"Dediler ki; yokluğumda başka gözlerde aramışsınız huzuru..."
En sevdiğim değişimlerden biri de; daha çok ne olmak istemediğine odaklanmış, iyi yürekli padişahım civanım Ahmed’in, ne istediğini bilen Sultan Ahmed’e dönüşmesi. Destuuuuurrr! Sultan Padişah Han!
Ahmed’ciğim dostunu düşmanını net olarak biliyor. Hainlikten değil, aşktan katil olan Derviş Ağa’nın da Ahmed’e ihanet etme olasılığı yok bence. O zaman Ahmed buradan yürür gider.
 
Kabarmazsın kel Fatma annen güzel sen çirkin!

Baştan beri en sevdiğim karakterlerden biri Şahin Giray. Ama ona olan sevgim, düştüğü zor durumlardan zevk almamı engellemiyor. Kabarmaktan orta yerinden çatlayacağı anda, Sultan Ahmed’in ayağa kalkıp, Şahin Giray'ın hayallerini yerle bir etmesi, bölümün en zevk aldığım kısmıydı diyebilirim. Yalnız bundan sonra O ve Mehmet Giray’a ne olacak DEV merak ediyorum. Bu arada Fahriye’ciğim kendine acımalara doyamayacak yine. Bir gün önce biricik aşkı tahta çıkıyordu, bir gün sonra yine kelle koltukta, o da Derviş Ağa’ya geri dönüş…
 
"Hiç gönlüm yokmuş gibi çek panpa"

Derviş Ağa demişken, Handan’cığıma iki laf etmeden bırakmam elbette. Derviş’in itirafının skandal kısmının, padişahı öldürmesi değil de, kendisine aşık olmasıymış gibi davranmasını ne yapacağız?  Yahu adam koskoca padişahı öldürmüş, Handan hâlâ “ay sen nasıl bana yan gözle bakarsın, ben sana umut mu verdim?” Handan’cığım geç bunları, Derviş Ağa’nın karizmasının farkındayız hepimiz, koyver kendini tatlım, kimse seni ayıplamayacak söz. Bak Safiye Sultan yine Fahriye’yle ikisini baş göz etmekten bahsediyor, hadi, sonra kafanı duvarlara vuracaksın, vah ben ne yaptım diye.

"Bugünkü konseptim o kadar zenginim ki, her elbiseme uygun perdem de var."

Safiye Sultan’ın skandallarının sadece çevirdiği entrikalarla ilgili olacağını sanıyordum, yanılmışım. Meğer İskender, Safiye’nin oğluymuş. Türk televizyonlarındaki kayıp çocuk modasının Muhteşem Yüzyıl Kösem’de de bir yansıması neden olmasın? Gerçi Safoş'cuğumun şimdi çoluk çocuk görecek hali yok tabii. Ahmed'i Kösem sayesinde kandırır, sarayda mutlu mesut yaşarım diyordu, ama planı suya düştü. Kösem’in de onu saraydan göndermek istemesiyle rahatladım. Açıkçası Kösem’in, Ahmed üzerinde ilk baskısını Safiye Sultan yüzünden kurması hiç hoşuma gitmeyecekti. Hem en sevdiğim kısım, birilerinin Safiye Sultan’a cevap verebilecek kapasitede olması… 


Anastasia'nın Kösem'e dönüştüğünü görünce ben

İlk günden bu yana aradıklarımı bulduğum, hikayesinin aktığı bir bölüm geride kaldı. Yeşerip çiçek açan umutlarım var sevgili okuyucu/izleyici. Hazır bir yılı da geride bırakıyorken, geçmişe sünger çekelim, izlediğimizin keyfine varalım istiyorum artık, ben öyle yapacağım, siz ne dersiniz? 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER