Kül kedisiydi Zeynep; masumiyetle sevdayı harmanlayan, kırılganlığını güçlü
duruşuyla örten bir kadın... Doğum gününde Halil ona belki de uzun zamandır beklediği,
âşık olduğu adamı geri vermişti. Kendini bir masalın içinde bulmuştu adeta,
Zeynep; âşık olduğu, inandığı, güvendiği adam tarafından yeniden sevildiğini
hissetmişti. Zeynep’in haftalardır
içinde biriktirdiği kırgınlıkları, kızgınlıkları birer birer silinip gitmiş,
kalbi yeniden Halil için atmaya başlamıştı sanki. Her şey tamam gibiydi, her
şey olması gerektiği gibiydi. Ta ki Kül Kedisi’nin prensi bal kabağına dönüşene
kadar. Halil’in Zeynep’e uzattığı açık çek, Zeynep’i bir kez daha bir masaldan
uyandırdı. Beyaz atlı prens bir anda masal kahramanı olmaktan çıkıp bal kabağına
dönüştü. Halil’in bu hareketi, bana göre, onun en büyük hatalarından biriydi.
Zeynep için âşık olduğu adamın bir intikamın parçası olduğunu öğrenmek mi daha
yıkıcıydı, yoksa o gece bulutlara çıkarmış olduğu kalbini bir kâğıt parçasıyla
yere çalması mı, tartışmaya açık bir konu. Ancak Halil’in bu acımasız hamlesi
sadece Zeynep’in değil, bir gün kendi dünyasının da paramparça olacağının
habercisiydi. Yanlış anlamaların getirdiği pişmanlıklar, Halil'in egoyla
çevrili kalın duvarlarını eninde sonunda yıkacaktır. Gerçekleri öğrendiğinde,
Zeynep’i suçladığı her anın ağırlığı yüreğine oturacak. Onu kırdığı, hayal
kırıklığına uğrattığı tüm anlar bir film şeridi gibi zihninde canlandığında ise
ne yazık ki Halil için pek üzülmeyeceğim. Bir zamanlar yediğin hurmalar diyorum
Halilcim ve de Fıratcığım…
GENEL
NOTLAR:
*Açılışı değişen ve değişmeyen
dediğimiz Zeynep ve Halil ile yapmak istiyorum. Evet, Halil değişmedi. En
başında nasılsa yine aynı. Yine kalın duvarları var, yine isminden aldığı ego
var ve yine Zeynep’in kendisine itaat etmesini istiyor. Ve fakat ilk sezon seyrettiğimiz
Halil intikam için gelen kalbi kararmış bir Halil’di. Zeynep’e âşık olduktan
sonra duvarlarını yıkmış, Zeynep gerçekleri öğrenirse onu deli gibi
kaybetmekten korkar hale gelmişti. Şimdi izlediğimiz Halil Zeynep’e âşık olan
ve fakat pişmanlık asla duymayan Halil. Zeynep’e en hassas, en hoşgörü, en
yapıcı davranması gerektiği yerlerde onu daha da çok hırçınlaştırdı. Doğum günü
gecesi de gördüğümüz gibi Zeynep’in içinde kaybettiği kalbini yeniden bulmak
zor değilmiş. Bunu bir ya da iki kere yapıp sonuç almadığında ters tepki yapmak
yerine sevgiyle daha da üzerine gitmeliydi Zeynep’in, Halil. Değişmeliydi
Halil.
Bu arada Gökberk rica etsem Halil’in kulağını çeker misin?
*Zeynep’e gelirsek, ilk sezonun aksine
daha hırçın, daha ele avuca sığmayan, daha kuralsız, daha öfkeli bir Zeynep’le
karşılaştık bu sezon. Evlendiği gece hayatına kattığı anlamın bir intikam aracı
olduğunu öğrenmesi… Başına gelen her şeyin bir intikamın planı olduğunu öğrenen
bir kadında o eski naif ruhun kalmasını beklemeyin. Tabii ki dağıtacak,
dağılacak. Ve fakat tabii ki Zeynep’i de Zeynep’in kişiliğini inkâr ettirecek
davranışları oldu. Tüm yaşattıklarına rağmen Halil’e âşık olan Zeynep o mektubu
sorgular, Halil’i dinler yine dağıtacaksa dağıtırdı. Hepsini geçtim Songül gibi
bir kadının karşısında ne olursa olsun annesini dinlerdi. Ama iş yapmak, kendi
ayaklarının üzerinde durmak isteyen Zeynep’in önüne taşlar koyan Halil’in
istemediği biriyle yine Halil’i ikna etmek için iş yapmak isteyişini
yargılamayın lütfen. Ortada bir olay varsa neticesine değil, haticesine bakın…
*Zeynep ve Halil’i koyduk bir kenara
ortada bir yalan, yalan üzerine kurulmuş bir evlilik, bir iftira, bir ölüm,
dağılmış bir aile, hiç edilmiş bir çocukluk, intikam ve her şeyden önce bir aşk
varken Zeynep ve Halil’in birbirinden üstün çıkma çabasına girmesi beni çok
yordu. Rüzgârlı Tepe’nin bir amacı, bir hikayesi, bir derdi vardı. Biz
bunlardan çok uzaklaştık.
*Diğer yaralı tarafım Tekin… Bizlere
ilk bölümlerde Gülhan’ın yanında menfaatleri için duran bir karakter olarak
verildi Tekin. Ancak kat edilen bölümlerde Tekin karakterinde bir ehlileşme
yaşandı. Zeynep ve Halil’e olan desteği, konağın neşesi haline geldi. Ben
Tekin’den daha da iyilerini beklerken yeniden kumarbaz Tekin’e dönüştürüldü.
Kısacası ağzıma bir kaşık bal çalındı. Bizler Tekin ve Gülhan’ı birlikte
sevdik. Tekin’in iyi hale evrilme ihtimalini sevdik. Sevgili yazan kalemler
Hakan’ı Gülhan cephesinden çekip, Tekin’i ikinci sezon finalinde bıraktığımız
yerden geri verirse çok mutlu oluruz.
*Özür dileyerek söylüyorum ki Eren,
Selma ve Eren’in annesinden gına geldi. Yetmedi bir de teyzesi çıktı. Eren
yeniden Halil’in sağ kolu olabilir mi? Ona müdürlük yaramadı.
* Ahhh Tülay Aslanlı, ahhh! Sen nasıl
gelirsin Songül’ün oyunlarına? Nerede senin zekân? Tülay’a hazırlanan yol
Zeynep’in tarlasını ilaçlayanın annesi olduğunu öğrenmesiyle çiftlik dışına
sürükleyecek muhtemelen onları. Selma’nın evine taşınabilirler.
Dizinin
hafta sonuna alınmasıyla hikâyenin hız akışı biraz izleyiciyi yormaya başladı.
Umarım stok bölüm çok yoktur ve akış hızlanır. Yazan, yöneten, oynaya, kamera
önü ve arkası emeği gecen herkesin yüreğine sağlık.
Sevgiyle
kalın…