İrem’den nefret ettiğimi sürekli yazarım. Çok yazarım, hep yazarım. İrem Gündoğan. Deniz’in hayatını karartan kadın. Ya ölseydi ya sakat kalsaydı. Başını yastığına koyduğunda rahat olabilecek miydin? Olursun sen olursun. Duygu sömürünle biraz üzülür numarası yapar sonra hoppppp İrem Balcı olursun. Sahiiii evlenirken nüfus cüzdanını değiştirecek misin? Yaparsın değil mi? Parayla pulla halledersin. Olmadı Tuna’dan yardım istersin. Ne de olsa tüm erkekler pervana değil mi? Yiğit seni Deniz olduğun için sevmedi mi? İlk aşkı olduğu için? Küçük İrem tiksinirdi Yiğit’ten. Dalga geçerdi, kaçmak isterdi. Hiç kurtardın mı Yiğit’i? Hiç oyun oynadın mı? Dur dur oyun oynamak istedin mi? Anıları anlatırken “Ama puzzle son parçası bendeeeee.” mi diyeceksin? Yoksa evlenene kadar “Ayıya
dayı mı?” Yiğit de zeki değil zaten. Diğer erkekler gibi de değil. Yurt dışına çıkmış ama güvenebilirsin. Seni kullanmaz Meriç gibi. Sen istemediğin sürece öpmez bile. Baksana soğutma yöntemin bile hatalı. Orada bile beceriksizsin. Sana zevklerin değişmez demedi Yiğit. Karakterlerimiz aynıdır, dedi. Anlaşılan sen bir insan 7’sinde neyse 77’sinde de öyledir lafını duymamışsın. O Yiğit ki nikah masasında senin gerçek Deniz Aslan olduğunu öğrense bırakır gider. Yaniii şimdi Bay Balcı’ya kızsam da “Yiğidi öldür hakkını yeme.” demişler.
İşte o günleri bekleyerek mutlu oluyorum. Gerçeklerin ortaya çıkış anında kıs kıs gülen ben olacağım. Yaşattıklarını yaşamanı dileyeceğim. Sevgi dolu olmadığım için kötü kalpli oldum mazeretlerini duymak istemiyorum.
Çünkü; Deniz’e Yiğit’i sevmediğini söyledin.
Çünkü; gerçekleri bir türlü söyleyemediğin için yalanın girdabına çekildiğini söyledin.
Çünkü; Zuzu kardeşliği bozulamaz nidaları attın.
Çünkü; depresyon hırkanı bırakmayıp evde beraber olmanızı istedin. Ev kardeşliğine kalleşlik yaptığını inkar ettin.
Çünkü; mektubu büyük hevesle yazıp “Her şeyi Bay Bogart’a (Kendini daha elit zanneden İrem’in moduna girdim.) itiraf edeceğim Bayan Aslan.” edasıyla dolaşıp yemek masasına oturdun Yiğit ile.
Çünkü; aldatıldığını, sevilmediğini, üzüntünü bir kenara attın. Ve bir kez daha Deniz’i bıçakladın utanmadan.
Cemal, bu titizliğiyle başak burcu olabilir.
Tuna'nın da küçüklüğünü görsek hoş olmaz mı?
İrem’e olan öfkem her hafta o kadar artıyor ki, karşıma çıkmasın diyorum. Öfkemi TuDen dansı dindiriyor. Cemal’in hastanedeki titizliği azaltıyor. Yiğit’in toplantıda bile olsa yeme mücadelesi dizginliyor. Kahkaha atıyorum. Sonra Deniz Aslan toplantıya geliyor en özgüvenli haliyle veeee cümlesi: REDDEDİLDİ, REDDEDİLDİ, REDDEDİLDİ!
Klişelere kafa atıp, Turist Ömer’e selam çakan bölüm için teşekkürler. “Olummm bu nasıl sahne vuhuuuuu.” diye diye 2 saati keyifle izleten, her hafta 90’lı müzikleri dinleterek kulağımızın pasını silen ekibin eline sağlık. İrem için Yiğit bir aşk mı yoksa Deniz’e karşı açtığı savaş mı? Fragmandan biraz kokusu geldi de İrem yüzsüzlüğünün bir sonraki leveli için haftaya bölümü izlemek gerek. Bu bölümün yıldızı TuDen için hediye şarkımı şuraya bırakıyorum. (Tuna’dan Deniz’e gelsin.)
Sevgiler.