Bir kapı kapanır, bin kapı açılır!
İnceden düşünmediğim değil hani Gül ile Yasemin cidden kardeş mi diye. Çünkü Yasemin’in ayakları ne kadar havadaysa; Gül’ünki de yere o kadar sağlam basıyor. Gül ile Yasemin’in kardeş olduğuna ise Sarp ile Gül’ün çıktığı yemekte inanmış oldum.

Gül, hayatta yapılmasını çok sevdiğim yatırımı yapmış: kendini geliştirmiş. Bundan daha kıymetli, geri dönüşü daha güzel bir yatırım var mı? Gül’ün ayakları yere basıyor, evet. Öyle bir basıyor ki bastığı yeri inletiyor resmen. Sarp’a başkasından hoşlandığını söylerken Sarp’ın kalbinin kırılma sesi taa buraya kadar geldi. Belki de gücü Sarp’a yetiyordur. Gün olup, devran döndüğünde bakalım Kemal’e karşı -hala- da böyle net olabilecek mi? Ayrıca hata yap Gül. Hep doğru yaparsan, hata yaptığında da doğru yaptığını zannedersin belki, aman dikkat! Bakın burası çok enteresan: Gül’ün söylediklerine rağmen Sarp’ın Gül’ün yanından ayrılmadı. Sarp gerçekten aşık ve Sarp'ın üzülmesine dayanamıyorum.

Cem ve Sarp’ı yukarıda aynı cümlede kullandım, onlardan devam edeyim. Cem ile Sarp patron-çalışan ilişkisine, Sarp’ın gelecek planları doğrultusundan girmediler. Ancak görünen o ki Cem ile Sarp’ın yolları yine kesişecek. Sarp için bir kapı kapanacak, bin kapı açılacak!

Vayyyy rest çekmecilik!

Ayten ile Ahmet Civan çifti kesinlikle favori çiftim çünkü çok gerçekler, çok güzeller. Ay valla bayılıyorum. Özellikle Ayten’e. Yalnız Ayten’ciğim, Ahmet ‘çiğimin üzerine fazla gidiyor sanki gitmesin.  Güzel canına yazık, Ayten, valla bak. Sen tanımıyor musun 25 yıllık eşini? 1200 lira hesap vereceği yere gidecek olsa iş tulumuyla mı gider? Ahmet de götürsün Ayten’i dışarda bir yemeğe. Ayten’in gözyaşlarına kıyamam.

Haydi, Ayten'e kıyamayalım, onu çok sevelim. <3  

Ve Lütfü… Her yol sana çıkıyor Lütfü! Kafanda kaç tilki geziyor, kaçının kuyruğu nerelere değiyor, merak içindeyim. Ticarettir, batarsın çıkarsın, eyvallah. Ya hiç demedin mi çocuklarım, eşim var şu evi de ipoteklemeyeyim diye. Amerika’ya bu saatten sonra kaçamazsın, o kesin. Ahmet’ten dahi para isteyecek haldesin. Yetmezmiş gibi kullanmış bir peçete gibi attın bir kenara. Nezarethanelere de düştün. “Ama sen daha duuuur!” dersem Lütfü’den farkım kalmaz.  O yüzden Lütfü’nün iyiye doğru evrilmesini ummak tek tesellim. Görünen o ki Nermin ile evlenmek, Lütfü için hayatında verdiği en doğru karar olmuş. Zorla da olsa doğru. Nermin’i de sevdim ya, helal olsun kadına. Lütfü bir yandan, kızlar diğer yandan. Onun kaşı gözü yer değiştirmesin de benimki mi değiştirsin? Durumları toparlama konusundaki gayreti bile yeter. Nermin, Lütfü için resmen gidiş yolundan verilen puan.

Ah Hasan Dede ya… Güzel yüreğinden öptüm onu. Birikimini gözü kapalı verdi. Hem de kim için? Onu işten kovan, aşağılayan, ezen Lütfü için. Üstelik anonim bir şekilde. Yani demem o ki biz ona "Hasan Dede dur!" derken, o da Lütfü için yepyeni bir yol çiziyor.

Hasan Dede için "tatlı"derken pişmaniyeyi kast etmemiştim. :(

Oralarda, bir yerlerde hala birkaç Hasan Dede var ve dünya o Hasan Dedelerin hayrına dönüyor.

Bölüm finali itibariyle ise skor Civanlar 2 – Özdemirler 0. Özdemirspor’un iki golünü de Lütfü kendi kalesine attı. Artık bir de maaile deplasmanda yani Civanların evindeler. Yani her şey daha yeni başlıyor. Gülümsemeler yetmeyecek, kahkahalar bize eşlik edecek, öyle hissediyorum. Peki, siz ne düşünüyorsunuz?

***

Zor zamanlarda yaptığım en iyi şey güzel düşler kurmak, kendime masallar anlatmaktır. Bazen de başkaları anlatır ben dinlerim. Gülümse Yeter, bu hafta içimde yeniden çiçekler açmasını sağladı… Umarım sizin de öyle olmuştur. Tüm ekibin ellerine, kollarına, emeklerine sağlık…








BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER