Levent Kırca: Gidişi zülf-i yâre dokundu!

Levent Kırca: Gidişi zülf-i yâre dokundu!
İçimdeki sözlükte “büyümek” kelimesinin anlamını değiştireli çok oluyor. Ne sayıca artmak demek ne de genişlemek. Sağına soluna baktığında sevdiğin insanların sayısı git gide azalıyorsa aramıza hoş geldin, büyüyorsun demektir. Ben mi? Bugün biraz daha büyüdüm!

Belki de insanların gönlü geniş olduğu son yıllardı Levent Kırca ile tanıştığım yıllar. Bugünkü hali ile ilkokul, ortaokul ve lise yıllarıma denk geliyor işte. Okuldan gelir gelmez eve girmek gibi bir alışkanlığım yoktu o zaman. Yaz-kış sokaklarda oynayabilen son nesildik. Saat 7 gibi yaka paça dağınık kendimi eve attığımda annem, bir yandan ağzıma bir şeyler sokuşturmaya çalışırken diğer yandan da üzerimi değiştirmeye çalışıyordu televizyonlu odada. Çünkü benim “acilen” Olacak O Kadar izlemem gerekiyordu.

Zaman içinde tiyatro ile tanıştım. Levent Kırca ile tanıştığım oyun ise Üç Baba Hasan olmuştu.

Levent Kırca ile bir baştan bir sonran ilerleyen hikâyem N’Olacak Şimdi? filmi ile devam etti. Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğini yaptığı film devler karmasıydı adeta! Levent Kırca, Nevra Serezli, Şener Şen, Perran Kutman, Adile Naşit… Tüm bu isimlerden çıkaramadıysanız şu replik hatırlamanıza yardımcı olacaktır:

“Yaz kızım 200 torba çimento, 20 kamyon çakıl, 15 tane kapı, 30 kamyon ince kum…”

Hıh, işte o film!

Bu kötü bir şey değil elbette! Yani insanların yaptığı bir işin, diğer işlerinden sıyrılarak öne çıkması, herkesin o kişiyi o işle hatırlaması. Levent Kırca için aynı şeyi Olacak O Kadar için söylemiş olsam, dilerim ki bana kızmaz. Küçük Hüsamettin, Bestami, Ayyaş Olacak O Kadar başlığında öne çıkıp bir seferde ellerimden bu yazıya dökülenler…

Gözümde Levent Kırca’yı diğer oyunculardan (Sanatçı, komedyen de diyebilirsiniz.) farklı kılan özelliği ise duruşuydu. İğneyi de çuvaldızı da kendine batırmayı bilmiş bir insan vardı karşımda. Hem sanatçı olarak hem de aktif siyasette... Düşünceler hangi tarafa ait olursa olsun bu dünya ancak ve ancak sanatçıların ve sanatçı ruhların omuzlarında yükselebilirdi. Bunu nereden mi anladım? Tabi ki Olacak O Kadar'ın jeneriğinden: 

Niyetimiz kimseyi kırmak değildir,
Şuradaki buraya koymak değildir…
Arada bir Zülf-i yâre dokunduk,
Tam yerine rasgeldi, manzara koyduk

Mesele onun için ne devlet sanatçısı olmak ya da devlet sanatçısı kalabilmek idi. 1998’de layık görüldüğü “Devlet sanatçısı” unvanı Nisan 2015’te geri alındı. Kimin umurunda!

Bazı insanlar hayatını kaybetmez, sadece daha özgür çalışabilecekleri başka bir dünyalara giderler. Levent Kırca artık çok daha özgür! Bize de gerçekten (ama gerçekten) mutlu olabildiğimiz günlerden bir kucak dolusu anı bıraktı… İyi gelmişsin bu dünyaya Levent Kırca!

Daha iyi bir dünyada görüşmek üzere hoşça kal…





BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER