Aliş ne demek ödevimi yapmadım!
Gala söz konusu olunca bile ''Ne giyeceğim?'' sorusuyla çılgına dönen bir adet Selin ile muhatabız. Fakat ben onun bu bebeksi görgüsüzlüğünden fena halde irrite oluyorum. İlk günlerde Haluk'un dizlerine ihtişam tutkusuyla yapışan bir kız bunca şeyden sonra hiç mi dönüşmedi? Elbette dönüştü. Hatta ikizine fark bile attı. Ama neylersin ki mesele pırıltı olunca Selin'i dizginlemek imkansız. Bu da haliyle ''Sanki çok yoksulsun heaaa'' tepkilerine mıknatıs olarak hizmet vermesine sebep oluyor. Ali'yi yemekte unutmak ne demek Selin? Ali'yi? Unutmak? Ne demek?

Huysuz ninelere dönüştüm sanırım, zira her şeyi önceden tahmin edebilme yeteneğim de yüklendi. Ali daha Selin'i aradığı an ''Ohooo kesin gidecek erkenden sürpriz yapacak'' dedim. Yiğit kitaplara magmadan bakıyormuş gibi davranırken ''Kesin kitabın sonunu söyleyecek'' dedim. İşte bunu sevmiyorum. Bir şeyler ters köşe olsun, bir şeyler bizi oradan oraya savursun. Psikolojik tahliller de bir yere kadar...


Sakallarını bebe sabunuyla mı yıkadın bohem prens?

Herkesin şizofrene bağladığı bir bölüm izledik. Güneş Zafer'i, Savaş Nazlı'yı ve Haluk kimbilir kafasında kaç tane tilkinin suretini görüyordu. Daha ilk bölümlerde klinik vaka listesi oluştursam Rana ilk üçe girerdi. Oysa ki şu an en aklı başında kişi ödülünü tek başına kucaklıyor. Yine de illa birileri delirecekse ben onun Haluk olmasını tercih ederim. İnsanın saykoluğu özlenir mi hiç? Özleniyormuş.

Selin'in güzelliğiyle nasıl baş edeceğiz hiç bilmiyorum. Sağlıkla ışıldayan dişleri, pürüzsüz cildi ve kıvrımlarından hayat akan saçlarıyla enerji saçıyor. Ali ve Selin sahnelerinde ne kadar da uyumlu olduklarını izlemekten sahneye odaklanamıyorum. Şu ünlü olma meselesine her ne kadar kıl olsam da, bu da bir sınav biliyorum. Bakalım bu sınavdan kim soruları kaydırmadan çıkabilecek?

Doruk umarım kolayca yitip gidenler listesine eklenmez. Çünkü bu kardeşlik hikayesi bana The Originals gibi güçlü bir aile dramasını anımsattı. Eğer çarpıcı bir savaş izlersek Güneşin Kızları kan kaybını telafi eder diye umuyorum. Güneş'in bebeğini kaybetmesi de çılgınlığını katlayacak ya da aksine dindirecektir. Ama bebek bile en az Haluk kadar inatçı. Tabii bunlarla yetinmek mümkün değil. Güneşin Kızları ciddi bir ivme yakalamışken tükenen hikaye çemberi giderek daraltıyor. Bu ve önümüzdeki bölümün durumu net tabloyu ortaya çıkaracaktır. Dilerim seyir keyfimiz giderek yükselir. Çünkü biliyorsunuz, nefreti değil mutluluğu beslemeli. Hangisinin galip çıkacağına ancak böyle karar verebiliriz.

Güzel günler.
 

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER