Kara kara bulutlar...
Ömer nefes alamaz hale geliyor ve o güçlü adam yine vazgeçme noktasında. Kendini sorgularken yaşadığı üzüntüyü fark etmemek mümkün değil. "Daha yolun başındayken hani pes etmeyecekti, hani vazgeçmeyecekti" diye düşünüyorum... Sonra aklıma "kadın neden ağlamaz" sorusu geliyor. Kadın sevdiği için, yüreği onun ismiyle çarptığı için merhametinden, affetme şansı olabildiği için ağlar. Kadın ağlamazsa; sevdası bitmiştir, ümit bitmiştir, Ömer'in Defne'si olmak istemiyordur. Ömer onun kokusuyla uyanamayacak ve ona hiç sarılamayacaktır. 

Ömer'in aklı kara bulutlarla çevrildi. Umudu yok oldu. Ne yapacağını bilmeden yürürken, geçmişten ellerinin arasına yine Defne'nin şüphe edilmemesi gereken aşkı, geldi buldu Ömer'i… Kokusu için, anılar için, sevgiyle özene bezene saklanmış bir t-shirt minik bir kutunun içinden çıktı. Ömer'in dudak kıvrımlarındaki gülümseme kıpırtısına, kalbinin atışına ve mutluluğuna verilen isim "Umut"tur. Ömer'in gözlerindeki parıltının da tek nedenidir. Mutlu çocuk havalarındaki heyecanın adına da umut denir...

Umut her şeydir, umut ümit verir. Yalnızlığa son veriştir. Bir tür huzur titreşimi, anlam verilemeyen bir güç, tarifsiz bir güçtür. Ruhun ilacıdır. Ömer tüm varlığıyla savaşacak, Defne'sinin Albertine olmaması için! Kayıplara karışan kaybolan bir kadın olmasın Defne’si diye ve ona beslediği aşk için tutunamayan bir adam da kendisi olmamak için.

Defne ona doğru akmaya hazır, "Kimse bilmesin." demeye devam etse de gücü yok. Ömer'in yürürken yarattığı esintiden bile etkileniyor. Bakışlarda kavuşmamak için uğraştığı gözleri bile onu ele veriyor. Sadece Defne'mi? Ömer de aynı durumda. Her bulduğu fırsatta kokusuna kavuşabilmenin hayaliyle, kızıştırmalarla, inada bindirmelerle yola getirmeye çalışırken aslında yanıyor özlemle... Kavruluyor!

Ömer, Defne'nin kurumuş tarlasını iyi edebilmek için geri döndü... Defne'yle birlikte verimli bir umut tarlası ekecekler. İçinde sebzelerin, çiçeklerin, kuşların, sevginin, birlikteliğin, inancın, aşkın olduğu bir tarla. Yağmuru, gökkuşağı eksik olmayan bir "Umut tarlası." kuracaklar. Birbirlerine alışmanın huzurunu birlikte yaşayacaklar. "Ben varım." sözlerinin tutulacağı, "Sana söz! Sana çok daha güzel günler yaşatacağım." diye kurulan cümlelerin gerçekleşeceği günlerin gelmesini bekliyor olacağız. İçimize sine sine bu aşkın parçası olalım. Öyle bir gökkuşağı doğsun ki tarlalarına umut etmekten hiç ama hiç vazgeçmesinler... 

Son sahnedeki gibi oyunu kuralına göre oynamaya karar veren, seven ve korkmayan kadınla onu tutkuyla seven adamın aşkının hep izleyicisi olalım. O zaman gökten kafalarına da bir aşk elması düşürmeyi unutmayalım...

Kısa Notlarım:

• Pamir'e katılıyorum, "suçlu aramaya gerek" yok! Kader kurbanları oldukları da doğru. Ama hala Pamir'i sevemedim. Tehlikeli ve zeki bir oyun oynayacağa benziyor.

• Ömer'in ağzından, "Defne'nin aşkından hiç şüphe etmedim ki." dediğini duymak çok güzeldi.

• Koriş'im ve onun nokta vuruşları hafife alınmamalı Defne! Güzelsin ve oyunu istediğin gibi oynamalısın unutma lütfen!

• Islıklar ve köşeye sıkıştırılma dönemlerine yine buyur edildik. Yüzü kızaran, sesi titreyen Defne'ye kavuştuk.

• Seda ve Sinan arasında yaşanacak gelgitlere hazır mıyız? Ben hazırım. Sinan karakterini izlemek bir zevk.

• İso ve onun çetrefilli aşkı olacak Ayşegül. Üzgünüm İso.

• Ömer ve İso arasında yaşananları geçmişe giderek görmeyi çok isterdim.

• İso ve Defne'nin güzel dostluğunu sevmemek mümkün mü? Doğru yolda ilerleme çabaları bir harika.

• Sevgili Sadri Usta ne derse doğrudur. Defne'yi sorma Ömer ona, baksana o bile kelimelerle sana o üzüntüyü anlatamayacak kadar acı çekmiş bir sevdiceğin olduğunu söylüyor.

• Sizlere yasemin çiçeği gönderiyorum. "Sevda acısı çekenlerin teselli çiçeğidir ve yapraklarında umut taşıyan çiçektir.”


Mutlulukla kalın... KA Severlerim ve Perilerim...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER