-- Dikkat spoiler içeriyor olabilir, tadın kaçsın istemiyorsan okuma--
Sıradan dedektif hikâyeleri mi dedi birileri? Gotham
şehrini ikinci ziyaretimizde, bölüm bize, Thomas ve Martha Wayne cinayeti ile
ilgili kilit bilgilere sahip olması muhtemel Selina “Kedi” Kyle (Camren
Bicondova)’nın hikayesini, bir çocuk kaçırma olayının ışığında anlattı. Dizi hem
gelecek kedi kadının geçmişi ile hem de Arrow
dizisinde de karşımıza çıkan Dollmaker kötü karakteri ile sıradan dedektif hikayelerini
anlatmayacağını göstermiş oldu. Bir yandan da Carmine Falcone (John Doman) ve Fish
Mooney (Jada Pinkett Smith) şehri kimin yöneteceği konusunda bir anlaşmaya
vardılar. Öte yandan Oswald Cobblepot -Penguen- (Robin Lord Taylor) eski
yaşamına dönmenin yollarını araştırırken, Bruce Wayne de kendini test etmeye
devam etti.
Bölüme genç Bruce Wayne’nin elini bir mumun üzerinde
tutarak kendini test etmesi ile başladık. Wayne elinin yanmasına rağmen acıya
dayanmaya zorlar kendini. Bu küçük mazoşist deneme Alfred’in odaya girmesi ile
kesilir. Alfred ilk önce aşırı tepki göstermesine rağmen daha sonra Wayne’i
anlar ve onu kucaklar. Daha sonra Wayne’i metal müzik dinlerken ve gotik
resimler çizerken görürüz. Tüm bunlar bana şunu sorgulattı: Wayne’nin Batman’ken
sahip olduğu ruh hali ailesinin öldürülmesi sonrasında gelişen bir şey miydi? Yoksa
aslında Bruce Wayne en başından beri hafif psikopat ruh hallerinde idi ve
ailesinin ölümünden sonra Alfred ve Gordon’un yardımı ile karanlıklara
sürüklenmeden mi Batman olmayı başardı? Ben ikincisinden yanayım şimdilik.
Bruce Gordon değil, iyi bir terapist lazım.
Batman
serilerinde, Alfred'i genellikle orta yolu bulan ve Bruce Wayne ile Batman
dünyasını dengede tutan bir karakter olarak görmüşüzdür. Gotham versiyonu Alfred ise çabuk sinirlenen ve sabırsız bir
karakter. Henüz Bruce Wayne’in koruyuculuğuna alışabilmiş değil. Bu nedenle bölümde “Çocuk sana saygı duyuyor.” diyerek Gordon’dan yardım istedi. Gordon Wayne
malikanesine ziyarete gittiğinde; Alfred, Wayne’nin uyumadığından, kabus
gördüğünden ve kendine zarar verdiğinden şikayet etti. Gordon endişelendi ve
profesyonel yardım alması gerektiğini söyledi ama hiç ummadığı bir tepki ile
karşılaştı Alfred “Bruce asla psikiyatriste gitmeyecek. Onu babasının
benden istediği şekilde yetiştireceğim ve kendi yolunu kendi seçecek.” dedi. Wayne üzerindeki bu ikili çatışma, Batman olma yollarında çok etkili olacak gibi görünüyor.
Dollmaker'ı da görseydik iyiydi sanki.
Arrow
dizisinden de bildiğimiz Dollmaker bu
bölümün görünmeyen kötü karakteriydi. Onun elemanları Patti (Lili Taylor) ve
Doug (Frank Whaley), içlerinde Selina Kyle’n da olduğu evsiz çocukları yiyecek
ve barınma vaadi ile kandırıp kaçırır. Bu bölüm öğrendik ki Selina’nın lakabı
Cat-Kedi. Selina evsiz çocukları toplayan bu ikiliden şüphelendi ve ilk fırsatta kaçmayı başardı. Daha sonra onları
uzaktan takip etti ve şüphelerinin boşa çıkmadığını, Patti çocukların boynuna
şırınga ile ilaç enjekte ederek bayıltınca anladı. Gordon (Ben McKenzie) ve Bullock (Donald Logue) bilinmeyen bir sebeple
bilinmeyen kişiler tarafından kaçırılan evsiz çocukların olayına el attılar.
Gordon'ın ipleri Bullock'ın ellerinde mi?
Bu bölümde de iyi polis-kötü polis çatışması
karşımıza çıktı. Umarım ilerleyen bölümlerde bunun dozunu kaçırmazlar çünkü
pilot bölümde zaten kimin iyi kimin kötü olduğunu gördük ve anladık. Gordon’un
bu pis teşkilatın içinde olmadığını ve hala idealleri için uğraştığını yine
gördük. Gordon, bu bölüm vali Mayor Aubrey James’i (Richard Kind) ziyaret etti ve Gotham şehrinin önceliklerinin neler olduğunu anladı. Önemsiz evsiz çocuklar,
sistemi tehlikeye atmadığı müddetçe gündemde değildir. Ancak Vali bu durumu
kendi lehine çevirmek için kullanırken, Selina adım adım Gordon’u
takip etti ve olayların çözümü için Gordon’a yardım etti.
Rol kesebileceği bir şey olmasa Vali neden konuşsun?
Bölümün adının 'Selina Kyle' olmasından dolayı ağırlıklı hikayesinin gelecekteki kedi kadının geçmişine dair ip
uçlarını içeren bir rota izleyeceğini düşünmüştüm. Ancak bölümün temel konusu “Gotham’ın
evsiz gençlerini kim kaçırdı?" idi. Kuşkusuz Selina, ailesi ve evi
olmayan bir genç olarak konuya dâhil oldu. Ancak konu ağırlıklı olarak Gordon
ve Bullock’ın çocukları kimin kaçırdığını çözmesine odaklanmıştı. Bu sayede Gordon’un bakış açısından Gotham şehrinde yaşananları
görüyoruz. Ancak sorun Selina Kyle ile ilgili yine elimize çok az şeyin geçmiş
olması. Dahası dizi ikinci bölümünde başka bir karmaşaya bulaşırken, henüz
çıkış noktalarını vermedi. Bu sayede seyirciyi bir sonraki bölüme bağlıyor ama
bir yandan da olayların Arap Saçına dönmesinden korkuyorum.
İşte eğitim şart!
Bu bölüm Oswald-Penguen- gelişimine adım adım
yakınlaştık. Oswald’ın annesi (Carol Kane) ile de tanıştık. Bullock
ve Gordon’ın açığını yakalamak için uğraşan dedektif Montoya ve ortağı, Oswald’ın
annesini oğlunun ani ortadan kayboluşu ile ilgili sorguladılar. Oswald’ın annesi,
oğlunu 'kibar, sadık ve kimseyi incitmeyen biri' olarak tanımladı. Ancak sorgulama esnasında gördük ki Oswald’ın annesi kendi hayal dünyasında
yaşayan biraz tuhaf biri.
Bu bölümde Oswald’ı, 'Penguen' olmaya iten şeylere daha da yakınlaştık. Kendi
annesinden 'utanç' halleri nedeni ile uzaklaşırken, tamamen zıt ve güçlü
bir kadın olan Fish Mooney’i (Jada Pinkett Smith) annesi kadar yakın hissetmesi.
Oswald’ın utandırılmaya, ezikliğe karşı negatif duygular beslemesinin, onu
şiddete yönlendirdiğini izledik. Ona penguen gibi yürüdüğünü söyleyen elemanı
anında öldürmesi bunun bir örneği idi.
Karakterlerin yavaş yavaş gelişmesini izlemek hala
heyecan verici ve bu nedenle bizi üçüncü bölümü izlemeye teşvik ediyor. Bölümler
boyunca Joker karakterine göndermeler olacağı söylentisi yayılmakta. Ben bu
göndermeleri yakalamakta pek başarılı olamadım. Yakalayan varsa yorum olarak
paylaşırsa süper olur.
ABC dizisi How To Get Away With Murder'a İlk Bakış: