Ali (Tolga Sarıtaş) ve Selin (Hande Erçel) yalnızca çift olarak değil ayrı ayrı da çok beğenilen karakterler. Ali çok katmanlı bir genç ve onu tanımak zaman alıyor. Onun bütün duygularına ve korkularına inanıyoruz. Bir yanı annesine düşkün, diğer yanı babasına öfke dolu. Tüm bunların arasında inatla eline yapışan tatlı bir kız çocuğu var. Selin kırılgan kalbini havai tavırlarının ve renkli giysilerinin altında saklayan bir kız. Aslında cool arkadaşlara ve lüks ortamlara değil yalnız olmadığını bilmeye ihtiyacı var. Ve biliyor ki bütün agresifliğine rağmen Ali çevresindeki en gerçek kişi. İki genç de aileden gelen kayıplarını ve kederlerini tahta bir kukla gibi dans ettirerek gülümsüyorlar. Ama birbirlerinin saklı yüzünü de yine bir tek kendileri görebiliyor. Bu onların en büyük artısı. 

Onların kavgalarını izlemeye bile bayılıyoruz. İkisi de maskelerini ellerinden düşürmeyen, kaybetmeye tahammül edemeyen insanlar... Selin Ali'nin karanlık ve tenha yollarından ürkmüyor. Ali ise onun güzelliğiyle örülmüş çembere düşmekten çok korkuyor. SavNaz çiftiyle aralarındaki en büyük fark ise birbirlerine ve hayata olan tutkulu yaklaşımları. ''Bir şey yaşanacaksa ya zirveyi görmeliyiz ya da dibi boylamalıyız'' tavrıyla yaşıyorlar. Daha şimdiden ''Çocukları olsa dünyanın kaçıncı harikası olur'' konulu forumlar başladı bile internette. Gen haritalarının başarılı olacağı kesin. Ama şimdilik bize aralarındaki buzların alevlere dönüştüğünü görmek de yeter.