Geçen bölüm intikam yolunda
büyük adımlar atarken bıraktığımız Saadet, Komiser Kemal’le yemekten eve
dönünce kendisini bekleyen Asrın’ı buldu. “Seni bırakırsam ellerim kopar” diyen
Asrın’ın tatlılığına bir an Saadet de dahil hepimiz kanmak üzereydik ki, ilk
toparlanan Saadet oldu ve çığlığı bastı. Kriz zamanlarında aklı harika çalışan
Saadet, önce Asrın’ı kovalamayı, sonra da evdekileri fare gördüğünden çığlık
attığına inandırmayı başardı. Fareden kurtulmak ilaçla hallolur, peki bu
Asrın’ın çekiminden nasıl kurtulacağız?
İlaçlanan evi üç gün boş
bırakmak gerekeceğini öğrenen Muzaffer Amca ve kızları toplanıp, Servet’le
Yılmaz’ın evine geçtiler. Bu beşlinin bir aradaki yaşamları elbette tam bir
karnaval… Saadet’le Sevda’nın kardeş kavgalarını, Yılmaz’la Nuri’nin dalaşmalarını
izlemekse yine çok eğlenceli. O kadar doğal ve gerçekler ki Gönül İşleri’nin kalbimizi ısıtmasında
onların çok payı var.
Gönül İşleri'nin güzel bakan adamları listesine bu hafta Kemal Komiser'imi de ekledim.
Asrın’ın Türkiye’ye döndüğünü
öğrenen Komiser Kemal, iade olan parada Asrın’ın parmağı olabileceği şüphesiyle,
Saadet’in ağzını arama turlarına çıktı. Çekicilik konusunda o da Asrın’la sıkı
şekilde yarışır vallahi. Ama henüz ona dair birçok soru işaretimiz olduğundan,
bu çekim hep yarıda kalıyor, bu yüzden şu ara gönlümüz hala Asrın’dan yana… Elimize birkaç ipucu verilse de Kemal’in Asrın
takıntısının sebebi bizim için hala bir muamma. Saadet’e göreve gidiyorum
diyerek elinde çiçeklerle buluştuğu genç kadın ve sonrasında ziyaret ettiği
mezarlık aracılığıyla öğrendiğimize göre, Kemal Komiser’in bir kaybı var.
Çiçekler elbette, Asrın’ın ardında bıraktığı başka biri olan bu genç kadın için
değildi, ama Saadet’in tanık olduğu kısımda böyle görünüyordu. Çiçekler
intikamı alınması gereken Kemal’in mezarını ziyaret ettiği “mavişi”i içindi,
ama mezar taşında ismi yazmayan bu maviş kimdi, hikâyesi neydi, henüz öğrenmiş
değiliz.
Kılkuyruk Tibet’in annesini
izleyen Bedir’in belalıları, Tibet’in
izini buldu sayılırlar. Bedir de kendini korumak için Yılmaz’ın dükkânından
gizlice silahını aldı. Silahın yokluğunu fark eden Yılmaz bağlantıyı kurdu ve
Bedir’e gitti. İyi ki de gitti, Bedir’i bulmak üzere olan adamları gönderdi.
Gerçi Yılmaz’ın, Servet’lerin dükkanın kapısını elinde silahla zorlayan
adamları, okul müdürü edasıyla “hadi sizi bir daha burada görmeyeyim” diye
göndermesi, dünyanın en abuk şeylerinden biriydi ama hikayeye verdiğimiz
krediyle bunu hemen unutabiliriz. İki dertli, Yılmaz ve Bedir’in kader
ortaklığı ile Bedir’in hikâyesinin kan davası olduğunu öğrendik. İkisinin bu
kader ortaklığı çok güzeldi, ilerleyen bölümlerde bu bağ umarım daha da
pekişir. Nuri’nin Bedir’e anlattıklarıyla da Yılmaz’ın, Gönül İşlerinde ne kadar
başarısızsa, Gönül Bağları kurmada o kadar iyi olduğunu öğrendik.
Yerinde olsam o lafların kat be katını çoktan bu Alev denen kadına etmiştim Servet'cim.
Bu arada boşanma provası haberini
alan Yılmaz, sırf Servet’e inat, mekânını düğün için Alev’e kiraladı. Evlilik
provasını duymuştum da boşanma provasını hiç duymamıştım. Yılmaz’la Servet’in inatlaşmalarını
izlemek çok eğlenceli olsa da, onlar da o kadar gerçekler ki, insan kendi
hatalarını görüyor her defasında. Servet, boşanmaktan vazgeçen Yılmaz’ı ikna
etmek için geçmiş anlaşmazlıkları canlandırmaya karar verdi. Tek canlandırdığı
anlaşmazlıklar olmadı tabi… Servet kızların ve Bedir’in yardımlarıyla, kendi
hatalarıyla yüzleşti. Bozulan hangi ilişkide hatalar tek taraflıdır ki… Hatalarının
pişmanlığıyla Yılmaz’a yardıma giden Servet, orada elbette Alev’i görmeliydi.
Servet Alev’e çok önce etmesi gereken sözleri, hayal kırıklığının etkisiyle bir
anda herkesin ortasında döktü. Yılmaz’sa o arada, Alev’den iş kurması için aldığı
parayı Servet’e söyleyiverdi. Ah Yılmaz ah, yine bir çuval inciri berbat ettin,
yetmedi bir de boşanmayı kabul ettin.
Onlar duruşma salonunda
boşanmak üzereyken Servet’in hamile olduğunu öğrenen Üstün Ailesi ise,
boşanmayı engellemek için adliyeye koştular. Koştular da neden koştular orasını
anlayamadık. Bir de yolda yetişemedik diye vazgeçtiler. Ama bir yetişen vardı. Son
sahnede o yetişenin kim olduğunu göremesek de, Bedir olacağı tahmin edilen bu
kişi, bakalım boşanmayı engelleyebilecek mi?

"
O kapıdan kim girecek" sorusunun cevabını haftaya bırakan bir dizimizin daha sonuna geldik.
Bu boşanma gerçekleşirse çok
üzüleceğim. Hep diyorum ya Yılmaz’ın kalbinin güzelliğine bu kadar inanmasak,
onun Servet’in hayatından yok olmasını isteyebiliriz. Ama onların sorunları; biraz özveri, biraz konuşmayla çözülemeyecek şeyler değil. Biliyorsunuz şimdiye
dek her hafta buraya kalbimizi ısıtan bir mutluluk karesi koyuyordum. Bu
haftanın mutluluk tablosunu bölümde göremedik. Umarım haftaya şöyle ağız
tadıyla güzel mutluluk sahneleri izleriz.