Kısa Kısa: Defending Jacob & Gangs of London

2) Gangs of London

İngiltere'de Sky Atlantic'in, ABD'de Cinemax'in ekrana getirdiği mafya dramasının sezonu 23 Nisan'da başladı. Sezon 9 bölümden oluşuyor. 

Hikayesi modern zamandaki Londra'da geçen dizi, uluslararası çeteler arasındaki güç savaşları nedeniyle şehrin parçalanmaya başlamasına odaklı. Londra’nın en güçlü suç ailesinin başındaki Finn Wallace öldürülüyor ve Wallace’ı kimin öldürttüğü bile belli değil. Ancak Wallece'ın ölümü ve büyük oğlu Sean’ın güç anlayışı yer altı organizasyonları arasındaki barışı pamuk ipliğine bağlı hale getiriyor.

The Raid filminin yönetmeni Gareth Evans'in hazırladığı projenin yapımını Sister Pictures (Chernobyl) üstlendi. Kadrosunda Joe Cole, Sope Dirisu, Lucian Msamati, Michelle Fairley, Paapa Essiedu, Valene Kane, Narges Rashidi, Brian Vernel, Asif Raza Mir ve Jing Lusi gibi isimler yer alıyor.


Normalde ilk bölümü 93 dakika süren bir mafya dramasını oturup kolay kolay izlemem ama karantinanın da etksiyle boşluğuma geldi herhalde. İyi yapmışım. Gangs of London, bu senenin en öne çıkan dramalarından birisi oldu.

Bana Cinemax'in dizilerinden Banshee'yi hatırlatıyor. O derece sert bir yapım, psikopatlıkta aşağı kalmıyorlar. Yer yer fazlası da oluyor. Sezonun özellikle ilk yarısı mafya işlerinin daha ağırlıklı olduğu, şiddetin tavan yaptığı kısım. İkinci yarısında bu anlamda yavaşlayıp hikayeyi toparlama yolunda daha çok adım atıyorlar. Devam eden hikayesinin ve oyunculuklarının da iyi olduğunu düşünüyorum.

Peaky Blinders başta olmak üzere mafya dramalarına ilgisi olanlara daha çok tavsiye bir yapım. Bir de içimde kalmasın:

Dijital olanlar da üç kez düşünüp hareket etseler iyi olur. Sadece şiddet sahnelerinden ve kandan bahsetmiyorum bu arada. Bahsi geçen uluslararası çetelerin arasında Arnavutlar, Pakistanlılar, Jamaikalılar, Çinliler, İtalyanlar, İskoçlar ve hatta Kürt mafyası bulunuyor. 

Narges Rashidi‘nin canlandırdığı Lale, halkının özgürlüğü için uğraş veren uyuşturucu kaçakçısı bir çete üyesi olarak resmediliyor. Dolayısıyla Kürt/Türk meselesine de ucundan da olsa adım atıyoruz. O nedenle kimi izleyiciler için yine "Bizi kötü gösteriyorlar," durumu yaşanabilir. Öte yandan gerçekçi bir aktarımın olduğu tarafları da var. Yani kimin hangi gözle izlediğine veya düşünce sistemine göre değişiyor.

Ben yine de tüm bunların bir tarafa bırakılarak diziye bir şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER