Evi başına yıkılmış, ne yapacağını bilmeyen, enkazın altından
en sevdiği iki insanı nasıl çıkartacağını düşünen bir adama söylenecek en güzel
cümleyi söyledi Aslı.
Yine Aslı, iyi eden, güç veren Aslı…
“Sen
hepsini alır sırtına, bütün yokuşları çıkarsın.”
Bu nasıl güven Aslı, bu nasıl güç vermek Aslı, bu nasıl güzel
sevmek Aslı?
Demiştim de duymamıştın bir vakit Ateş oğlan, Aslı’nı
bulduğunda kendini de bulacaksın diye. Bak buldun işte, hem Aslı’nı, hem
kendini.
Üstelik çok zor bir şeyi başardınız, bir bütün olduğunuz, iki
kayıp parça gibi değil de sanki var olunca tamamlanan iki nesne gibi.
İğne ile iplik gibi…
Ateş, tüm ailesini sırtına da alır, yürünmez yolları da
yürür, ne kadar borç varsa hepsini de öder… Yapar yapmasına da, o Evren oldukça
günlerine güneş doğmaz, evlerine huzur dolmaz.
Evren, rica etsem 2016 ile birlikte sen de gider misin? Aynı
derecede ruh emicisiniz çünkü, lütfen, git.
Evren’in durup durup Yıldız’a bak söylerim tehditti de sıktı.
Canım söylesen ne olacak, söylesen kendi ayağına sıkacaksın hadi söyle, git
söyle, bak ne oluyor sonra. Sanki Faryalı öğrenince, Ateş’i kapıya atacak,
sanki Faryalı öğrenince Yıldız’a olan sevdası solacak…
Evren, söyle söylemesine ama unutma, o gün sen de bitersin.
Ateş yıkılır, Ateş bir kez daha senin yüzünden yıkılır ama bu
kez bilir sırtını dayayacağı bir babası var. Bu kez bilir yalnız değil.
Söylesene Evren, hadi söyle!