Nihan’ın intiharı biraz hafif mi
işlendi ne? Yani tabi ki de fazla dram sosuna bulanıp duygu sömürüsü
yapılmasından yana değilim de kaç kat yüksekten atlamış kız, olayın akşamına
tavuk suyuna çorba içince bir garipsedim ben. Bir ağız tadıyla “Hayati
tehlikeyi henüz atlatamadı, şimdilik beklemekten başka yapacak bir şey yok.”
klişesi bile yaşanamadı yahu! Hastanenin kerameti ve başarısı belki de. Çünkü Medcezir’de de Yaman bildiğin pompalı
tüfekle vurulmuş olmasına rağmen iki güne kalkıp aynı hastanede kutlama
yapabilmişti.
Tabi Nihan iyi ki gözlerini bu
kadar çabuk açtı da o magazincilere o efsane ayarı verebildi. Hayatın çoğu
alanında olduğu gibi, skandal, aldatma vs konularında da ikiyüzlüce davranarak
kadınları yeren bir dil kullanan magazin basınına karşı Nihan’ın manifestosu
benim içime o kadar sindi ki, bu diziyi sırf bunun için bile izleyebilirim. Leyla
ve Vildan’ı bile aynı safta birleştirdi. Seninle gurur duyuyoruz Nihan! Cesur
yürek Nihan’ın askerleriyiz! Bu ülkede ağaran saçına sakalına bakmadan gencecik
kızlarla gezip tozan, “ortanca hanım” sahibi erkeklerin sevgililerine
yaptıkları pahalı jestlerin sadece “haberi“ yapılır. Veya her türlü aile içi
ensest olaylarında gönül rahatlığıyla kulağımızın üstüne yatıp mışıl mışıl
uyuyabiliriz. Ama kendisinden üç beş yaş küçük kişilerle evlenen ünlü
kadınlarla ilgili her haberde bu farkı ön plana koyup, kınama alt metinli
yazılarla “vurun kahpeye!” algısı yaratmayı da pek severiz. Neyse, Nihan’ın söylediklerinin
üstüne daha da söyleyecek sözüm yok, zira yerim dar.

"Kadınım ben, bedenim de
hayatım da sadece benim!"
Nihan’ı kaybetme korkusu daha
evvel Kemal’e yine hiç yapmayacağı bir şeyi yaptırmıştı. Bu sefer de
helikopterle kızı kaçırıverdi. Nihan rüyasında bir gemide olmayı hayal etmişken
Kemal’in de yurtdışına çıkış için bir cruise gemisi seçmesi aşkın güzel bir
tesadüfü olsa gerek. Gerçi bana kalırsa o bindikleri helikopterden hiç
inmesinler, doğruca uçup gitsinler. Zaten her an Emir çıkıp gelecek diye,
yüreğim ağzımda izledim o uzun vedalaşma seremonilerini. Şimdi bir de gemiye
bindiler mi, gemi suları aştı mı diye endişelen dur. Ama Kemal de sözünün eri
adam, alıp götürdü vallahi kızı.
Sözünü tuttuğu ve dolayısıyla
saflarına kattığı bir kişi daha var tabi; Tufan. Zehir, Kemal’e kombine bilet
almış zaten, her türlü dalaveresinde ilk 11’de yerini alıyor. Allah’ını seven
defansa gelsin de Kemal’e yardım etsin diye beklerken Tufan’ı da 2+1 yıllık
sözleşme ile renklerimize bağladık diye düşünüyorum, borsaya bildirelim! Şükür
ki kadıncağızın, başına bir iş gelmeden Tufan annesine kavuşabildi ve o anlar
Zehir gibi beni de oldukça duygulandırdı. Minnet duygusu Tufan için, intikamdan
daha güçlü bir tutkal olacaktır ve dilerim Kemal’in safında yer almaya
başlayacaktır.
Şöyle bir silkinip ölü toprağını
attık üstümüzden. Dilerim, vitesi hiç düşürmeden bu tempoda her dakikası keyif
veren, dolu dolu bölümlerle yola devam ederiz.