"Fatih, sen bir Şekercizadesin, ailemizin veliahtısın.."
Fatih'in şirkete ve işlere geri dönmesi iyi oldu. Zati biliyorsunuz, ben ilk günden beri ayrılmasının da sağlam bir temeli olmadığını dile getirmiştim. Haliyle, Fehmi ve Gülsüm hanımda aynı damardan işleme yoluna gitti. Şu an ise havada kalan tek bir şey var; ihaleye Selin ve Fehmi tarafından bir nevi fesat karıştırılmış olması. O olay açığa çıkarsa, belki Fatih yine kızabilir; "Siz de arkamdan iş çevirmişsiniz!" gibisinden düşünerek. Sonuçta, Fatih her ne kadar sonradan Meryem'i affetmiş olsa dahi asıl kızdığı nokta, Meryem'in ona kendi kendini ispatlama imkanı tanımamış olmasıydı..
"Yarın değil elimizden mıntıkalarımızı, donumuzu bile alırlar.."
Haydar'ın tövbe ettiği gün endişelerimi söylemiştim; normal şartlarda böyle bir durumun Haydar gibi birine muhakkak negatif bir geri dönüşü olacaktır şeklinde. Ancak, Aşk Yeniden gibi romantik komedi odaklı bir hikayede buna başvururlar mı bilemem diye de eklemiştim.. Anlaşılan, bu negatif etki yoluna girildi ve bu hafta gördüklerimiz de sadece bir başlangıç..
Gelelim Ayfer'in, Haydar'a kızmasına.. Ayfer haklı, çünkü Haydar ona yalan söyledi. Hayatı boyunca mutluluğu pas geçmiş ve eski kocası tarafından insan yerine konmamış Ayfer'in, yine mi aynı şeyleri yaşayacağım çekincesi yaşaması normal. Fakat, Haydar da haklı.. Hayatta en kızdığım şeylerden birini yapıyor şu anda Ayfer. Hayatına girdiği insanı, kendi kafasına göre değiştirmeye çalışıyor. Yahu, o insan seninle tanışmadan önce de bir hayat sürüyordu. Burada Haydar özelinde konuşmuyorum tabii ki. Haydar ya da bir başkası fark etmez. Bir insanın sizi seviyor olması, sizin onun hayatına istediğiniz her türlü müdahaleyi yapabileceğiniz anlamına gelmez..
Üstüne bir de anlayışsızın önde gidenisin be Ayfer. Adam ne diyor? "Yorgunum, başım ağrıyor, yatmak istiyorum." Yav bi' bırak adamı, bi' izin ver kendini dinlesin. Ne dikiliyorsun cehennem zebanisi gibi tepesinde? Sen adamı boğ, nefes bile aldırma, ondan sonra; "Benden sıkıldı mı acaba!" Sen böyle yaparsan, adamın sıkılacağı yoksa da kaçacak delik arar zaten yakında..
"Sadece kan olsa iyiydi de sadece kan almayacaklar!"
Artık kesin emin oldum, Selin bildiğin ruh hastası.. Yoksa sperm testine bile ses çıkarmadan giren Orhan gibi bir adamı sürekli neden şarlar ki bir insan? Normal şartlarda herhangi bir ortalama Türk erkeğini, en az beş sene geçmeden ve kafasına silah dayamadan sokamazsınız o teste malum.. Her şeyi geç; daha bi' gün önce, cümle alem salonda otururken gittin Orhan ile birlikte oldun Selin. Ertesi gece ise, "Annen yatmadan olmaz!" diye tutturdun. Bir de Orhan'a trip atıyorsun, "Ananla uyudun!" şeklinde.. Kızım manyak mısın? Ne istiyorsun sen bu çocuktan Allah için? Yeminim var.. Orhan'ın isyan edip, Selin'e sevginin ne olduğu hakkında had bildireceği gün, koç keseceğim..
O değil de inşallah Orhan'ın yediği "bereketli" macunları, yanlışlıkla Meryem ile Şevket yemez. Malum bu sıralar, araları da limoni. Allah muhafaza macunun etkisiyle barışmaya falan karar verirlerse.. Aman yarabbi! Ülke buna hazır mı inanın bilmiyorum..
Yazı devam ediyor..