Geçtiğimiz bölümün sonunda Öykü’nün Ayaz’a söylemeye
cesaret edemediği gerçekler Önem tarafından yemek masasının ortasına
fırlatılınca kıyamet kopmuştu. Ayaz işi ile ilgili aldığı kötü haberin üzerine,
bir de annesi ve Derin’in kışkırtmaları ile iyice çığırından çıkmış, Öykü
çaresizlikle ağlama krizine girmiş, Önem de zaferle arkasına yaslanmıştı.
Gecenin devamında ve bölüm boyunca gözyaşları sel olup aktı. Hayır,
bünyelerimiz alışık değil, şaşırdık. Biz Kiraz Mevsimi’nin romantik ve
eğlenceli sahnelerine alışmıştık, bu kadar hüzün ve gözyaşı inanın beklemiyordum.
Bu hafta yüzleri gülmedi Öykü ve Ayaz’ın. Neredeyse
hiç yan yana da gelmediler. İlişkilerinin ilk ciddi sınavını veriyorlar. Aslında birbirlerinden bir süre ayrı kalmaları onları güçlendirecek. Öykü bir an önce Ayaz'dan bağımsız, ayakları yere basarak hayatını sürdürmeyi öğrenmeli. Ayaz'da Öykü'ye bu şansı vermeli ve kendi hayatında iş ve aşk arasındaki dengeyi kurabilmeli. İkisi
de yavaş yavaş da olsa yaptıkları hataların farkına bir bir varıyorlar.

Ah! Akıllı teyzesi akıllı
da, aklı hep şeytanlığa çalışıyor!
Yaptıklarının farkına bir türlü varamayan ise Şeyma. Hata
üstüne hata yapmaya son derece istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Öykü için
yüzüğünü sattı diye melek ilan edildi. Yaptığı onca oyun bir anda silindi
hafızalardan, hemen aralarına aldılar. Ne saf, ne iyi niyetli insanlarsınız siz
böyle! Yüzüğü sattı ama Öykü’nün güvenini yeniden kazandığı gibi sırtına bıçağı
sapladı.
Gerçekten, Şeyma’nın ne elde etmek istediğini anlayan
beri gelsin.
Mete’den önce yaşadığı hayattan ve izlerinden
kurtulmak istedi mi? Evet.
Peki, şimdi bir bakışa kanıp kendini Derin’in
kollarına attı mı? Ona da evet.
Öykü’ye karşı üstün gelmek için ardından bin türlü
dolap çevirdi mi? Evet.
Ardından pişman olup, salya sümük günah çıkarıp iyi
olmayı seçti mi? Evet.
En ufak bir kıskançlıkta yine entrikalarına kaldığı
yerden devam etti mi? Evet
Sonra yine pişman oldu mu? Evet
Sonra yine kaldığı yerden kötülüğe devam etti mi? Malesef, evet.

Bu işin sonu yok. Şeyma’ya aldığı dersler yetmemiş,
daha da esaslısı gerekiyor derken bölümün sonunda gördüğümüz sahne karşısında
dizinin karakterleri kadar ekran başında bizler de irkildik. Bu kadarını beklemiyordum açıkçası.

Mete ve Ayaz’ın beş yıl önce başlayan ortaklıklarını
izlemek keyifliydi. Batmakta olan bir mimarlık ofisini ailelerinin desteği ve kendi birikimleri ile
devralmışlar, ancak ardından çok çalışarak bulundukları konuma getirmeyi
başarabilmişler. Mete’nin beş yıl içindeki dönüşümü de çok yerinde olmuş, zira
o haliyle Şeyma’yı rüyasında görürdü herhalde.

Dünyaya
bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor ortak :)
Ortakların Derin’in “homofis”indeki sahneleri pek
güzeldi. Mete’nin bir gece önce Şeyma’nın orada kaldığını fark etmesi ile öfkesine
hakim olamayıp ortalığı kırıp dökerken alınan görüntülerini, kırılan
ve uçuşan camları, eşyaları ve mekandaki ışığı çok beğendim.
Derin’in mekânına yaptıkları ziyarette ikinci bir sürprizle daha karşılaştı Mete ve Ayaz. Kırılan dolaplardan
dökülen CDlerde buldukları görüntüler karşısında şok oldular.

Derin ise gerçekten tam bir pislikmiş ya Rıza Baba! Anladık ki
meşhur fotoğrafçımız gizli gizli Öykü’yü ve çevresindeki herkesi takip etmiş,
haklarında ne var ne yok öğrenmiş. Derin’in çektiği görüntülerde gördük ki,
Derin Öykü’nün resmen gölgesi olmuş.
Ve tüm bunların farkında olmayan Öykü’nün
odasına kadar girebildi Derin. Öykü’nün odasına bıraktığı vesikalık fotoğrafın sırrını
gelecek bölümde öğreneceğiz belli ki, ama tahminim o fotoğrafı uzun zaman önce
Derin çekti ve takipler böylece başladı.
Bu takiplerde bana anlamsız gelen ise, Derin ne çeşit
bir gizli kamera kullanmış ki, Öykü’nün burnunun dibine girmişken o kadar net
çekim yapabilmiş. O “gizli” kamera öyle bir yerde duruyor ki, yüz hizasından da
çekiyor, bel hizasından da, hem de hep aynı netlikte. Gerçekten gizli kamera
çekimi görüntüleri olsaydı keşke o görüntüler.

Ayaz ve Mete, Sibel ve İlker’in bebek haberi vermek
için düzenledikleri partiye ellerinde Derin’in hazırladığı CDler ile geldiler. Derin’in
de Şeyma sayesinde aynı ortamda olmasıyla ortam iyice gerildi. Derin’in foyasını
herkesin ortasında ortaya çıkardı Ayaz. Elbette partideki herkes şaşkındı ama
keşke bu kadar ciddi bir durum karşısında şaşkınlıktan öte bir tepki görseydik.
Aranızda kanıyla canıyla sapkın bir psikopat var arkadaşlar, yanınızda
oturuyor, bilmem farkında mıydınız? Kimsenin ağzından “noluyo yaa” bile
çıkmadan oturdukları yerden sakin sakin izlediler görüntüleri. Özellikle Öykü! Aylarca
takip edilip tüm gün kayda alınan birinin o görüntüleri izlerken biraz olsun
korkması gerekmez mi? Ben ise sadece endişe izledim, korku değil.
Üstüne bir de, bu kadar sapkın bir ruhu olan adamı
sözleri ile korkutabileceklerini düşünüp, hayatlarından çıkmasını istemeleri de
beni güldürdü açıkçası. Aylarca takip edildiklerini ve kaydedildiklerini fark etmeyen
insanların tepkisi, ve güvende olmak için aldıkları önlem bu mu yani? “Karşımıza
çıkma”… Oldu!
Bir de şöyle bir teorim var. Derin’in ifşa olmasının
ardından, evden çıkarken salonun köşesindeki sigortaları kapatması, bunu kimsenin
görmemesi, çıkarken iki kızı da yanında götürmesinin tek açıklaması olabilir.
Derin bir sihirbaz! David Copperfield bile daha bu numarayı denememişti hâlbuki.
Helal olsun. Olayın nasıl geliştiğini gelecek hafta görürüz sanırım, eğer Şeyma
kendi inisiyatifiyle gitmediyse, Derin kızların birini bir omzuna attı bence,
diğerini de öbürüne. Derin’in kızlarla sırra kadem basmasının ardından Ayaz,
Sibel ve İlker Monika’nın mağazasına; Mete, Burcu ve Emre’de tüm
yaratıcılıklarını kullanarak Derin’in “homofis”ine gittiler. Aslında ben de
birilerini kaçırsam mutlaka hemen evime götürürüm :) Oraya bakmak kimsenin aklına
gelmez çünkü, ama Metelerin geldi işte! Siz Derin'i işte hep böyle hafife aldınız ya arkadaşlar!
Soru: Mete’ye Şeyma’dan hayır gelmeyeceğini anlaması
için daha kaç müsibet gerekir?
Derin'in ofisindeki selfie'yi ben mi yanlış gördüm! Şeyma Derin'e yürümemiş, koşmuş, yataktaki fotoğrafı da kendisi çekmiş. Ama Mete hala Derin'e kızıyor. Sen akıllanacaksın ama ben göremeyeceğim Mete!

Ayaz ise kendini yollara vurdu ve aklını yitirdi yazık.
Bölüm boyunca görüp görebildiğimiz tek Öykü-Ayaz sahnesi de Ayaz'ın hayali oldu. Aklından Derin’in kulağına söylediklerini çıkartamazken endişe ettiği Derin ve Öykü’nün
İtalya’da aşk yaşayabileceği değil, Derin’in ne kadar sinsi ve tehlikeli olduğu
ve Öykü’ye zarar verebileceğiydi. Şimdi ise korktuğu başına geldi.
Öykü’nün Derin tarafından kaçırılması, Şeyma’nın üstü
başı parçalanmış ve hatta yüzüne en az iki darbe almış şekilde geri gelmesi
elbette gelecek hafta neler olacağı hakkında izleyicilerde merak oluşturdu.
Ben ise, Önem’in Ayaz’dan özür dilerken söylediklerine,
pişmanlığına takıldım ve meraklandım. Eğer Önem gerçekten hatalarını
tekrarlamayacak, yani Öykü’nün başına çorap örmekten vazgeçecekse, biz bundan
sonra sadece Şeyma ve Olcay’ın ucuz entrikalarını mı izleyeceğiz? Yoksa
artık ilerleyen bölümlerde yeni hikayeler ve yeni karakterler de diziye dahil olacak
mı? Açıkçası benim beklentim yenilikler görme yönünde, umarım bir an önce gerçekleşir.
Sizin Kiraz Mevsimi’nin yeni bölümlerinden
beklentileriniz neler? Yoruma beklentilerinizi bekliyorum ;-)
22. bölüm fragmanını eğer hala izlemediyseniz buyrun :