Aşk bu. Engellere
takılması muhtemel. Sınanması da öyle. Yorulan, örselenen aşıkların ayağı çok
sık takılıp tökezleyebilir. Diyelim ki düştü, mutlaka ayağa kalkmasını bilir.
Ben Ateş - Bahar aşkının kazanacağına, Efsun ve Nuran’ın da yaptıkları kötülüklerin
bedelini ödeyeceğine inanıyorum. Müsterih olmakta fayda var. Hikaye de derdini
pek güzel anlatıyor. Bize ise sadece izleme keyfi kalıyor.
Efsun’un rüyadan uyandığı
dakikalar.
Düğün, dernek
yaşamış biri olarak, kına gecesinin kadınlar için oldukça duygusal bir gece
olduğunu düşünüyorum. Senaristlerimiz böyle bir gecede Efsun’un yalanını ortaya
çıkartarak onu epey yaraladılar onu söyleyeyim. Efsun’un o bakışını unutmak
zor. Gerçekten üzüldüm. Merhamet bize lazım inanın. “Oh olsun” yerine “Çok
şükür” demeyi de bilmek gerekiyor galiba. Yadırgadığımız insanlara dönüşürsek
kötüler daha da çoğalmaz mı şu güzelim dünyada?
Nuran’ın kızı için iyilik
düşündüğü anlardan biri!
Hikayede evladına iyilik
yapmaya çalışırken, onları hırçın, doyumsuz, mutsuz bireylere dönüştüren ebeveynler
var. Efsun için Nuran’a, Hülya için Edibe Hanım’a , Arda için ise Hülya’ya
dönüp bakmamız gerekir. Nuran, “Ben ne yapıyorsam evlatlarım için yapıyorum” deyip
duruyor ya hani, bu cümle çok enteresan bir cümle. Göreceli ve manası derin. Yaptıklarına
bakıldığında bu anlamı çıkarmak zor. Oysa insanın çocuğuna yapacağı en büyük iyilik, mutluluğunu
başkalarının mutsuzlukları üzerine kurmamayı öğretmek. Öğretirken de örnek
olmak. Nuran ise yaptığı her hatanın başlığına bu cümleyi atarak kendini temize
çıkarmaya çalışıyor. Sıkışan kalbine masaj, daralan umutlarına sunni teneffüs
için uğraşıyor. Olmaz Nuran olmaz. Biz kurduğun bu cümleye artık hiç
inanmıyoruz bunu bil. Kalbi kararan evlatlara üzülmek gibi bir duygum var
benim. Hırçın, hoyrat ve pervasız davranan evlatlara. Hülya, Efsun ve Arda gibi mesela. Kına gecesinde çalan türkü
ne diyor “Annesinin bir tanesini hor görmesinler”.Bence de görmesinler, hem de
hiçbirini.
Bakmak böyle de güzel bir
şey.
Hasret’in Efsun’a hediye ettiği kolyeyi Bahar’da görmesi ve Efsun’un
kırıcı sözleri onu çok yaraladı. Bu duyguyu aktarırken İcal Aydın’ı oldukça beğendim.
Uzun zamandır İclal Aydın için özellikle bir şeyler yazmıyordum ama sanıyorum
bundan sonra daha güzel sahneler izleyeceğiz. Bahar’a iş teklif etmesi çok
yerindeydi. Bu sayede epey yakınlaşacaklar. Hikaye açısından iyi bir gelişme.
Hülya’nın insanı şaşırtan
bir soğukkanlılığı var.
Bu
bölümün diğer önemli gelişmesi de, Edibe
Hanım’ın hareket etmeye başlamasıydı. 30. Bölüm fragmanından gördüğüm kadarıyla
bunu ilk Efsun farkediyor. Ama ben yine de Atahan kadınlarının gücüne
inandığımdan! Edibe Hanım’ın dönüşünün gürültülü olacağını düşünüyorum.
Yürüdüğünü ve konuşamadığı günlerde duyduklarını mutlaka iyi bir zamanlama ile
herkese gösterecektir. Zaten ufukta Edibe ve Hülya ikilisinin Ayten ve Fulya ile
olan çekişmelerini izleyecekmişiz gibi gözüküyor. Bu duruma neden olan olay da,
Hülya’nın yetki alanının dışına çıkıp! Arzu’yu konaktan kovması, Fulya’nın da
buna sinirlenerek ilk kez Hülya’yı sert bir dille eleştirmesi neden oldu. Zaten
hikayenin bütününe bakıldığında her noktada bir anne- kız dayanışması
gözüküyor. Nuran-Efsun, Edibe- Hülya, Ayten-Fulya, Adile- Beyza ve yakında
Hasret- Bahar. Ben çocukların günahını ebeveynlere yüklesem de, kızların
anneleriyle araları oldukça iyi. 29. Bölüm’ün fragmanında gösterilen, Bahar’ın
Efsun’a tokat attığı sahne
yayınlanmayınca izleyenler hayal kırıklığı yaşadı. Ben nedense çok takılmadım.
Çünkü kına gecesi Ateş’in elinde raporla gerçekleri açıkladığı sahne oldukça
etkileyiciydi. Zaten iyiler şiddeti kullanmasınlar ve hep iyi kalabilmeyi
başarsınlar değil mi?