Sultanahmet Camii’ne değinmeden olmazdı. Açıkçası Halime
Sultan ve Dilruba’nın Mustafa’nın her an kriz geçirebileceğinden
şüphelenmelerinin ardından cami gezisi sırasında Mustafa’dan bir atak
beklemedim değil ancak sahnenin büyüsünü ve atmosferini bozmamak için Mustafa’ya
dokunmadılar. Sonuçta en ufak bir hatunu bile tehditten sayıp “öldür onu!”
diyen Pinhan Ağa’nın yüzlerce insanın içinde Mustafa’ya acımadan dostluğunun
getirilerini yerine getirmesi beklenirdi. Aslında güzel de olurdu; halkın “Deli
Mustafa” diye tanıdığı ve tarihe de bizzat bu lakapla geçen Mustafa’nın
Sultanahmet Camii açılışında Pinhan’ın gazıyla delirip yüzlerce insanın
ortasında kriz geçirmesi güzel sahnelere gebe olabilirdi ama dediğim gibi büyük
ihtimalle büyüyü bozmak istemediler.
Bölümü izlerken şunu fark ettim. Biz Muhteşem Yüzyıl’da aynı
zamanda çok güzel divan çekişmeleri de izliyorduk. Kendi adıma İbrahim Paşa’nın
diğer paşalarla, Rüstem Paşa’nın Barbaros’la çekişmelerinden hep zevk alır
olmuştum ve Kösem’i izlerken bunun yokluğunu fark edip hüzünlendim. Açıkçası
zaten böyle bir divan hazzını hiçbir zaman alamayacağız. Zira Kanuni döneminin
az sayıda kaliteli devlet adamına karşın Kösem’in yaşadığı yarım yüzyılda bile
divanda yüzlerce paşalar yerinden oynamış, sadrazamlar bir anda mühür değiştirmişti.
O nedenle Muhteşem’de aldığımız “divan” zevki biraz da Kösem’in hakimiyetinin
yoğunlaştığı zamanlara denk gelecek. Davud Paşa bunun en güzel örneği…
Osman ve Mehmed’in Meleksima merkezli kavgaları iki kardeşin
arasını açan ilk olay oldu. Yine bölüm içinde Mehmed Osman’ın validesi Kösem’e
edeceği hediyeyi kirletmişti. Mehmed’i kıskanç ve kötü tarafı ağır basmış bir
şehzade olarak göstererek ileride başına geleceği akıbeti Osman’dan yana haklı
kılmak ve Kösem-Osman düşmanlığında Kösem’i biraz daha merhametsiz, Osman’ı
biraz daha masum göstererek manevi oğlunun katili cani bir valide portresiyle
ikinci bir “Şehzade Mustafa” vakasına izleyiciyi hazırlamak istiyorlar belli;
canımız Osman’dan yana çok yanacak, çok!
Bölüm orta şekerli, hafif boşluk doldurmalı ama özellikle
Kösem gibi bir karaktere özgünlük katma bakımından verimli geçti. Daha çok
sonralarda öğreneceğini düşündüğümüz kardeşinin varlığını da son sahnede şaşırtıcı
bir şekilde öğrendi Kösem. Bakalım haftaya neler olacak? Kendi adıma bu sezon
içinde 15. bölüm kıvamında birkaç bölüm daha izlemek istiyorum. Hayırlısı,
haftaya görüşürüz.