İnadına Aşk: Aşk Meselesi...

İnadına Aşk: Aşk Meselesi...
Aşk, bu dünya’da insanları tesiri altında bırakan gelmiş geçmiş en büyük başa çıkabilme sanatıdır. Evet, sanat dedim. Hayır, hayır! Yanlış duymadınız. Aşk da bir çeşit sanattır. Sonuç olarak tüm hücrelerimizi ele geçiren, bizi biz gibi yapmayan, tamamen başka bir evrene zorunlu göçe sevk ettiren, hatta DNA’mızı bozan tuhaf bir algı değil midir aşk? Hâl böyle olunca sanatta aşktan doğar. Düşünsenize, aşkla yaptığımız yemekler bile değme aşçıların elinden çıkacak gibi lezzetli olur. Sofrayı tablo gibi işleriz. Her zaman dinlediğimiz müzikler kulağa farklı ezgilerde yankı yapar. Aşk için söylenilen yalanları da hesaba katarsak usta oyuncudan farkımız kalmaz.
 
Her sezon bitiminde yaz sezonunda yapılan işlerin tanıtımlarını izlerken, “Tamam, şunu izleyeceğim. Bu bana uyar. Ayol o hiç kaçmaz.” derim. Derim, derim de sadece söylediğimle kalır. Havanın geç kararmasıyla birlikte sofra saati de kayar. Kısacası biyolojik saatimiz yaz aylarında şaşıyor. Son yıllarda yaz dizilerini doğru düzgün izleyemiyorum. Bu işler arasında İnadına Aşk da gelmekte. Kaldı ki fragmanları gönlümü fethetmeye yetmişti. Kimden duysam, izleyemediğim için, kıskanır oldum. Bu gidişata bir son vermek adına en ufak boşluğumda ilk üç bölümünü bitirdim. Hatta o kadar hırs yaptım ki; bir elimde İnadına Aşk, diğer elimde toz bezi ruhumu kaptırmışım. Derken bir bakmışım her Perşembe akşamı ailecek Fox Tv ekranına bağımlı olmuşuz. Bizim ailede herkes kendi cumhuriyetini kurduğu için, totale birlikte izlediğimiz yapımların sayısı bir elin beş parmağını bile geçmiyor. Bu nedenle aileyi tekrardan bir araya getiren İnadına Aşk ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Şimdi dilerseniz İnadına Aşk’ı izleme nedenlerime geçmek istiyorum.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER