Neden
barışmak isteriz, hiç düşündünüz mü? Ben hiç düşünmemiştim. Taa ki
#Barışmakİçin etiketini görene kadar. Barışmak istediğimiz kişi ya da kişilerin
gerçekten kalbini kırdığımızı düşünüp bir nevi helallik almak için olabilir mi
ya da karşımızdakileri kaybetmekten korktuğumuz için? Bilemiyorum sevgili
okuyucu, bilemiyorum! Yalnız bildiğim ve hatta emin olduğum bir şey var ki
herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı, otobüste yanımızda oturandan bile haz
etmediğimiz şu günlerde, birbirinin kalbini kazanmaya çalışan insanları görmek
kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibiydi. Çok güzel bölümdü. Gülmek be
kardeşim!
Hooopp genşler, kavga etmeden dövüşün bakayım.
Unutmadan
bir şey söyleyeceğim, daha doğrusu soracağım. Siz de benim gibi Yılmaz Kunt’taki
gelişimi fark ediyor musunuz? Bu elbette bir gecede olacak bir şey değil ama
üzerinde emek harcadığını belli. Daha önceki yorumlarımın birinde de
söylemiştim. Gülümse Yeter seti,
özellik yolun başındaki oyuncular için bulunmaz bir nimet. Görünen ve güzel
olan da o ki oyuncular da bunun farkında. Paragrafı bitirmeden birisini daha
beğeneceğim, bir saniye lütfen. Mantıklı düşünürsek Cem karakterini sevmememiz
lazım. Ama Uğur Kurul, Cem’i o kadar güzel ete kemiğe büründürmüş ki Cem’i
ayıla bayıla izliyoruz. Çünkü canım çalışmak, canım reji. <3
***
Hayat öpücüğü
Gelelim
asıl meseleye. Geçen hafta Lütfü’yü kafası gitmiş, Sarp’ı da sinirden ateş topu
olmuş bir şekilde bırakmıştık. Ahhh, o Lütfü yok mu ya?! Lütfü’cüğüm neden
böyle şeyler yapıyorsun, hiç yakışıyor mu sana? Ama düşünce kızamıyorsun da… Bu
dünya en güzel, deliyken çekiliyor. Tam da Özdemirler için yolu sonu
görünürken, bizim Lütfü’ye bak sen! Böyle bir hırsız yakalamacalar, kahraman
olmacalar. Hayrına yapmadı elbette ama Lütfü’den bu kadar büyük hareketler
beklemiyordum. Kafamda Lütfü’yü, tehlikeli adam görse korkup kaçar, olarak
kodlamıştım. Demek ki Özdemirlerin evine giren hırsızla ortak bir dil
konuşuyorlar. ^^
Ben @banboz 'u öpmeye gidiyorum :)
Sarp
ise Yasemin yalanı yüzünden Gül ile karşı karşıya geldi. Gül’ün
dışını sevmiştim ama içi ham çıktı. “Beni bu işe alet etmeyin!” deyip işin
içinden sıyrılması, Yasemin’e “Sarp, yıllardır bana âşık!” demesi korkuttu.
İnsan bilmediği şeyden korkar. Ben de Gül’ü bilemiyorum. Sarp’ı yan cebinde mi
tutmak istiyor; yoksa gerçekten kız kardeşini düşündüğü için mi öyle tepkiler
veriyor, zaman gösterecek. Ama Gül’e bir arkadaş tavsiyesi olarak kendi
hayatına bakmasını öneririm. Zira fragmanda gördüğüm andan itibaren zevkten
dört köşe olduğum, Kemal’in karısı Seçil ekranda belirdi. Yalnız o nasıl gelmek.
Resmen “Ben malımı bilirim, bu hastanede hangi stajyerini hain emellerine alet
etti.” duruşuyla geldi. Prensip olarak iş yerinde aşna fişneye karşı olduğumu
bir kez daha belirtir önümüzdeki günlerde Seçil, Kemal ve Gül üçlüsüne güç dilerim.
(Sonunda Kemal’in daha doğrusu Pamir Pekin’in yanına ve yaşına yakışacak bir
oyuncu bulunmuş. Hoş geldin Elit Andaç Çam. ^^ )
Yazı devam ediyor...