Ama her kadın Şahmeran'dır!
Şahmaran çocukluğumun efsanelerinden biriydi. Büyüsü yatak odalarımıza sızan, sureti duvarlarımıza asılan bir eşsiz masal gibiydi. Gulyabani gibi dizlerimi titretmedi hiç. Ya da Kırmızı Başlıklı Kız kadar derin bir saflığı yoktu. Sanki her şeyi anlayan karanlık bir varlıktı. Her şeyi anlamak. Her şeyi anladığın hâlde fedakar olmak. Her şeyi göre göre ihanete uğramak. Böylesi daha zor değil mi? Çok karanlıksan zaten içini delip geçemez siyah bir aşk. Ya da çok temizsen sana düşen bir damla bulandıramaz içini. Ama her şeyin ortasındaysan ve her şeyi anlıyorsan, zor. Şahmeran için zor olmuş mudur? Çok acı çekmiş midir? Tıpkı efsanedeki gibi yılanlar her şeyi öğrendiğinde ansızın gelecek midir? Her şeyi anlamamız mı gerek? Şahmeran'ı anlamamız gerek. Çünkü her kadın Şahmeran'dır...

Bu bölüm daha ziyade kendi sonunu yazarken elleri titreyen bir kadını izledik. Karagül; kadınları kadınlara ve tüm dünyaya anlatmakta kararlı. Konaktaki her kadının bir hikayesi var. İşi bu denli güzel kılan da bu değil mi zaten? Acısı ciğerine dövme gibi işlenmiş kadınlar ve onların yolculuğu...


Güven de ruh gibi, gidince dönmüyor.

Ada'nın gafından sonra Maya da illa ki bir pot devirmeliydi. Zaten onun golü de yine 'güven' teması üzerinden geldi. İkizler birbirlerinin acısını hissettiği kadar, birbirlerini acıtmayı da iyi bilirler. Serdar'ın tepkisi çok yerinde, Baran'ın abilik içgüdüsü çok tatlı ve Emre her zamanki gibi çok talihsiz. Yine de gözümüzün önünde Narin'inki gibi kömürle yazılmış bir kader dururken diğerlerine üzülecek vakit bulmak zor. Elif'e evlenme teklifi mi? Rica ederim bu bahsi kapatın kuzum...

Ben şu ekran işlerinde teknik meselelerden anlamam, hiç anlamadım. Ama Karagül atmosferinde bir şeyler var. Bizi çeken bir şeyler... Hani yabancı dizilerde vardır ya o his. Dünyası çoktan kurulmuştur. Siz küt diye içine düşer ve bir süreliğine misafir olursunuz. Ne o dünyayı tanırsınız ne de yadırgarsınız. Ama misafirliği de uzattıkça uzatırsınız. Bir gün yolum Halfeti'ye düşer mi bilmem. Ama gidersem, gördüğüm şeyin Karagül'ün Halfeti'si ile aynı şey olmayacağını biliyorum. Ekrana yansıyan o renkler, o mistik doku çok tuhaf.


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER