DC
Comics çizgi romanının süper kahramanları uzun bir süredir
dizilere ve filmlere konu olmakta. Örneğin, Arrow
ve The Flash dizileri. Bunun bir
örneği de Daredevil dizisi
oldu.
Daredevil
dizisi güçlü ve üzerine düşünülmüş performansları, zeki yazılmış senaryosu ve
etkileyici dövüş sahneleri ile fanlarının beklediğinin üstünde güzel bir açılış
yaptı. Daredevil karanlık,
kanlı ve kafa karıştırıcı bir bölümle başladı. Daha önceki Marvel filmlerinden ve dizilerinden farklı olarak daha çok şiddet içeren bir
girişle "merhaba" dedi ekrana.
Her şeyin karanlık bir yüzü varken, adalet aramak ...
Dizi Frank Miller'ın
"the man without fear" (korkusu olmayan adam) hikâyesinden uyarlanmış. Ancak bu durum diziyi olduğundan daha da karanlık yapıyor. Bu bir artı mı eksi mi karar veremedim
çünkü karanlık atmosfer dizinin çekimlerine de yansımış durumda. Bu da izlerken
sizi zaman zaman zorlayabiliyor. İlk sezon 13 bölüm olarak Netflix’te
yayınlandı. Dizinin jeneriği ise 2015 içerisinde izlediğim diziler içerisinde
orijinal bir yapım olmuş.
Matt Murdock (Charlie Cox), Marvel serilerinin
anlatılması en zorlu karakterlerinden biridir. Ayrıca Marvel karakterleri
arasında belki de ruhani yönü en ağır basanıdır da. Seri Matt Murdock’ın kör
olmasına neden olan kazanın flashbacki ile açılış yapıyor. Daredevil’in doğuşunu orijinal Marvel hikâyesinden birebir anlatmak
yerine, Matt Murdock’ın papaza yaptığı günah çıkarma sırasında, kendi ve babası
ile ilgili gerçekleri öğrenmeye başlıyoruz. Ve diğer bölümlerde zaman zaman geriye dönerek boksör olan babası ile Matt arasındaki ilişkiyi öğreniyoruz.
Dayak yiyen bir süper kahraman .
Charlie Cox güçlü ve inandırıcı bir Amerikan aksanı ile
başarılı bir performans sergiliyor. Ben Afleck’ten sonra Daredevil karakteri için uygun bir kast seçimi olmuş. Kör insanı
oynamak zordur; hem kör hem süper kahramanı oynamak ise daha da zor bir rol.
Ancak Charlie Cox ikisini de inandırıcı bir şekilde sergiliyor. Daha önceki
filmlerin aksine Matt Murdock’ın güçleri doğa üstü güçler olarak verilmiyor.
Kör bir insanın geliştirebildiği yetenekleri olarak sunulmakta ve bir kerede
tüm yeteneklerini görmüyoruz. Örneğin, aldıkları ilk davada kadının kalp
atışlarını dinleyerek, yalan söyleyip söylemediğini anlaması gibi. Dahası
filmdekinden farklı olarak, Matt Murodock’a sonar bir görüş vermemişler. Onun
yerine Matt Murdock’ın dövüşürken seslere odaklanmasına şahit oluyoruz.

Matt ve Foggy arasındaki ilişkiyi beğendim ben.
Foggy dizinin komik unsuru. Elden Henson samimi ve başarılı bir iş çıkarıyor. Zengin
aile çocukları konsepti yerine, Matt ile Foggy üniversiteden yeni mezun olmuş
sıradan avukatlar. Bu ikiliye Karen Page karakteri ile True Blood dizisinden sevdiğimiz Deborah Ann Woll da eşlik ediyor.
Karen bu ikilinin ilk davası ve bu dava ile şehrin suç dünyasına istemeden de
olsa adım atıyorlar. Çizgi romanda Karen
Page karakteri önemli bir karakter. Senaristlerin Karen’ı bir cinayet davası
ile diziye dâhil etmeleri güzel bir adım olmuş.
Daredevil,
daha önce çizgi romandan uyarlanan dizilerden farklı olarak polisiye yönü ağır
basan bir yapım olmuş. Arrow gibi
örneklerinden farklı olarak fantastik hikâye kurgusu zayıf kalmış ve bence iyi
de olmuş. Kör olmasına neden olay sonrası karakterin kazandığı ve O’nu bir
süper kahramana çeviren süper güçleri gölgede bırakılıyor. Bu da diziye daha
gerçekçi bir atmosfer katmış. Henüz bir kostümünün olmaması da güzel bir
ayrıntı olmuş. Daredevil ne alıştığımız fantastik bir süper kahraman hikayesi ne de sıradan bir polisiye dizi. İkisi arasında güzel kurgulanmış ve güzel sergilenen, şiddet yönü zaman zaman ağır basan, başarılı dövüş sahneleri olan seyredilesi bir dizi olmuş. Marvel yapımlarını sevenlere tavsiye ederim.