Poyraz Karayel sezon değerlendirmesi

Poyraz Karayel sezon değerlendirmesi
Poyraz Karayel, hayatımıza 2015’in ilk günlerinde girdi. O günden bugüne, yayınlanan 24 bölümde hem tanıdık hem de sıra dışı hisler yaşatarak seyircisini kendine bağladı. Yaşadığımız coğrafyada pek çoğumuz sevgisizlikten, tahammülsüzlükten isyan ederken Poyraz, hislere tercüman olmanın ötesine geçti, gönlümüzde yeni kapılar açtı. 
Herkesin ‘Baba’ dediği Bahri Baba kendi çocuklarına baba olamamışken; Poyraz’ın ise başına ne bela geldiyse hep ‘baba’ olduğu için, iyi baba olmak için geldi. Yani Poyraz Karayel; aşktan, meşkten, mafyadan, polisten öte bir ‘baba olabilme’ hali üzerinden ilerledi. Bu tema her durumda kendini hissettirdi. Örneğin Poyraz’ın hayata yenik başlamasının ardında çocuk yaşta babası tarafından terk edilmek vardı. Zülfikar’ın karakter özelliklerinin ardında en temelde babasından dayak yiyerek büyümesi vardı. Sadreddin’in hayatta ki en büyük eksikliği babasına yetememesi, babası tarafından takdir görmemesiydi. Hatta Begüm’ün bile sorunlu kişiliğinin en temelinde 14 yaşında babasını başka bir kadınla yakalamış olması vardı. Zaten Ayşegül’ün bir türlü babasını affedememesi ama Poyraz’ın onun babasını kendi babasından çok sevmesi hikâyemizin çekirdeği oldu.

detay gibi detay

Diziye adını veren ana karakterin Poyraz olmasının üzerine ‘baba’ teması çok iyi dikilmiş bir kıyafet gibi oturdu. Bunla ilintili olarak Poyraz Karayel kesinlikle dişi bir dizi değildi. Ancak öyleymiş gibi de davranmadı, davranmamalı da. Dizinin en dişi yanı görüntülerinde saklıydı. Çünkü yönetmen Çağrı Vila Lostuvalı kadın titizliğinde detaylar yakaladı. Özellikle benim en çok beğendiğim şey; mekâna, karakterlere dair ipuçları veren nesneleri yakalayıp, göstermeyi tercih etmesi oldu.
Aşk çetelemizde başta sadece Ayşegül – Poyraz varken onları, Sefer’in platonik başlayıp karışık sinyaller almaya başladığı Sema aşkı ve Zülfikar – Çiğdem aşkı takip etti. En geriden gelen Zülfikar – Çiğdem aşkı diğer ikisine depar atar cinsten tüm aşamaları hızla yaşayıp tükettiler. Onlara inat Sefer ve Sema ise en ağırdan alan çift oldu. Sema’nın bir türlü duygularından emin olamaması sezon finalinde Sefer’in vurulması ile son buldu.

Poyraz'ın vicdanı, seyircinin yüreği sızlarken

Poyraz’ın Ayşegül’e kurduğu acayip eksantrik romantik cümleleri başlarda başımızı döndürse de son haftalarda kan akışımızı hızlandırmaya yetmedi. O’nun Ayşegül’e söylediği romantik laflara bağışıklık kazandık. Daha az aşkını dile getirse de Ayşegül’ün Poyraz’a olan aşkı daha inandırıcı bir noktaya geldi. Belki de buna Poyraz’ın Ayşegül’e söyledi cümlelerin hikâyeyi bir yere götürmemesi de neden oldu.
Bu sadece Ayşegül ve Poyraz arasında kalan bir sorun olmadı. Genellikle yaşanan büyük olaylar büyük resmi değiştirmedi, anlık krizler olarak kaldılar. Ayşegül’ün Poyraz’ın Baba ile çalıştığını, Baba’nın Ayşegül ve Poyraz’ın sevgili olduğunu, Sema’nın babasının katilinin Bahri olduğunu öğrenmesi ve Poyraz’ın hala polis olduğunun ortaya çıkması gibi sezonun büyük bombalarının öncü gerilimleri bölümler boyu sürerken, bu hadiselerin ortaya çıkmasından sonra her şey son sürat eski haline döndü.

Baba'nın, 'namlunun ucunu özlemişim' bakışı

Örneğin Ayşegül, Poyraz bir daha babasıyla çalışmasın diye Baba ile pazarlığa oturmuştu. Ama böyle bir şey olmamış gibi devam etti hayat. Ya da Sema babasının katilinin Bahri Umman olduğunu öğrenip Baba’ya silah çekecek kadar gözü döndü ama Baba’yı affetme sürecini görmeden tekrar eski günlerine döndüler. Nasıl kâğıt buruştuğunda ve ya cam kırıldığında asla eskisi gibi olmazsa, kırgınlıklar affedilse de hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Poyraz Karayel’de de olmadı ama patlayan olaylar sonrası etkiler sindire sindire yaşanamadan çarçabuk yeni olaylara atlandı. Bir yandan da Poyraz Karayel’de olayların hızla gelişmesi onu farklı kıldı. Yerli dizilerde alışık olduğumuz seyirciyi oyalama oyunlarına düşülmedi. Ancak dediğim gibi yine seyirciyi oyalanmadan, içi dolu sahnelerle yaşanan olaylar daha derinlemesine, etkilerini hissedebileceğimiz şekilde anlatılabilirdi.
Poyraz Karayel sevabıyla, günahıyla bir şekilde yüreğimize dokunmayı başardı. Bizi dünyasına çekti. Sezonun EN farklı, en duygulu işlerinden birisi oldu. Ben de Poyraz Karayel’in içindeki kendi EN’lerimi sıraladım. Sizin de kendi En’lerinizi varsa bekleriz efenim…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER