Bir yanı kaç diyor, bir yanı kal burada
Anastasia cephesi bildiğimiz gibi. Yine haremde itilip kakıldı, kalbi Ahmed’e çarpsa, yanaklarına kan yürüse de, aklı hâlâ saraydan kaçmakta. Yanaklarına kan yürümek demişken sana da selam Cennet Hatun, bu arada artık alıştım, seni izlerken aklıma yengeanım gelmiyor. 

Ne diyordum? Anastasia’nın aklı kaçmakta ama bir yandan da Ahmed’e triplenmekten kendini alamıyor. İşi Sultan’ın halvet gecelerinde kriz çıkarmalara kadar vardırdı. Has odanın balkonunun pervazına çıkıp intihar fake’i atması çok iyiydi. Ahmed’ciğim dondu kaldı yerinde. 
 
Ağla Nasya, gözlerin güzel olur!

Ahmed ne güzel seviyor değil mi? Yüzündeki yaralardan öpüyor Anastasia’yı! Annesine de kafa tuttu, en kıymetli hazinesiymiş Anastasia'sı. Ay tatlı mısın sen? Has odaya cariyeler kabul etse de onlar görev, kalbi Anastasia'yı bekliyor. Demek padişah da olsan bir kadının gönlünün keyfini bekleyebiliyormuşsun. 

Dönüşün muhteşem olacak!

Yalnız Anastasia, Ahmed’e “artık ipleri ele almak gerek” deyip, sonra da taşlıkta adeta bir resmigeçit şeklinde salınarak yürüyünce, kaçma isteğinden vazgeçti artık sandım. Hah dedim, işte başlıyoruz. Ama biraz sonra yine Gölge’yle room escape oynamacalar! Şekerim artık bir karar versen ya, bak Ahmed’i kıskanınca, ona "kaderimiz bir" falan deyince hevesleniyor çocukcağız, şey yani padişahcağız (!). Ya yardan ya serden vazgeç artık, Ahmed’ciğim de yolunu çizsin. Gerçi son sahnede İskender’le muhabbetinizi gören Ahmed’in bu saatten sonra seni zinhar elinden kaçırmaz, bence sen artık gözdeler katına iyice yerleşmeye bak, kapına da bir güvenlik iste, kendini güvenceye al tatlım, olur mu?
 
Muhteşem Yüzyıl Kösem, dördüncü bölümüyle artık, ağır temposuna, karanlık sisli puslu sahnelerine, heyecanlı sahnelerini son yarım saate bırakması gibi seçimlerine alıştırdı, o yüzden bu hafta şikâyetim yok. Demek ki bu da böyle bir yapım. Söylentiler Beren Saat’li bölümlerin öne alındığı yönünde, gerçekten merak ediyor, bekliyorum. Son sözümde de buradan Ahmed'e sesleniyorum: 

Ahmed'e öğüt verirken ben temsili.

Canım sen yedi Cihan'ın Padişah'ısın, artık her işini kendin yapma. Bak ne güzel divana yeni atamalar yaptın, şu "İskender'in dersini ben vereceğim"ler, "çağırın o Hatun'u hesap versin"lerle falan bizzat uğraşma. Ver fermanını arkana bakma. Bak zaten savaşlar, fetihler falan öyle çok iyi gitmiyormuş. Dalkavuklarına güvenme, al Cihangir'i de yanına. Derviş, sen, o üçünüz birbirinizden başka kimseye güvenmeyin, tamam mı tatlım? 
 
 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER