Bu bölümden önce Deadpool’u izleyip fazlasıyla gülmüş olmamdan olsa gerek ki bu hafta pek eğlenmedim. Nedensizce sıkıcı geldi. Dizi seyircinin gözünde eğlenceli oluşundan sıyrıldığında mantık hataları göze batmaya başlıyor. Bu da bana itici geliyor açıkçası. Adamlar zaman çizgisiyle çocuk oyuncağı gibi oynuyor. Stein ‘’ Star City’nin SSCB’nin bir parçası olduğunu saymazsak…’’ diye başlayan bir cümle sarf etti. Bu da neyin nesi? Zaman çizgisine bu kadar etki ediyorsunuz ve Zaman Lordu (!) olan Rip Hunter bu durumdan zerre rahatsız olmuyor, durun demiyor. İlginç.
Pentagon operasyonunda ortaya çıkan Kendra’nın öfkesini Carter’ı kaybetmesine yoruyorum. Rip Hunter’ın da belki de bölüm boyunca verdiği tek doğru karar Sara’dan onu eğitmesini istemesiydi. İşin aslını isterseniz Sara’nın Kendra’yı eğitmesi demek de doğru olmaz. Zira ileride Rip Hunter’ın aslında Kendra’nın Sara’yı eğitmesini istediğini gördük. Sara’nın Kendra’dan bir şeyler kapacağını sanmıyorum ama dövüş sahneleri iyiydi. Aralarda oluşturdukları buhranlı hava ise ne yalan söyleyeyim beni yordu. Benim bu diziden tek beklentim eğlenceli olması ve bu bölüm bunu bana veremedi. Böyle düşünen bir tek ben miyim acaba?
Leonard Snart ve Valentine Vostok
Bölümün ana görevi Savage’ın Sovyetler'de ne yaptığını bulmaktı. Bunu da Ray ve Snart üzerinden işlediler. İkilinin Valentine üzerine olan rekabeti beni suratımda bir gülücük oluşmasına yetti. Özellikle bu sahneleri ile Leonard Snart bölümün yıldızıydı. Snart’ın dolandırıcılık, el çabukluğu vs. üzerine olan yeteneklerini göstermesi beni mutlu ediyor. Tüm bölüm çeşitli yollarla cüzdan çalsa yine de izlerim. Kafası dolandırıcılığa bu kadar çalışınca kızı da kaptı sonuçta. Kız da ileride onu kaptı ama olsun. Hal böyle olunca Ray’e de soğukta beklemek düştü. Ray’i de çok ezer oldular. İleride umarım onun yeteneklerini de görürüz. Kendisi Arrow’dan tanıdığım kadarıyla dahi bir bilim adamı ve konu teknoloji olunca ekibin en önde geleni denilebilir.
Yazı devam ediyor...