Bakın öyle birbirinize, 19 yıllık.

Üzüm’ün kalp krizi geçirmesi, zamanda yolculuğa sebep oldu Yıldız’ın kalbinde. Yıldız, koşup sarıldı ya o hastane bahçesinde Faryalı’ya, orada Yıldız’dı işte. İstanbul’da yarattığı kadın değil, Bodrum’un Yıldız’ıydı.

Çünkü insan canı çok yandığında, canı kendisi kadar yanan birine sarılmak ister, o anlasın ister. Yıldız da öyle yaptı, koştu Faryalı’ya sarıldı.

Neyse ki Üzüm’cüğüme bir şey olmadı, çok üzülürdüm. Haydar da fırsattan istifade yürüdü de yürüdü. Haydar’ın aşkına da ayrı hastayım, bir de azıcık Kelebek’e kötü davranmasa şahane bir karakter.

Kelebek’i üzen herkes düşmanımdır.

Kelebek demişken, Su’nun tavrının nedenini bilen bana da açıklayabilir mi? Yahu adam sana bir kere git dedi de bin kere kal der gibi baktı, onları neden duymadın? Sahi Su, sen neden Kelebek’i hiç anlamadın?

Ateş ve Kelebek dostluğu o denli güzel bir kıvam aldı ki, ekranı mıncırasım geliyor da kendimi zor tutuyorum.

Ayrıca Ateş’ciğim teşekkürler sayende Alara’yı görünce yeni bir tepki vermeye başladım; uzak uzak uzak. 


Bir masanın etrafında kaç kırık kalp var, sayabildiniz mi?

Faryalı, Yıldız’a 19 yıllık hasret. Yıldız, gözlerini bir an olsun değdirmeye korkan Faryalı’ya. Gözde’nin bakışları yangın, Gözde’nin bakışları cehennem… Evren, sevmeye de sevilmeye de hakkı olmayan. Kelebek, bir duyursa sesini Su’ya, ah bir duyursa. Ateş, uzansa dokunacak ama uzanamıyor Aslı’ya. Aslı alıştı susmalara.

“Masa da masaymış ha, bana mısın demedi bunca yüke!”*

Aslı ne kadar susarsa Gözde o kadar haykırıyor, bu mevzunun Aslı ve Ateş arasına bir tuğla eklemesinden korktuğumdan gönlüm Aslı’nın her şeyi söylemesinden yana. Umarım yakın zamanda Ateş’e anlatır.

Ateş’in kıskançlık tonu da çok güzelmiş, gözlerinde yanan alevleri sevdim.

Ve son hamlenin Alara’dan geldiğini bilen ne yazık ki sadece Uzay, keşke Rana bilseydi de gerekli anda pat diye söyleseydi. Umarım Uzay söyler. Çünkü Alara gerçekten artık, uzak uzak uzak.

Bölüm genel olarak hoşuma gitti, azıcık Aslı ve Ateş olsa da o azıcık beni mutlu etti, hele Ateş’in o sözüyle.

Faryalı ve Yıldız’ın küllerinden doğma vakti gelmişti buna da memnunum.

Bir de Su biraz olsun gözlerindeki perdeyi kaldırdı da gördü Kelebek’i. Daha ne olsun.

Gelecek bölüm görüşmek üzere.

Dipnot: Filmlerden yola çıkıp yavaş yavaş Aslı ile ortak noktalar bulan Uzay, beni biraz korkutmuyor değil. Sevince %100’ünü koyan bir adam Uzay, Aslı’ya aşık olursa vay ki ne vay.

Dipnot II: Rana, sen Cenk’ten daha iyilerine layıksın, o zırtapoz seni hak etmiyor. Sen üzülme, sen Alara’dan da daha iyilerine layıksın.

Dipnot III: Ateş, Aslı’nın derdi hediyeler değil önemsenmek. Lololo yapacağına azıcık ilgilen kızla.

*Edip Cansever, Masa da masaymış ha.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER