Cansu Hanım..
Aşk Yeniden'in sorunu hikayesinin tıkanması ya da tüm sorunların çözülmüş olması değildi ki bilakis dizinin sorunu, ana hikayenin bir türlü ilerlemiyor olmasıydı. Ve hala hikayede önemli adımlar atılmamışken, gidip hayatımıza "yine" yeni bir karakter sokmanın ne manası var? Hele de bu karakterin motivasyonu "Öff nasıl laf soktum!" tribine sahipse. Amacı olmayan kötü, kötü olmak için kötülük yapan kötü..
"Arge çalışanım olmak ister misiniz?"Zamanında Zeynep'in, Fatih'in şirketinde bir görev alacağını da dile getirmiştik, Fadik'in kazandığı pasta yarışması sayesinde bir dükkan açacağını da.. Ve bu sayede de hepsinin ortak bir payda da buluşmasını bekliyordum zati. Bi' 30 bölüm gecikmeli oldu, ama olsun. Lâkin uzun zamandır dediğim gibi, şu an Aşk Yeniden'in ihtiyacı olan bu tarz "yeni" ufak açılımlar değil..
"Cevat kim ki?"
Filler tepiniyor olan ise zavallı Cevat'a oluyor demekten yorulmuştum, aynı değerlendirmeyi geç olsa da Zeynep'in de yapmış olması önemli. Gel gör ki yine beni şaşırtmayarak kendini durumdan sıyırdı ve direk suçu Şaziment'e yükledi. Sanırsın Fatih ile ikisinin halt yemesi yüzünden olmadı bunlar, sanırsın Şaziment erkeklerin kalbini kırmaktan zevk alan sadistin teki..
"Sen yeter ki iste, kalbimi sökerim.."
Normal şartlarda; Haydar'a zorla mafyalığı bıraktırdıkları için illa ki savunmasız kalan Haydar saldırıya uğrar. Ama Aşk Yeniden hikayesinde böyle bir şey gerçekleşir mi emin değilim. Yine de insan şüphelenmiyor değil, özellikle de Fadik ile Şaziment'in üstüne basa basa "Başımıza bir şey gelirse!" şeklinde konuşmalarından sonra.. Lâkin belirtmeden geçmez olmaz, Haydar'ın aşkı yemin ederim dizideki en güzel aşk..
"Hakkım olanı istedim, vermediniz!"
İkinci Vahit vakası da Ertan.. Bu Ertan değil miydi Selim benim bebeğim olsaydı keşke diye defalarca dövünen, her fırsatta bunu Zeynep'e söyleyen? Selim'in babası olduğunu öğrendikten sonra da "baba" olmaya karar veren, Fatih'e bilenen. Bu adama ne oldu da birden "Para verin gideyim!" diyen iğrenç bir mahlukata döndü?
Bitirirken..
Bölümün en güzel anları Orhan'ın "casusluk" hikayesi üstüne dönen kısımlardı resmen. Bu tarz hesapsız kitapsız çıkan komik unsurlar bence Aşk Yeniden'in doğal güzelliğini bize tekrardan hatırlatıyor.. Fatih'in yatakta kendi kendine dans ettiği anlar ise anlatılmaz yaşanır, vallahi boğuluyordum..
Bu arada; neden dangalağın birinin Şaziment'i ulu orta taciz ettiği sahneler ve benzerlerini izliyoruz dakikalarca, inanın artık düşünmekten yoruldum. Özellikle de komedi çıkartılmaya çalışılan olay taciz olunca iyice sinirlerim tepeme zıpladı. Bu tarz sırf zaman doldurmaya yönelik diyalog ağırlıklı sahnelerin hikaye ile alakası olmadığı gibi, bunlar genelde en ufak bir komedi ögesi de içermiyor. Haliyle de dizinin temposu inanılmaz düşüyor..
Yazıyı şöyle bir okuyunca fark ettim ki.. Neredeyse sadece eleştirmişim.. Nasıl bu hale geldik?
Valandil..