Çok zaman kaybettiklerinin farkında olan Defne ve Ömerler,
şahane anların avcısı oldu. Ve en az onlar kadar bizlerde avımıza konsantre
olmuş haldeyiz. Gözlerimiz bu kadar yollarda kalınca, girilen müzik altlarına
rağmen her şey harikalar diyarın tadında geliyor. Olsun varsın biz video klip
izleyelim, yeter ki uzakta da olsa onların konuştuklarını ve mutlu olduklarını
bilelim. Böyle fedakar bir izleyici olmak da her yiğidin harcı değildir, öhöm! “Hem
zaten muhasebeci Ali’yi konuşuyorlarmış, çok bir şey kaybetmedik” demek
isterdim ama üzgünüm muhasebeci Ali’yi konuşacak
aşamaya geldilerse benden daha mutlusu olamaz. Çünkü gerçek bir ilişki,
hayatlarında hiçbir etkisi olmayan muhasebeci Ali’yi konuşturmayı
gerektirir.. Şakacıktan kavga ederken, kaşını
nasıl çatması gerektiğini söyletir, yemekten önce kahve içmesini yasaklar. Daha olayı bilmeden, "Sen haklısındır kesin.." demekte "olmuş" bir ilişkinin alametlerindendir.. Ve hatta gördüğü her güzel şeyi hiç ihtiyacı yokken bile hediye olarak alma isteği uyandırır- hediye her zaman bekleneilen etkiyi yaratmasa da! Ve daha nicesi.. İşte bu nedenle marifet
Muhasebeci Ali’yi dahi konuşmak diyerek,
bu konuyu kapatıyorum.
Zaman gelir geçer, şahane anlar iz bırakır, yapmam dediğin ne varsa bir bakmışsın ki güle oynaya yapıyorsun. İşte böyle durumlarda yapmamız gereken tek şey, Defne gibi haykırmak: "Eyy, aşk nelere kadirsin!" Affetmek de sevdaya dahi işte. Gördün
mü yine sen kazandın Sinyor.. Evet,
bazen haksız gibi göründün, koyu duvarlarını yükselttin ama doğrudan şaşmadın.
Ailen, sevdiklerin, dostların yanında. Güzeldi.. Bir yıl boyunca gözünün içine
baka baka yalan söyleyen herkesi toplayarak, evini yuvaya dönüştürme şansı
yaratan Ömer ve Defne çok güzeldi.. Bunca güzellik içinde beni en mutlu eden
detay ise, Ömer'in Neriman'a " Demek Defne'yi ben seçtim" demesi
oldu. Şükür Sinyor, hem de büyük bir şükür! Biraz daha zorlasak aslında çok
daha önceden seçtiğini bile anlarsın ama pek zorlamak istemiyorum, kafi.
Küçük retrica dokunuşlarla siz de geçmişe yolculuk yapabilirsiniz :)
Pamir'e mi gelelim yoksa o bize mi gelsin kararsız kaldım.
Eğer buz dağının tamamı göründüğü kadardan ibaretse, Pamir muhteşem bir
detaylıktan daha da ötesine terfi edecek gibi. Misyonunu tamamladı mı, kötülükler
dünyasından masallar diyarına geçiş yaptı mı göreceğiz. Ancak bir kez daha belirtmek
isterim. Kötü adamlarda sevilmeyi hak eder, çünkü en korkusuz onlar sever. Pamir
Defne'yi seviyor demek doğru olur mu bilemiyorum. Ancak, Pamir hayatında ilk
defa birine karşı böyle bir duygu besliyor ve değişiyor demek yanlış olamayacaktır.
Onun gibi kaçmaları ve mızıkçılıkları ile tanınan bir adam, sırf karşısındaki
üzülmesin diye kararlarından vazgeçip kendinden fedakarlık ediyorsa orada durup
düşünmek gerekir. Ya gerçekten muhteşem bir detay ya da kahrolası bir üç
kağıtçı.. Öğrenmek için payımıza yine beklemek düştü..
Sembol avında bu hafta..
Son olarak… Mitleri,
perileri, cinleri, mistik hikayeleri severim. Umarım bu sevgim bana anlam verme
ve bilgi sahibi olma sorumluluğu yüklemiyordur. Sadece ismen tanıdığım uzaklardan,
meşhur mavi göklü diyarlardan gelen bu küçük kızıl adamlar hikayemize nasıl bir
kapı açacak bilmiyorum. Aslında epey bir kapıyı ardımızda bıraktığımız bu uzun
koridorda Leprikonlar yeni bir kapı olmak zorunda mı onu da bilememekteyim. Şöyle bir düşünüyorum da, oyunu geride
bıraktık. Üstümüzden atılan ölü toprakla birlikte yeni bir düğüme ihtiyacımız
var. Aksi halde iki saati mutlu kliplerle geçirme riski ile karşı karşıya
kalabiliriz. Hem artık eminim. Uçurumun kenarında bile değilim, çünkü biliyorum
ki oyunun bile ayıramadığı âşıkları, bu saatten sonra yalnızca uzaylı istilası
ayırabilir. Hem yaşadığımızı anlamamız için biraz soluksuz kalmamız gerekiyor,
hatırla lütfen sevgili okur. Monoton giden hayatlarımıza eser miktarda aksiyon
katmalı. Bizi nefessiz bırakacak şey, küçük kızıl adamlarla aralanan geçmiş
eşikteki bir kapı olsa bile kabul.
Hem daha birlikte içeceğimiz çok kahvemiz var.
Ve Koray..
Hani hikayenin sonunu sormuştun ya..Sana bir iyilik yapıp, çok önceden söyleyeceğim.
Evet, iyiler kazanıyor.
Eninde sonunda.. Şahit olsak da kaçırsak da iyiler kazanıyor.
Bu kez göreceğiz, söz.
İçinizdeki mutluluğa tutunmanız dileğiyle.