"Kızlar
annelerinin kaderini yaşar." Sözünü duyanlarınız vardır sanırım. Belki de
hepiniz biliyorsunuz belki de kimse duymamıştı şimdiye kadar. Peki gerçekten
kader dediğimiz kelime böyle bir şey mi? Elimizle tutamıyor olsak da cümle
içindeki olguya verilen yanıtın cevabı mı bu? Hep bi' sorular hep bi' soru
işaretleri var değil mi kafada? Ne de olsa yarını düşünmeden yapamıyoruz asla
ve asla...
Handan bize
bir metro içinden merhaba diye sesleniyor yanında oturan hiç tanımadığı kadın
Leyla ile. Ve biz onun tam da aklına gelen küçüklüğünden bugününe kadar geçen
hayatını izliyoruz. Evet, yanlış duymadınız? Handan anlatıyor biz izliyoruz.
Dinlemenin ötesinde bir alemdeyiz Zerrin Tekindor ile. Sahneye yerleşmiş bir
merdiven ve tepesinde Handan. Bizi 60'lı yıllarına, o yıllardaki İstanbul'a,
evine, ailesine, aşkına, sokağa çıkma yasağına, çevresine götürüyor.
Handan, güzeller güzeli ev hanımı olan annesi Feri ve babası Avukat Vedat Özkan ile
tanıştırıyor bizi. Sonra çekirdek aile babaanne ve hala ile genişliyor.
Handan'ın hayatına ilk dakikadan dahil oluyorum. Sanki gizlice elimi tutup beni
odasına götürüyor ve sıkı sıkı tembih ediyor sessiz olmam için. İşte ben de tam
o yatağın altından göz ucuyla izliyorum bugün metroda hayatını anlatan
Handan'ı. Bazen yataktan çıkıp eşlik etmek istiyorum ama olmuyor bi' türlü.
Bıraktığı yerde öylece kalıyorum.
Sarsıldım,
bittim, gözyaşlarımın kimisi sessizce içime aktı kimisi dışarıdan mendillerle
silindi. Yaşları silerken kahkaha da attım. Çıkarken gözüme Toz kaçtı dedim
arkadaşlarıma.
Kadına
şiddetin her türlüsünü, sokakların o zamanki durumlarıyla bugün var olan halini, aile
kavramının vaziyetini, mesleki hayatların gidişatını, hayatın her türlü halini
de görün be Handan gözünden demesini de yine nasıl güzel yazmış Murat
Mahmutyazıcıoğlu. Hep yazsın zaten, çünkü ne yazarsa hepsini yaşatıyor her bir
zerrede. Tüylerim diken diken gözyaşlarım gözlerimi şişirmiş halde kalktım koltuğumdan.
Zerrin
Tekindor tek başına dev oldu sahnede. Üstelik sadece Handan olmadı, birbirinden
farklı karakterleri sarmalamış ve hepsini izleyici önüne serdi. Hani seç beğen
bak. Hepsinde ayrı yaşanmışlık hakimdi. Biri diğerine benzemiyor
asla. Kapa kulağını babaanne, aç gözlerinin hala. Eğ başını annesi Feri, dik
tut omuzlarını Handan...
Kendinize
iyilik yapın ve yeni sezonda Toz kaçırın gözünüze, gönlünüz ferahlasın. Yeni
sezon diyorum, yanılmıyorsam bikaç oyun sonra (biletleri tükenmiş) sezonu
bitiyorlar. Ayrıca naçizane dileğim Murat Mahmutyazıoğlu'nun yazdığı her oyunu
mutlaka ama mutlaka izleyin.
Sarsılmadan çıkan yoktur o salondan. Teşekkürler Zerrin Tekindor, teşekkürler Hira Tekindor, teşekkürler Murat Mahmutyazıcıoğlu...
Eline,
emeğine, gönlüne, gözüne, kostümüne, dekoruna, rejine, fotoğraflarına sağlık
Toz ekibi.
Sevgiler.
OYUN KÜNYE BİLGİLERİ
Yazan: Murat Mahmutyazıcıoğlu
Yönetmen: Hira Tekindor
Yapımcı: Ayşe Barım
Uygulayıcı Yapımcı: Duygu Bayram
Dekor Tasarım: Şirin Dağtekin Yenen
Kostüm Tasarım: Gamze Saraçoğlu
Işık Tasarım: Yakup Çartık
Yönetmen Yardımcısı: Beste Güven
Sahne Amiri: Abdurrahim Mert
Fotoğraf: Özlem Dinç
Afiş Tasarım: Berkcan Okar
Proje Asistanı: Balım Kar
Oynayanlar: Zerrin Tekindor