"Ay ne giymiş o öyle? Allah'ık sen şu kızın aklına mukayet ol, AĞMİİİİİN "  by Ayşegül
Ayşegül ve Poyraz ise ayrı kalsınlar bir süre mümkünse. Çünkü bizzat ayrılıklardan ve çatışmaları izlemekten mutlu olan bendeniz, bu bölüm Ayşegül ve Poyraz’a bayıldım. Elmastı, beraber yanlış adamı kaçırmaydı falan iyi, güzel hoş bence. Hem Poyraz’ın hem de Ayşegül’ün birbirlerine ‘duygu ile’ bakabilmeleri çok güzel yansıtılıyor.

Gelelim sosyal medya canavarlarımıza.. Zülfikar Dedem’in saksafonu ağlattığı ve şahsına münhasır yorumları ile yine tebessüm ettiğim sahneleri keyifle izledim. Üzüldüğüm noktalardan birisi de Zülfikar’ın bombaya basması gibi dünyalar klişesi bir sahnenin olması. Hikaye için çok mu gerekli elbette bilemem fakat, bu konuda bir hafta sonrası için heyecan duyduğumu söyleyemem. Patlatmayacağınız bombayı bize izletmeyin ya da çok güzel bir kurtuluş olsun. Poyraz gidip mavi kablo mu yoksa kırmızı olan mı muhabbeti yapmasın, yakışmıyor.


'Bakayım? Vallahi yakışıklı' bakışı is LOADİNG...

Şimdi şöyle bir düşünüyorum da.. Bölümü beğendim mi?  Beğenmedim dersem yalan olur. Çok mu beğendim? Ona da evet dersem yalan olur. Fakat garip bir şekilde sevdiğimiz Poyraz Karayel devrinde hissettim kendimi. Peki bu bölüm ne oldu? Neşet’in tüm pis işleri ortaya çıkmaya başladı. En sonunda Poyraz'cığımız kendisinden şüphelenmeye başladı. Yani biraz gerçekçi olursak bu bölüm hiçbir şey yaşanmadı. İşte buna rağmen neden izlerken keyif aldım, çıkamıyorum işin içinden...

Hikayenin ilerleyişinde beni rahatsız eden bir durum var, onu belirtmeden geçemeyeceğim. Sadrettin’in içerideki adam olması malum. Ancak bizimkiler bilgileri öğrenirken neden bu kadar dikkatsizler? Her şeylere kafası çalışan bu güzel adamlar acaba neden balıklama atlıyorlar her işe? Konunun bizimkilerin ‘iş bilmezliği’ sonucunda buraya gelmesinden pek haz etmiyorum. Bir de mümkünse çok çok tez vakitte İhsan’ı alalım pistlerden. Kendisinden zerre hazzetmiyorum. Ancak Neşet'in suyunun fokurdaması iyiye işaret. Artık bu meselenin boyut değiştirmesi taraftarıyım. Şimdi Ayşegül'ün işlerin içinde hatta en ortasında olması bu süreci biraz daha heyecanlı kılıyor.

Sonuç olarak içinden çıkamadığım bir durum söz konusu. Elle tutulur bir olay olmamasına ve bazı konuların gereksizliğine rağmen ben bölümün, sevdiğimiz eski tatlar tadında olduğunu düşünüyorum. Bu çelişki de Poyraz Karayel’in kerametidir belki.

Herkesin emeğine sağlık, haftaya görüşmek dileği ile.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER