Neyse gelelim üç boyutlu sevgili karakterimize... Ceylin Erguvan'ımıza...
Ceylin'in tüm duygularını hissettiğimiz bir bölümdü. Acısı, kızgınlığı, kırgınlığı, çektiği acıya rağmen ayakta duruşu, devam edişi, kendini mesleğine verişi ve ona ne yapsalar kızmadığı ailesine bu defa kızgın oluşuyla kaybettiği şeyin onun için önemini ve değerini gösterişi... Fakat o savaşçı ruhunun gücü... Hepsini hissettirdi. Böyle çok yönüyle birlikte bizimle kendini paylaşan, sanki gerçekmiş gibi hissettiğimiz karakterlere bayılıyorum. Bölüm boyunca yanıma tatlı tuzlu yiyeceğimi alıp Ceylin'in yanına gitmek dertleşmek istedim.
Ceylin'den en beklediğim şey Yekta'nın peşini bırakmamasıydı. Bunu izlediğim için memnun oldum. Ceylin'i yine ekibini ve oyununu kurmuş görmek güzeldi. Ilgaz her şeye engel oluyorken yapamadığı şeyleri yapma zamanı şimdi. Yekta, Ceylin'e direkt zarar vermek için çalışıyor. Onu yanına getirebilmek de ayrı bir takıntısı gibi. Ceylin bu adamı hayatından çıkarmadan huzurlu bir hayat kuramaz. Ilgaz ile veya Ilgaz’sız kuracağı her hayat üstünde Yekta tehdit oluşturacak. O tehdidi de ancak Ceylin kaldırabilir.
Yekta'nın oğlu Ömer de gelecek bir tehlike olarak belirdi. Yekta'ya sorun olanları öldürüyorsa öyle ya da böyle Ceylin'e de takacaktır. Nasıl bir takış olacak göreceğiz. Ömer beni Engin'den daha çok korkutuyor. Ama yine de bir kötü karakteri geri döndürebilsek bu Engin olurdu benim için. Çünkü hikayesi en sağlam ve en inandıran kötümüz de oydu.
Ceylin'in ailesinin nankörlüğüne ne desem bilemedim. Parla özellikle... Keşke Ceylin bıraksaydı o hapse Ilgaz'ın Çınar'a dediği gibi düz girip yamuk çıksaydın diyeceğim de küçüklüğüne verip demiyorum. Ama Serdar ölene kadar başında bekleyip seni katil yapan Merdan'dan çok kapısında yatman gereken, senin için neleri göze almış teyzen var Parla.
Ceylin'in hayatındaki insanların genel sorunu bu. Hepsi belli şartlarla ve kendi şartları tatmin olduğu müddetçe Ceylin ile ilgili şeyleri umursuyor. O şartlar tatmin olmadığında ablası onu intihar edip onunla küs ayrılmakla tehdit edebiliyor. Kocası başsavcıya Ceylin'in hayatına bunun ne yapacağını düşünmeden onu ispiyonlayabiliyor. Sonra da kocası o başsavcıyla onun gıybetini yapıyor. Açıkçası bu insanların hiçbirinin Ceylin için iyi olduğunu düşünmüyorum. Sadece talep edecekler ve şartlar öne sürecekler ona. O şartlar olmazsa da hayatını cehenneme çevirecekler.
Dizinin 50. Bölümünü de kutlamak istiyorum. Bu gerçekten değerli bir başarı. Fakat 3 hafta beklediğim bölümde daha çok Ceylin ve Ilgaz sahnesi görmek isterdim. Daha çok konuşan bir çift görmek isterdim. Bölümün neredeyse yarısında yan yana dahi gelmedikleri, diyalogsuz bir bölüm için beklemedim 3 haftayı. Bu bakımdan bir hayal kırıklığı da bu oldu. 50. bölüme de yakışmadı.
Ceylin için istekler ile bitireyim yazımı. Tabii ki Avukat Ceylin Erguvan'ı izlemek istiyorum öncelikle. Bunu hep yazdım. Ceylin'i o ofiste o tahtayla dava çözerken izleyelim istiyorum. Avukat olarak Ceylin ile adım adım dava çözelim. Ceylin'in Ilgaz'ın dahil olmadığı önemli büyük davaları olmalı. Hatta belki tehlikeli durumlar olur korkusu ile dahil olmak isteyen Ilgaz olur bu defa. Bunu izlemek isterdim.
Twitter’da bolca okuduğum ve katıldığım bir istek de Ceylin'in hayatında kendine ait arkadaşları olması. Ceylin insanlarla iyi ve kolay diyalog kuran ve bağ kurduğu insanları da kolay bırakmayan biri. Mutlaka lise, üniversite, staj arkadaşları vardır. Üniversitedeyken çalıştığını ve ailesine baktığını söyledi Ceylin önceki bölümlerde. Ceylin'in okuyup aileye baktığı o yılları da daha ayrıntılı öğrensek keşke. O günlerden de arkadaşları vardır. Belki arkadaşlarıyla eski günleri yad etmek Twitter’da için üniversiteden, liseden ya da başka arkadaşları ile buluşur. Özgür olduğu dönemde kukumav kuşu gibi ofiste Ceylin izletmeyin bize artık.
Dizide en başını alıp gitmesi gereken, herkesin ona bir şekilde zarar vermek için bir şekilde çalıştığı karakter Ceylin. En azından tek başına bir "bu kız bu gece eğlenecek" gecesi yapsın. Sonunda da ceset, kötü olay, vs. olmasın lütfen. Bunu Ceylin'e ve bize borçlusunuz.