktan bile çekinmedi. Ardından eve hapsetmeler, dış dünyayla bağını kesmeler geldi. Derin’in ilk bölümden beri sözünü ettiği baskı ve zorbalık böylelikle somutlanmış oldu. Ancak babasından tokat yiyen Derin’in ilk an dışında buna hiç takılmayıp üstünde bile durmayışı da dikkatimi çekti. Eve hapsedilmiş olmaya şiddetle tepki veren kız, o tokada niye aldırış etmedi ve bunu kabullendi, orasını anlamış değilim. 

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER