Köstekli saatin aşka desteği
Geçen bölüm hırsız kim sorusuyla sona eren MedCezir, 48. bölümde bize köstekli saatin çevresinde dönen, köstekli aşkın hikâyesini anlattı. Öfkesi ne kadar keskinse pişmanlığı da o derece büyük olan Yaman, bölüm boyunca Mira’ya kendini dinletmeye çalıştı durdu. Yaman’ın hayatı böyle.. Kötü giden bir şey varsa onu hayatının merkezi yapıp, o düzelinceye kadar başka bir şeye odaklanamıyor. Aslında bu yönleriyle Mira ile çok benziyorlar. Tek farkı tarzları… İkisi de akıllarına koydukları şey için sonuna kadar savaşıyor. İnşallah bu defa birbirleri için savaşmaktan vazgeçmeyecekler. Zira bizler izleyici olarak çok yorulduk. Arkadaş, şuraya her defasında “inşallah haftaya barışacaklar” yazmaktan BIKTIM. Bu hafta sondur artık. (Uslanmaz romantikler olarak vahim durumdayız), Yaman Mira’yı ikna etmenin yolunu bulacak. Şöyle romantik  sürprizlerle dolu sahneler izlemeye hasretiz, öyle değil mi?

Orkun'un endişesi tabi ki; saat Murat'taysa, saatine bir şey olur mu diye.
 
Yaman’la Mira’nın durumlarınaa geçmeden, hırsız kim sorusunu sönük bırakan ilk aksiyonumuz  Murat’ın intihar girişiminden bahsedelim. Öncelikle Murat ve Elif’in gerçekten iyi bir çift olduğunu söyleyebiliriz. Elif, her ne kadar başından beri Yaman’a, sen henüz Mira ile ilişkinin izlerinden kurtulamamışsın deyip dursa da, aslında O'nun da Murat’ı tam silmemiş olduğunu gördük. Hatta bir ara Murat’a, "Her şeyi affederim de şu son olayı nasıl unutacağım?" dediğine şahit olduk. Yani geçen bölüm Murat’ın yaptığı aldatma açıklamaları çok da boşa gitmemiş. Muratcığım, sen biraz arızalı bir arkadaş olsan da, özünde, tutkulu ve düzgün bir çocuğa benziyorsun, Öyle abuk sabuk konuştuğunu da çok fazla görmedik. Eh o zaman, Elif’i ikna etmenin bir yolunu bul hadi artık da, kızcağızın kalbi  daha fazla kırılmasın. Zira Yaman’ın sana da söylediği gibi, O'nu pek görecek hali yok. O'nun da kendini affettirmesi lazım.
 
Bölümün en güzel anlarından biriydi. 

Mira'nın, Murat'ı atlamaması için ikna etmeye çalıştığı sırada, Murat bu kez muhabbetten sıkıldığı için atlayacak sandım. Yaman da resmen Mira'nın sözleriyle, Murat'ı falan unuttu, kendi haline yanmaya geçti. Canım, çocuğu çek kurtar, sonra al Mira'yı konuş. Yaman’ın, Mira’nın konuşmasının bitmesini bekleyip sonunda Murat'ı kurtarması ve birkaç yumrukla çocuğu bayıltması süperdi. Ama esas o inşaatta Mira ile sarıldıkları an...Yaman'ın özlemini, tutkusunu iliklerime kadar hissettim, ne tatlıydı...  
 
Kenan'ı arayan güvenlik olmaya talip olanlar? (Çok ayıp)
 
Hırsız kim sorumuzun cevabı ise, tam da tahmin ettiğimiz gibi Kenan. Nevin ve Kenan, kim bilir bu defa başlarını nasıl bir belaya soktular ki adamlar, Nevin’in kafasına silahı dayamışlar. Sonra ben Yaman’ın ailesi O'na "Beladan başka ne getirdi?" deyince, söz oluyor, durum aynen böyle değil mi?
 
Ah Mert ah, kazanamayacağın iddiaya neden girersin ki?
 
Orkun, Murat saatle atlarsa saate bir şey olur mu, diğerleri ise Murat atlayacak mı diye endişe içindeyken, Mert’le Uzay müzayededekilere olayı fark ettirmeme peşindeydi. Zaman kazanmak için Uzay’ın öne sürdüğü, ikisinden biriyle yemek yeme açık arttırması, Hale’nin de olaya dahil oluşuyla birden dans hünerlerini gösterme mücadelesine döndü. Bu bölüm en çok eğlenen Hale oldu zaten. Krizle birlikte Mert’i alt etme fırsatı yaratan Uzay, yaptığı dansla bayağı beğeni topladı değil mi? Gerçi ne yeri ne zamanıydı tabi, seçkin bir müzayede orası, ilkokul müsameresi mi canım? Gerçi Altınkoy'da kuralları sen koyarsın, Uzay'ın krizden fırsat yaratması da zaten tam Altınkoy kurallarına uygundu. Uzay, dansıyla Altınkoy puanı toplarken arkada Mert'in durumu fenaydı. Ah be Mertciğim sen de baştan kaybedeceğin iddialara neden girersin ki? Neyse O da söylediği türküyle en azından sevimlilik puanı toplamayı başardı.
 
Yaman da artık Altınkoy’a adapte olmaya başladı. O da saatin çalınma krizini, Mira’yla geçireceği bir gün fırsatına çevirdi, saati hemen elden çıkarmak isteyeceklerinden antikacıları dolaşmayı teklif etti. Biraz nazlansa da Mira bu teklifi kabul etti. Eylül, Berlin seyahati nedeniyle katılamayacağından, başka bir fırsat kollayıcı olan Tuğçe de olaya dâhil oldu. Böylece Vega’nın harika şarkısı Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı eşliğinde, pırıl pırıl hazırlanmış Yaman'la Mira; Tuğçe ve tüm şebekliğiyle Mert birlikte hafiyeliğe çıktılar.
 
Altınkoy ruhu burada da kendini gösterdi,. Hafiyelik arasına suşi keyfi sıkıştırıldı! Yaman'ın chopsticklerle savaşına Mira kıs kıs gülerken, Orkun bunu kaçırdığı için ne kadar pişmandır kim bilir? Sahi herkes saatin peşindeyken Orkun neredeydi ? 
 
Bunu en kısa zamanda alıp bahçeye koyacak. 
 
Mert her zamanki çocuksu halleriyle yine komiklik peşindeydi, Yaman ise Mira’ya kendini dinletme peşinde. Mira’nın kalbi, Yaman'ın teknedeki oyunu sonrası, bu defa gerçekten çok kırıldı, kendiyle savaş içinde olan bu kez Mira. Bir yanı Yaman’a karşı koyamazken, diğer yanı da Yaman’ın o müthiş oyununu unutamıyor. Sonunda affeder mi?, bence eder ama bunu elbette unutmayacak ve her fırsatta bunu kullanacak, çünkü kadın olmak bunu gerektirir. Mira da onu affedeceğini biliyor tabi, ama önce kırılan kalbini tamir etmesi gerek ve bunu tek başına yapamaz. Bu arada hafiyelik sırasında Yaman'ın her bakışı olaydı. Yaman'ın, içindeki ateşi gizlemeye çalışmadığı zamanki hallerine bayılıyorum. O ettiği "Adamı hasta etme!" sözleri, başka birinin ağzında "ıyykkk ne kadar kaba!" hissi uyandıracakken, Yaman söylediğinde bir "Shut up and kiss me!" hissi yaratıyor. Diğer durumdan sıkıldım ama..Yamira mücadelesi, Yaman'ın ezik değil ateş parçası halleriyle olacaksa ben varım, Mira bu ateşli tavırlar karşısında elbet bir yerde yelkenleri suya indirecek. Bu arada Yaman'ın iç sesini duymaktan çok memnun olduğumu da söylemeliyim. Yamancığım ne anlatacağını planlamana gerek yok, yaz başından beri olanları, hissettiklerini, kendinle savaşlarını anlatsan, Mira da zaten çok uzatmayıp seni affedecek, ama ortam önemli. Chopstickler üzerinde çalışmak yerine, Mira ile sakin bir ortamda baş başa kalma üzerine çalışsan, senin için daha yararlı olur. Tabii Mert'in dans konusuna eğilmesi lazım, o ayrı...
 
Eylül’se macerayı kaçırdığına yanmakla meşgul. Normal şartlarda Berlin’den döndüğünde, oradaki maceralarını ballandıra ballandıra anlatması gerekirken, ekip için Berlin hikâyeleri fındık fıstık, maceranın kralı yine Altınkoy’da… 
 
Leyla Sude olma yolunda mı? Ayşe ona Leyla Hanım mı diyecek, Giray bu olaydan nasıl nasiplenecek, bıyıklının olayı ne?

Gelelim Turunç Nadir’e… Leyla’yla nikâhları gerçek miydi, tezgâh mıydı, ne planlıyor, henüz bilmiyoruz. Leyla’nın Ayşe’nin hanımı olacağı sebebiyle, Ayşe’nin haset içindeki hallerini izlememize sağladığından, çok eğlensem de, Leyla’nın başına geleceklerden endişeleniyorum. Belki de Leyla bu şekilde o hep hayalini kurduğu Sude’nin yoluna adım atmış olur, ne dersiniz? Eğer bu nikâh gerçekse ve adam bir şekilde ölür kalır da, Leyla patroniçe olursa çok gülerim. Bu arada bıyıklının Leyla’ya bakışları da bayağı anlamlı gibiydi, ister misiniz buradan da bir aşk çıksın, olur mu olur! 
 
Deniz'in dün gece çok seviştim saçı ve ifadesi. 
 
Bölümün can alıcı olaylarından biri de Selim ve Deniz’in girdiği geri dönülemez yol oldu. Ender’in öldüğünde hamile olduğunu öğrenerek, bir yıkım daha yaşayan Selim, Sedef’in planıyla, Deniz’in çekim yaptığı bölgeye kafa dinlemeye gitti. Sedef bu kadarını düşünmüş müydü bilmiyorum ama Deniz’le Selim’in gecesi, odadaki jakuzinin de çekiciliğinin etkisiyle, beraber bitti. Zaten geceyi beraber geçirdiklerini, odadaki bornozlu Selim’i ve yastıklardaki iki baş izini görmeye gerek duymadan, Deniz’in sevişme sonrası saçlarını görünce anlamıştık. 
 
Antikacı antikacı dolaşan Yaman ve Mira sonunda Kenan’ın izine ulaştılar. Yaptıkları fazla cesur plana göre; önce Yaman, saati elinde tutanların yanına gidip saati teşhis etti. Sonra Mert ve Mira adamları oyalarken, Yaman arka kapıdan girip saati çalmaya kalktı. Planınızı seveyim, yakıştı mı size? Belanın ortasına yine daldılar işte, sonra gelsin kovalamacalar. En komiğiyse o kovalamacada bile Yaman’ın Mira’ya kendine affettirmeye çalışmasıydı. Son anda Mert’in fırlattığı saati havada yakalayıp yere düşen Yaman aydınlanma yaşadı. Gökyüzünde gördüğü uçakla, Kenan’la konuşmaları sırasında duyduğu uçak sesini bağdaştırdı ve saati Kenan’ın çaldığını anladı. Ah Yaman ah, oysa sana, saati satmaya çalışan kişi olarak tarif ettikleri tipin Kenan olduğuna uyanıp, abinin bir fotoğrafını gösterip işi çoktan çözmen lazımdı, ama aklı Mira’ya kendini affettirmekte olunca işte…
 
Neyse ki bu defa düz ayakkabılar giymiş Mira. 

Yaman'la Mira'nın haftaya, barışmakla ilgilenmek yerine, önce kaçmaları gereken kötü adamlar var,ondan sonra da, Sedef'in de dediği gibi, yollarının gidişatını seçip devam edecekler, hadi hayırlısı...

 



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER