Yerli yabancı ayırt etmeksizin, uzun süredir bir diziyi böyle iştahla, heyecanla beklememiştim. Beklediğime değmiş. Otuz
yedi bölüm boyunca yaşadığımız her şeyi bir kenara bırakıp kendimize yepyeni,
tertemiz bir sayfa açtık. Geçmişim izleriyle, geleceğin umutlarını
birleştirdiğimiz çok güzel bir bölüm izledik. Herkesin ellerine, kollarına,
emeklerine sağlık. Herkese kalp kalp kalp. <3
***
Zenginlik, mal, mülk, para neye yarar Ayşegül’ün
yanında Can olmayınca… Bu cümle otuz yedinci bölümün tek cümlede özeti gibi.
#YeniBaşlangıç diyoruz, her şeyi en baştan alıyoruz, her şeyi sıfırlıyoruz da
bir kalbimize söz geçiremiyoruz. Olmuyor, olamıyor. Ayşegül ve Can’ın hikâyesi
de o hesap. Çözüldükçe daha çok düğüm olan hikâyelerine sıfırdan başlamak için
ilk adımı Ayşegül attı. Eğer Ayşegül, o adımı atmasaydı; Can’ın da atabileceğini
düşünmüyordum açıkçası. Can, ancak ajan gibi Gülendam’ı darlasın.
Sanki büyülenmiş...
Can, aşkın çıtasını Mars'a çıkarttı! Uzun zamandır kalbimi bu kadar gıdıklayan bir özlem
izlememiştim. Ayşegül'ün, Can’a bıraktığı mektubun bir son değil; aksine ikisi
içinde yeni bir sayfa olacağını hepimiz az çok biliyorduk. Ayşegül mektupta,
zincirleri kırmak diyordu, kötü ile kötü olmamak, her şeye bir adımla başlamak,
korkmamak değil; korktuğu halde o adını atmak diyordu. Ne kadar cesaret veren,
güzel cümleler. Beynimizle yazdığımız
şeyleri, yüreğimizle de uygularız inşallah, bir gün! Ayşegül artık yeni
mahallesinde, yeni evinde ve yeni işinde. Mahalle güzel. Oradan bize çok ekmek
çıkar. Yeni ev de güzel, ki jeopolitik önemi Can’ın eve komşu olmasıyla daha
anlamlı bir hale gelecek. O da tamam. Bir de yeni işi var: köftecilik. Ayşegül’ün
köftecilik macerasıyla birlikte Hakkı Usta ve Sıtkı ile de tanışmış olduk. Hakkı
Usta, anlayışı ve bilgeliğiyle bizim çocukları eğiteceğe benziyor, hadi
bakalım. Ustacım, köfteler bir de bu çocuklar sana emanet.;)
Sıtkı ve Hakkı Usta'ya selam diyelim :)
AyCan’ın “Ay” kısmı böyle; bir de “Can” kısmımız var. Can’ın
Ayşegül’ü arayan tatlı ve romantik hallerini izlemek yine çok güzeldi. Handan
ve Gülendam’ı da alarak turan taktiği ile Ayşegül’ü bulma çabasını da takdir
etmedim değil. Ayrıca, Can ile Ayşegül’ün yollarının bu kadar güzel kesişmesine
de sevindim. Güzelden kastım uzatmadan, ağrısız, sızısız. Yollarının tekrar
kesişmekle kalmadı bir de komşu oluyorlar. Aslında en baştan bu yana “Ayşegül
ile Can hep aynı evde kalmalıydı.” şeklinde düşünenlerdendim. Gel gelelim komşu
kızı fantezisi de güzel. :) Yalnız var ya sırf kıskançlığından ve
sinsiliğinden Murat da aynı mahalleye taşınırsa hiç şaşırmam. Neyse güzel
konuyu Murat ile dağıtmayayım. Ne diyordum ben… Hıh, tamam, Ayşegül ile Can
artık komşuculuk oynayacaklar. Artık biri sütlaç yapar diğerinin kapısına
götürür; diğeri “Tabak boş gitmez.” der, meyve götürür. Sonuçta komşu komşunun
aşkına… Ay pardon külüne muhtaçtır.
Sıtkı'yı Gülendam'ın ulaşamayacağı bir yere saklamayın sakın!
#YeniBaşlangıç ile birlikte Gülendam’ın da bu hikâye
içerisinde yalnız kalmayacağını, en azından birisi için kalbinin çarpacağının
sinyallerini aldık. Sıtkııııı. Gülendam, Sıtkı’dan hoşanıyoooor. Yaa,
Gülendam’ın âşık olmasını, ayaklarının yerden kesilmesini çok isterim. Zaten çok
tatlı; bir de âşık olursa tadından yenmez. ^.^
Yazı devam ediyor...