Bayram Bey’i çok seviyorum. Ama Bayram Bey’in babalığından
-şimdilik- hiç haz etmiyorum. Bayram’ın geçmişi aydınlık değil, bunu
biliyorduk. Müfit’le beraber gördük ki o karanlık daha derin. Öyle derin ki,
tüm Cevher’leri yuttu yutacak. İşte böyle Osman Alkaş’ın Müfit karakteriyle
tanıştık. Yine şahane bir cast seçimi. Zeynep’in bakan babasının hikayeye sağlayacağı
katkı büyük olacak.
Bayram Bey, Hüseyin'i kendi elleriyle mutsuzluğa itmiş. Oğullarının mutsuz olduğunu bile bile onlardan kendi istediklerini yapmasını isteyen bir adam Bayram ama Hüseyin'e hep çok fazla yüklenmiş. İnsan, oğlunu mezar başında ağlarken görüp de nasıl kıyabilir ona? Nasıl canını daha da yakabilir?
Hüseyin ilk sınavını ölümle vermiş, sonrasında sevmediği bir
kadınla evlenmek zorunda kalmış. Sorgusuz sualsiz, boynu bükük bir kabullenişle
oturmuş nikah masasına. Cevher ailesinde bir şeylerin feda edilmesi
gerektiğinde elinin taşın altına koyan hep Hüseyin olmuş gördüğümüz kadarıyla.
Hüseyin, Tayanç Ayaydın’ın elinde muazzam bir şekil almış; yorgunluğu, kırgınlığı
bedenine işlemiş bir karakter. İnceden inceye Bayram Bey’e karşı duruşun da çok güzel ama
zincirlerinden kurtulman öyle kolay olmayacak Hüseyin Cevher Bey’cim, biraz
yavaşla istersen.
Hüseyin ve Kerim iki zıt kutup. Fakat günler ilerledikçe o
kutuplar da yer değiştirecek diye düşünüyorum. Kerim, Bayram Bey’le kavga
ederken ortalığı yıkıp geçmekte tereddüt etmezken, Hüseyin daha sağduyulu
davranıyor. İşte bu karakter tutarlılığı. Zaman geçtikçe -muhtemelen- Kerim’in sakinleşip
Hüseyin’in öfkelenmesi de yaşananların getirdiği başkalaşımlar olacaktır.
Gözlerimiz yollarda, Kerim oğlumuz nerededir?
Bayram Bey, aklına eseni yapan bir adam. Önce ablasını da
Melek’e karşı doldurup sonra ablasını araması da bunu gösteriyor aslında. Bu
sahne bana Hülya’nın Aylin’i Kerim’e gönderip, sonra vazgeçtiği ve telefon
başında kendini yediği sahneyi hatırlattı. Hülya ve Bayram birbirlerine öyle
benziyor ki, Hülya Bayram’ın kızı deseniz şaşırmam.
Ve Melek’ten hesap sorabilecek en son kişinin Bayram Bey
olduğu konusunda hemfikir miyiz? Sen git başka kadından çocuk sahibi ol, gel
oğluna anlamadan dinlemeden laf et. Pişman olsa, hataydı dese anlarım ama
geçmişte yaptıklarını pişkince savunan bir adamın bu konuda söyleyeceklerini
umursamam, üzgünüm. Kaldı ki, ortada bambaşka bir durum var. Daha ne olduğunu
anlamadan, oğlu iki gün yanında göründü diye bebeğin Hüseyin’den olduğuna nasıl
karar verdin? Bir de Melek’e o lafları söyledikten sonra eve gelip Bade’nin
annesini soruyor, pes! Ayrıca Bayram Bey'in ablasından hiç hoşlanmadım.
Süheyla Hanım’la ilgili de birkaç şey yazacağım elbet. Arkandayız Süheyla
Hanım Teyze, bu adamı durdursan durdursan sen durdurursun. Süheyla karakterinin
ilk bölümlerdeki pasifliğini üzerinden atıp aslan gibi kükremesi ne güzel oldu.
O ceviz kırma sahnesine bayıldım. Havalar serin, bol bol “Cevher-Ev” sahnesi
yazın; bizce sıkıntı yok. Gözlerimden yaşlar geliyor evdeki sahneleri izlerken.
Endişe, korku, öfke...
Hatta Kerim ve Bayram kavga ederken bile bir yandan
gerilimi hissederken bir yandan kahkaha atıyordum. Ahmet Mümtaz Taylan, sadece
Bayram Bey’e can vermiyor aynı zamanda oyunculuk dersi veriyor. Her sahnesinde,
her mimiğinde, her sözcüğünde… Onu izleyebilmek büyük şans.
Kerim ve Bayram arasında bölümlerdir süren gerilim, final sahneleriyle biraz
daha tırmandı. Bayram Bey, bu meseleyi ısıtıp ısıtıp Cevher ailesinin önüne
sunacaktır. Ama fragmanla beraber haftaya daha büyük problemlerin baş
göstereceğini görmüş olduk. Kerim’le büyük kavgalar yaşamaya vakit ayırır mı
bilemem. Müfit, Bayram Bey’i bir hayli terletecek belli.
Başta ne demiştim? Acısıyla tatlısıyla bir şarkıdır hayat.
Hayat Şarkısı ekibi, yine hayat gibi gerçek, sıcacık bir parça sundu
bize. Çok güzel bir bölümdü, emeği geçen herkese teşekkürler.
Gelecek haftayı iple çekiyorum. Sizler 5.bölüm hakkında
neler düşünüyorsunuz?