Pamuklara sarılıp sarmalanası, her yanına nazar boncukları
saçılası Hayat Şarkısı, şahane bir bölümle ikinci 13’lüğe giriş yaptı. Romantizmi,
gerilimi, kahkahası, derdi, tasası, her şeyiyle muazzam bir bölümdü.
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde yakalanır misali ilk defa başarısız bir plana imza atan Hülya, Müfit'in elinde.
Bayram Bey ve Kerim, Hülya’ya yapılanlara göz yummayacaktır ama bu hafta Müfit
meselesinin karakterlerin neredeyse tamamına hizmet eden varlığı çok güzel bir
şekilde işlendi. Hülya, hem Bayram Baba’ya sevgisi hem Zeynep’e nefreti ile
Müfit meselesine karışsa da onun da tökezleyebildiğini görmek karakterle olan
bağımızı arttıracak bir noktaydı. Müfit ve Kerim arasında tırmanacak olan
gerilim, Kerim’in Hülya’ya ve ailesine olan sevgisini bir kez daha gözler önüne
serecek. Hüseyin ve Müfit’in hesaplaşması da bir kez daha Hüseyin’in kalbini
ortaya koydu. Hüseyin Zeynep meselesine birazdan geleceğim de sanırım Zeynep’i
en çok düşünen her şeye rağmen Hüseyin. Müfit’in Bayram Bey’le olan
hesaplaşmasını da büyük bir merakla bekliyorum. Bayram Bey’in hali hal değildi.
"On defa nefes al, bir defa konuş." Bayram Cevher
Bayram Bey’in vicdanına konuk olmayı seviyorum. Bayram Bey,
para kazanma isteğinin verdiği hırsla geleceğini düşünmeden hareket etmiş.
Ailesini sadece para kazanarak mutlu edeceğini düşünmüş. Bugün Müfit’i başına
saran, Hüseyin’in hayatını elinden çekip alan şey hep bu egosu. Para kazanma
hırsı, saygı görme isteği. Peki pişman mı? Evet. Bayram Bey’in hatalarından
ders alabildiğini daha önce de gördük. Bayram Bey’e saygı duyma sebeplerimden
biri de bu zaten. Aksi halde Bayram Bey, başına ne gelirse çekmesini istediğim
bir karakter olurdu. Şimdi ise cezasını çekip yoluna tertemiz devam etmesini
istiyorum. Yüklü bir miktarda ceza ödemek Cevher Holding’i zor duruma
sokacaktır ama para Cevher ailesinin huzurundan daha önemli değil.
Umarım daha da kimsenin canını yakmazsın Zeynep, en başta da kendinin ve kızının.
Cevherler’in huzurunu kaçıran da aslında sandığımız gibi
Zeynep değil Müfit. Zeynep hasta, bu hafta buna gerçekten ikna oldum. Müfit de
bunu görebilse, “Benim kızım Bayram’ın huzurunu kaçırıyor.” diye kötü adam
kahkahaları atmasa, kızına destek olsa Zeynep de iyileşebilir. Ne de olsa o bir
anne, iyileşmeli. Küçük Ceren’i ömür boyu annenin başı ağrıyor diye
kandıramayacaklar sonuçta.
Hüseyin ve Zeynep sahnesi çok güzeldi. Benim bir süre daha
Hüseyin’i canı yanan bir adam olarak izlemeye ihtiyacım var. Hüseyin’in acısı
benim kalbimi kavursun ki Melek’le beraberliğinden hoşnut olabileyim. Tayanç
Ayaydın, özellikle bu hafta Hüseyin’i öyle bir giyinmiş ki o baktıkça benim kalbim
sızladı. Yüreğine sağlık, benim için bölümün yıldızı Tayanç Ayaydın’dır…
Kimin canı daha çok yanıyor sizce?
Zeynep ve Melek’in hesaplaşmasında da Melek’i anladım. Yine
Melek’i anlamak için de Hüseyin’den uzaklaşması gerekiyormuş. Bir süre bu
şekilde ilerlemesini tercih ederim, en azından gelecek sezon kavuşsunlar.
Melek’in yokluğunun Hülya’da uyandırdığı duygular da içime
işledi. Hülya ve Melek’in bir an evvel hesaplaşıp birbirlerine destek olarak
hayatlarına devam etmesini istiyorum. Bir gerçek var, Bahar meselesi Hülya’nın
yaralarını daha da kanatacak. Abla kardeş, bu yarayı nasıl saracak
merak ediyorum.
Yazı devam ediyor...