Büyükada'dan yol geçer diye dedesinin arsa aldığını duyunca Hüsnü için kafamdaki taşlar tamamen yerine oturdu. Deliliği kalıtsalmış arkadaşlar. Ne yazık ki çözüm yok. Peki Polat bu adamı neden yıllardır yanında tutuyor? Cevabı iş aramasında saklı. Çok değil, iki ekipman okutup kayıtlarla oynasa kurtaracağı borcu iş arayarak kapatmaya çalışıyor. Bu delilik değil dürüstlüktür, mertliktir. Hüsnü karakteri için gerçekten güzel bir bölümdü. Erhan abisiyle mekan basıp adam da dövdüler. Oh miss...
Vadi Aklı bu bölüm cayır cayırdı. Ayan beyan ortada olan ama genel olarak hiçbirimizin hesaba katmadığı bir etmeni gözümüzün önüne serdi. Uyuşturucu güzergahı… Bölgenin giderek karışması kuşkusuz oralarda bir yerlerde var olduğunu tahmin ettiğimiz damarı etkiliyor. Vadi Aklı'nın verdiği rakama göre 1 trilyon dolarlık bir piyasayı direkt etkileyecek her etki, kuvvetinden büyük tepkiyle karşılaşacaktır. Belli ki bu konunun üzerine gidilecek. Nitekim damar yönetimini Gölge ile kişisel bir hale bürüdüler. Bunu yaparken de örgüte en ağır şeyleri söylediler.
Özellikle Gölge’nin “herkesle düşüp kalkan benim gözdem olamaz” lafı gerçekten ağırdı. Vadi bu cesareti geçen sezon IŞİD’in en şiddetli zamanında onu karşısına alarak da göstermişti. Şimdi de en şiddetli döneminde örgütü yine karşısına alarak bu cesareti gösteriyor. Tamam, örgüt hep karşısındaydı ama son dönemde daha arka plandaydı. Vadi’yi her yönden eleştirebiliriz. Fakat zamanlamaları ve aldıkları tavırları takip edersek bence bu adamların cesaretlerine asla laf edemeyiz. Helal olsun.
Tamam tamam, geçen bölümün yazısı da gelecekmiş sakin...
Bölümün başında bir harddisk muhabbeti vardı ki sonuna kadar gitti ve konu canlı bomba kovalamacasına kadar vardı. Muhsin’in bulduğu canlı bomba adresi ve başarısız operasyon önemli değil de Abbas’la ilgili gardımızı indirdiğimiz anda “haklısınız” mesajı vermeleri çok tatlı oldu. Cayır cayır çatışan adamın o sahnede panik yapıp adamı üstelik alnından vurmasını hiçbir vadici es geçmez. Abbas temiz çıkarsa bu diziyi bırakırım. Zira hiçbir şey öğrenmemişim demektir.
Asıl bombacının şehirde dolaşıyor olması gerçekten ürkütücüydü ama bombacı bizim Halil çıkınca işler değişti tabii… Üstüne üstlük 15 milyonluk şehirde Safiye ablasıyla karşılaşması açıkçası biraz fazla zorlama oldu. Halil, Galata kulesine giderken bombayla patlaması mı; yoksa etkisiz hale gelip taraf değiştirmesi mi daha güçlü bir etki yaratır? Düşündüm durdum. Halil öyle şeyler yaptı ki Polat indirse seyirci “zaten patlayacaktı oh olsun" deyip geçerdi. Yaşaması, hikayesinin değerlenmesi açısından önemliydi ama pişman olduğu anda Gölge tarafından patlatılması gerçekten güzel olurdu. Bu söylediğim mutlaka senaryo ekibinin masasında vardır ama demek ki daha farklı bir hikaye kurguladılar. Artık Halil’i daha yakından tanımaya başlayacağız…
Kanal D, 23:00 civarı reklam dönüşü tekrar Galata’dan başlayınca bittiğini sanmıştım. İyi ki de son ana kadar beklemişim. Çok hoş sahneler izledik. 23 Nisan resepsiyonu şehitlerin aziz hatırasına saygıdan dolayı ertelenmişken Vadi’nin böylesi güzel bir şekilde kutlaması anlamlıydı. Vadi Aklı kimseyi ayırmadı. En geniş coğrafyadan ele aldı ve en eskiden en yeniye mevzuuyu bir bütün olarak gördü. Ona yakışan da bu olurdu zaten. Kurtlar Vadisi Pusu 292. Bölüm çok güzel başladı ve muazzam bir güzellikte bitti. Darısı 293’ün başına…
Haftaya görüşürüz.