Televizyon Eleştirmenleri Birliği Ödülleri - 2015 aday değerlendirmesi

Televizyon Eleştirmenleri Birliği Ödülleri - 2015 aday değerlendirmesi

Televizyon Eleştirmenleri Birliği ödülleri bu sene 8 Ağustos’ta sahiplerini bulacak. Meslekleri gereği televizyonun iyisini seçmekte büyük oranda başarı sağlayan insanlardan oluşan bu birlik daima en başarılı adayları çıkan ödül törenlerinden birini gerçekleştirmiştir. (gerçi Critics’ Choice Awards daha iyidir ya, neyse) Bu seneki adayları incelediğimde yine bu kanıya varmadan edemiyorum. Birlikte bakalım dilerseniz.

Organizasyonun basın bültenindeki sıralama üzerinden gidecek olursak:

En iyi komedi oyuncusu kategorisinde geçen yılın galibi Julia Louis-Dreyfus’ın yine bu ödülü almasını dilemekten başka çare kalmıyor ne yazık ki. Her ne kadar diğer aday Gina Rodriguez Jane the Virgin ile bu sene nefesimi kesmiş olsa da Veep o kadar olağanüstü bir karakter çalışması gerektiriyor ki, tüm ödüller Dreyfus’a gitsin istiyorum. Amy Schumer ve şaşırtıcı bir başarı yakalayan Fresh Off the Boat ile Constance Wu’nun aday oluşu sevindirici. Jeffrey Tambor canlandırdığı cinsiyet değiştiren aile babası rolüyle parmak ısırttı, cesaretine ve yeteneğine şapka çıkarmamak elde değil; ancak Transparent’ı metinsel olarak sıkıntılı bulduğum için Tambor’ın da şovunu tam olarak sergileyemediğini düşünüyorum. O yüzden Dreyfus ve Rodriguez önüne bu kategoride koyamadım ne yazık ki. Erkekler ve kadınlar ayrılmış olsaydı o zaman iş değişirdi. (yazar burada Emmy adaylıklarında farklı fikirler dile getirme hakkını saklı tutmaktadır)

En iyi drama oyuncusu ödülünü bu listeye bakarak Empire’da çok klişe ve karikatürize bir rolden harika bir karakter çıkarmayı başaran Taraji P. Henson’a veriyorum. Listede Matthew Rhys’ı görmek sevindirici, The Americans’ın diğer törenlerde deli hakkı yeniyor. Jon Hamm görmekten bıktım artık, geçiyorum. How to Get Away with Murder’ın başrol oyuncusu Viola Davis Henson’ın başardığı karikatürizelikten kurtulma başarısını pek gösteremedi bence, çok tekdüze ve sıradan bir performansı vardı, adaylıkları toplayacaktır, orası kesin. Bob Odenkirk ise bunca isim arasından sıyrılamaz gibime geliyor.

Jon Stewart’ı ne kadar sevdiğimi geçenlerde yazdığım veda yazısıyla dile getirmiştim. Jon Stewart son bir saygı duruşuyla en iyi haber programı seçilmeyi hak ediyor. Ama daha önce birlikte çalıştığı John Oliver o kadar iyi bir iş çıkarıyor ve popüler kültüre o kadar güzel malzemeler çıkartıyor ki veda vefası gösterilmeyebilir gibime geliyor. Çok da itiraz etmem.

En iyi gençlik programı kategorisinde The Fosters’ı tek geçiyorum. Kimselerin el atmaya cesaret edemediği eşcinsellik, ırkçılık, evlatlık müessesesi gibi konulara öyle güzel dalıyorlar, bir sürü hikayeyi öyle güzel seyirciye aktarıyorlar ki ayrı bir yere konularak ödüllendirilmeyi kesinlikle hakkediyorlar. Zaten geçen sene de bu kategoride ödülü onlar kucaklamıştı, helal olsun.

Bu yılın en iyi yeni dizisi, tartışma kabul etmiyorum, Jane the Virgin’di. Keşke hak ettiği ödüle kavuşabilse. Ama Empire bu popülerlikle aradan sıyrılabilir, ki bu çok da üzücü bir durum olmaz. The Flash ortalama üstü bir dizi olsa da böylesi bir ödülü alacak kadar abartmamak lazım. Transparent hikayesindeki sorunlar sebebiyle şansını yitiriyor bence. Better Call Saul için, tıpkı Breaking Bad’de olduğu gibi, heyecanlanamıyorum, üzgünüm.

En iyi mini-dizi kategorisinde ödülüm hala etkisini üzerimden atamadığım The Honorable Woman’a. Kusursuz bir performansla taçlandırılan iş diğer adaylar arasından sıyrılıyor kanımca. Olmadı, yine müthiş kadrosuyla Olive Kitteridge’e de razıyım gerçi.

En iyi komedi kategorisinde benim oyum yine yeniden Jane the Virgin’e. Zira beni bu sene daha çok güldüren başka bir iş olmadı. Diğer aday Unbreakable Kimmy Schmidt yaklaşmış olabilir ama Jane’in başarısı çok başka, çok daha özel, çok daha pamuklara sarmalanıp sarılası. The Big Bang Theory demeyin bana Allah aşkına çemkirmemle sakinleşiyorum ve en azından artık çaptan iyiden iyiye düşen Modern Family'i görmediğimize seviniyorum, Transparent’ı geçiyor, Inside Amy Schumer’ın ise hala yarı oranda çöpten oluştuğunu iddia ediyorum. Jane, Jane, sen çok yaşa!

En iyi drama kategorisine geldiğimizde Mad Men’e veda etmek istemezlerse ve en iyi yeni dizi kategorisini kapmazsa ödül Empire’ın olabilir. The Americans bu dizilere on bassa da ve bu sene en güçlü sezonunu yayınlamış olsa da bu saatten sonra ödül toplamaya başlayabilir mi, emin değilim. Aday olsun, konuşulsun, bana yeter. Game of Thrones ve Justified böyle adayken güzel, uzaktan sevilmeleri en güzeli.

Miras ödülü adaylarını sayıyorum bakın: Friends, Late Show with David Letterman, The Shield, Star Trek ve Twin Peaks. Star Trek’i geçelim, burada gördük, bilim-kurgu türüne şapka çıkarttık, yeter. Twin Peaks bu ara malum sebeplerden çok konuşuluyor, ama kült bir dizi olmanın ötesinde olduğunu düşünmüyorum. The Shield de kaliteli polis dramasının nasıl olacağını cümle aleme gösterse de… Yok, gözümde bu ödülle canlandıramıyorum onu. Şimdi… Friends kadar Amerikan ve dolayısıyla dünya komedisini değiştiren başka dizi yok bence. (Seinfeld demeyin, ne olur, yalvarırım) ve tüm ödülleri hak ediyor bu benzersiz güzellik. Ama David Letterman emekli olmuşken, Amerikan gece programcılığının duayenini bir taçlandırmak lazım, ayıptır.

Ve yılın programı ile listeyi kapatıyoruz. Adayları zayıf buldum açıkçası. Bunlar içinde elbette ki Empire’I seçeceğim. Dizi çok iyi olduğundan değil, hala herkesin burun kıvırdığı ulusal kanallarda ne denli devasa başarılar kazanılabileceğini kanıtladığı için. The Americans, Game of Thrones, Mad Men ve Transparent’a gelene kadar…

2015 adayları değerlendirmesi de böyle. En iyi ödül törenlerinden biri olduğunu söylemiştim, ama dananın kuyruğu olan Emmy’lere az kaldı. Isınma turları sayalım bunları. Bu yazıyı da İngilizce’ye çevirip Eleştirmenler Birliği’ne göndereyim. Acaba başka ülkelerden üye kabul ediyorlar mı? Seçtiğim isimlere ödül gitmezse sinirleniyorum çünkü, bari bir el atmış olayım.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER