Ferdi’nin evden gidişi herkesi derinden sarstı. Tüm
ekip perişan halde çünkü böyle bir duruma alışık değiller, haliyle epey zor bir
süreçten geçiyorlar. Ferdi suçunun farkında ve cezasını çekmesi gerektiğine
inanıyor ama hata üstüne hata yaptığını ve yapacağını hiç mi hiç hesaba
katmıyor. Bir an önce 1 milyonu toparlayıp tezgâhı bitireceğine ve böylece
herkesin mutlu olacağına inanıyor.

Hep kafanın dikine dikine gidiyorsun Ferdi, gitme!
Ah Ferdi’m be yanlış yapıyorsun hem de çok!
Kandemir onu ekibi ve ilkeleri hiçe sayarak tek başına operasyon yaptığı için kovmuşken
nasıl oluyor da Ferdi durumu kurtarmak için aynı şekilde davranabiliyor? Benim
mantığım almıyor açıkçası. Tek bir açıklaması olabilir; aşkından gözlerine
perde inen Ferdi mantıklı hareket edemiyor. Daha önce de söylediğim gibi
Kandemir haklı, aşk hata yaptırır ve yaptırmaya da devam edecek gibi gözüküyor.

Faysal Temiz rolünde Hakan Karsak'ı izledik.
Kandemir, öyle veya böyle tezgâhı sürdürmek zorunda
olduklarından -kaptanın mahkemesi yaklaşıyor- yeni bir operasyon başlattı. Tüm
ekip Ferdi’nin yokluğundan içten içe tedirgin ama onlar da farkındalar tezgâhı
durdurma lüksleri yok. Yeni operasyonun hedefinde insan kaçakçısı Faysal Temiz
var. Bakmayın siz soyadının Temiz olduğuna pisliği paçalarından akan psikopat
Faysal, çaresizlikten memleketini terk etmek zorunda kalan masum insanları
elinde avucunda kalan son paraları alıp başka ülkeye götürme vaadiyle küçücük
balıkçı tekneleriyle denizde ölüme terk ediyor. Sanki maldan bahseder gibi
“Nijeryalı yok elimde, Afkan veriyim” gibi ucuz laflar var dilinde.

Bu ikili ne yapsa üzerlerine biçilmiş kaftan gibi oturuyor!Helal helal...
Karlos& Yaren adamlara ulaşabilmek için balıkçılık
olayına girdiler. Bu sahnede Kara Gözlüm
filmine selam çakıldı. Yaren’nin balıkçı Azize performansı güzeldi. Kasvetli
bir bölüm olduğu için arada böyle tatlı bir mola iyi geldi.
Nevizadeler bu sefer ki hedeflerini fazla hafife
aldılar. Bir kere eksiklerdi, Ferdi yoktu ve dikkatler dağınıktı, organize
olamadılar. Her zaman söylerim bu ekip başarısını birlik olmaya borçlu. Birlik
bozulduysa oyun da bozulur çünkü bu bir takım oyunu. Operasyon için ilk olarak
daha önce denedikleri trafik numarasını yaptılar ama bu sefer iş göründüğü gibi
kolay değildi. Öyle kıytırık koleksiyoncunun çantasını yürütmeye benzemiyordu,
bu adamlar fazlasıyla tehlikeliydi. Mecburen paraları ve masum insanları eş
zamanlı kurtaracaklardı. Bahadır ile Tuncer
tekneye binecek gibi yapıp Faysal’ın çantası kapılacak, polise de haber verildi
mi masum insanların hem hayatı hem de paraları kurtulmuş olacaktı.

Karlos biliyordu, Ferdi'siz bu operasyon olmayacaktı.
Yaren, Karlos ve Derya biber gazıyla çanta çalmaya
girişince peşlerine adamların düşmesine şaşırdık mı? Şaşırmadık elbette. Üçlü,
adamlardan kaçmaya çalışırken ağaca tosladı, Ferdi olayından beri iyi olmayan
Kandemir fenalaştı, Tuncer ile Bahadır’ın teknede yaşam mücadelesi başladı ve
Ferdi kendi kendine giriştiği işte bir güzel suçüstü yakalandı. Final sahnesi
muhteşemdi! Dörde bölünen ekranda tüm ekibin çaresizliği resmedildi. Bölümün
final sahnesiyle başlaması da çok hoşuma gitti. Normalde sonunu öğrenmek berbat
bir durumdur ama şahsen bölümün orada biteceğini düşünmemiştim.

Hata hata ile telafi edilebilir miydi? Edilemezdi elbet..
Eminiz Nevizadeler bu işin de içinden çıkmayı başaracaklar
ama nasıl yapacaklarını deli gibi merak ediyorum. Açıkçası aklımda şimdilik bir
ışık yanmıyor çünkü bu sefer ekipçe zora düştüler. Bildiğim tek şey
Nevizadeler’i bu durumdan kurtarabilecek olan yine kendileri. Bakalım önce kim
ayağa kalkıp ekibi toparlayacak, izleyip göreceğiz…

Bir an önce ayağa kalk ve ekibi toparla Kandemir umudum sende!
Bugüne kadar çoğunlukla çetemizin komikli, şakalı,
sevgi dolu ve başarılı operasyonlarına tanıklık ettik. Bu bölüm bu açıdan diğer
bölümlerden başkaydı. İlk defa ekip ruhu sarsıldı, ilk defa şans yanlarında
değil karşılarında yer aldı. Ekibin içine düştüğü zor duruma son derece
üzülürken hep şanslarının yaver gittiği başarılı operasyonlarının ardından
aslında hayatın gerçeği olan bu tarz bir durumun yaşanması ayrıca hoşuma gitti.
Ekibin her bir üyesi hayattan tokat yemiş insanlar ve hayatın onlara hep güllük
gülistanlık fırsatlar sunmayacağı aşikâr. Dolasıyla ben Nevizadeler’in bu zorlu
durumla mücadelesini izleyecek olmaktan ötürü mutluyum.
Son olarak bahsetmek istediğim bir husus var. İnsan
kaçakçılığı çok ciddi bir mesele. İnsanların umutlarıyla oynayıp
çaresizliklerinden faydalanmak kadar adi bir şey olamaz. Hele ki o insanların
ölüm riskinin bilincinde olarak böyle bir kaçış yoluna başvurmaları
çaresizliğin ne boyutta olduğunun göstergesi sanırım. Çok yakın bir zamanda İstanbul
Boğazı’nda bir tekne battı ve bir sürü masum insan ki çoğu çocuk hayatını
kaybetti. Evet, insan kaçakçılığı ciddi
bir sorun ama biz bunu haberlerde görüp birkaç dakika üzülüp unutuyoruz. Okulda
bana bu suçun cezası anlatılıyor şu kadar yıldan şu kadar yıla diye. Sonuç?
Kayıp giden masum insanlar için ah vah etmekten başka ne yapabiliyoruz? İşte
ben bu diziyi bu yüzden seviyorum. Bize aslında üzerinde durup düşünmediğimiz
konuları yaşattığı ve düşünmememizi sağladığı için. Bu konu üzerinde bugüne
kadar düşünmedim hatta bu derece hissetmedim içimde. Bu bölüm sayesinde o masum
insanların çaresizliğini Bahadır ile Tuncer’in gözlerinden yüreğime akışı
sayesinde hissettim. Fazla uzattım ama söylemeliydim bunları. Başta yazan Uğraş
Güneş olmak üzere bize bu duyguları aktaran tüm oyunculara ve ekibe sonsuz
teşekkürler. İyi ki varsınız!