Bölümden bana kalanlar böyle idi. Şimdi de kısa kısa
aklımdan geçenlere gelelim.
Songül- Sado ve Begüm sahnelerinde Begüm’e çılgınlar gibi
sinirlendim. Hem sen kimsin de, son şeytan bükücü Songül’ü aşağılama gafletinde
bulunuyorsun?! Fakat izlerken yaramaz bir soru işareti zıp zıp zıplıyor
kafamda. Songül mü, Begüm mü daha tehlikeli? Begüm Bahri Baba’nın eski bir
sözünü hatırlatacak kadar akıllı (Akıllı kadın, erkeği nasıl yöneteceğini
bilir, demişti Bahri Babişko) fakat Songül akıllara zarar şekilde işini iyi
biliyor! Ben tarafımı seçtim, Songül sen
bir efsanesin! Şeytanı bilemem ama ben önünde saygı ile eğiliyorum. O nasıl bir
ajitasyondur, resmen Zülfikar’ın “ABAAART” tepkisini verdim. Songül Rocks!
Albay’ımı öldürmediniz ya, çok yaşayın siz! Bu kez de
Poyrazcım Albay’ımın yardımına koştu, pek de bir güzel oldu. Bölümün favori
repliğini bırakıyorum şuraya ininizle; “Emekli Albaylar ölemez!”
Ayşegül, Poyraz’ın lafını dinlemediğine çok pişman olacak
gibi gibi. Fakat söylemeden geçemeyeceğim yemek sahnesindeki Poyraz’ın
hödüklüğü kaç puan? “Yanındaki kadını ciddiye almayan, çok bilmiş erkek tribi”
hiç yakışmamış Poyriciğime, cık cık.
Zülfikar Dedem’in olduğu her sahne mi güzel olur? Evet
efendim bal gibi olur hem de! Taş Kafa ile Ümran meselesini konuşurken ne kadar
içten ve doğalsa, Poyraz’a itiraf sahnesinde de aynı etkiye sahipti, iyi ki var
kendisi.
Düğün var dediler, geldik!
Taş Kafa’nın adını Ümran ile nikahında öğreneceğiz bakın,
yazdım şuraya. Bu elçilik uzun süre kapanamaz, bir ateşkes bekliyorum en kısa
sürede!
Meltem’i seviyoruz, anarşik tavırlarına da saygımız sonsuz
ama abartmasak mı? Gitsin öpsün, Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş
sevgilisinin anasının elini.
Beni en mutlu eden sahnelerden biri Poyraz’ın adını
anımsamadığım kötü adamı öldürememesi oldu. Oğlu ile birlikte görünce yaptığı
şeye anlam veremeyen Poyraz Beyler kalp ben.
Evet efeniiim, Albay’ımın faturayı unutması ile paçayı
kurtardık, lanet kaplumbağamızı görüp birilerini gömdük, Poyraz ve Ayşegül’ün tatlışlıklarını
izledik, Zülfikar’ımıza yine güldük. Ve
pek tabi ki başımızı yine belaya soktuk! Kısacası ortalama bir Poyraz Karayel
bölümünden beklediğimiz şeyleri izledik. Neşet’in “içimizdeki şeytan” olduğunu
en kısa sürede anlamaları, yeni bölümle ilgili tek temennim. Ha bir de Bahri
Babişko’mu üzmesinler! Poyraz Karayel çarşambamıza yine tatlı bir tebessüm
bıraktı, herkesin emeğine sağlık .Haftaya görüşmek üzere.