Öğretmen: Akif Hoca’dan İnsanlığa Dersler

3. DERS
Akif Hoca ikinci derste bütün sınıfa zamanın ve aynı zamanda vicdansızlığın nelere yol açtığını anlatmıştı. 12-A, Mevsim’in yaptıkları ile büyük bir sınav verirken Mevsim ise kendi sınavından büyük bir ders çıkarmıştı. Vicdansız cümleleriyle hayatını kararttığı arkadaşı Rüya’nın onu aslında ne çok sevdiğini anlaması ona en büyük cezaydı. Ama iş bununla bitmiyordu. Sınıfta ne kadar suçlu varsa hepsi ortaya tek tek dökülmeliydi. Hepsi tüm sınıfın önünde hesap vermeliydi. Sıra, Mevsim’in internete yaydığı videoyu kimin çektiğine ve montajladığına gelmişti. Rüya, şampiyonluğunun ardından internete yayılan sahte ilaç videosunun ardından yıkıldığında sınıf arkadaşlarından Gizem dışında bir kişi bile gerçeği sormadığı gibi onunla hunharca uğraşmışlardı. Akif hoca ise bu videoyu çekeni tüm sınıfla yüzleştirme derdindeydi. Rüya’yı bu hale sokan videoyu çeken Salih’ten başkası değildi. Kötülük yapmayı güç zannedip elindeki tüm imkanları acımasızca ortaya döken Salih, Rüya ona ‘hayır’ dediği için onun hayatını karartmayı seçmişti. Bir insanın hayatıyla oynamanın çocuk oyuncağı haline geldiği şu kötülükler dünyasında Akif Hoca’nın verecek çok dersi vardı. Anlattıkça anlatıyordu hoca ve herkes bu sefer çok daha dikkatliydi. Çünkü yaptıkları her kötülüğün cezasız kalmayacağını önceki derslerde verdikleri ve kaybettiklerini sandıkları arkadaşları sayesinde daha iyi öğrenmişlerdi. Akif hocaya göre gerçek olan şey; elinde imkânın olmasına rağmen kötülük yapmamayı seçebilmekti.
  
4. DERS

 
 
Gerçekler. Kime göre neye göre? Gerçek kişiden kişiye göre değişen bir kavram olmakla birlikte ne olursa olsun yalanı tamamen siler. Akif hocaya göre saklı kalan her gerçek bu plan çerçevesinde mutlaka ortaya çıkmalıdır. Ama gerçeklerin arasında kucak kucağa yaşayan yalan ve korku bu işi zorlaştırır. Yalan duvarları ancak gerçekler ile yıkılabilir. Bir kişi doğruyu söylemeye cesaret ederse herkes doğru söylemenin ne demek olduğunu anlar. Bu zincir böyle devam eder. Tüm saklananların ortaya çıkması 12-A tarafından dağılmak olarak algılansa da aslında bu onların toparlanmasıydı. Akif Hoca’nın bu dersinin yüzleşeni ise Ateş’ti. Salih’e bu videoyu çekmesini söyleyen kendisinden başka kimse değildi. Ateş’in zor hayatının tüm gerçeklerinin ortaya çıkışı sadece Ateşi değil arkadaşlarını da yıkmıştı. Ateş’in geçmişte büyük bir suç çetesinin onu tehdit ettiğini ve bunu kimseye söylemeyişinin bedelini tüm sınıf arkadaşları günlerdir okulda vicdan savaşı vererek ödüyorlardı. Rüya’nın başarısını kendi hazımsızlığı yapıp bıraktığı basketbola başarmak istemesine rağmen dönmeyen Ateş şimdi çok büyük bir bedel ödüyordu. Ateş dağılıp öfkesini Akif Hoca’dan çıkarırken hocası ona dövülürken bile inatla vicdanının sesini dinlemesini söylüyordu. Üstelik dövdüğü, acısını çıkardığı hocası, o okulda onun ailesine yardım eli uzatan tek kişiydi. Ve üstelik çok hastaydı. Ateş’in öfkesi hocasını hasta haliyle dövecek kadar büyüktü. Böylece Akif Hoca bir kişinin daha vicdanına ayna tuttu. Ne kadar kırıp dökseler de o ayna, ayna olmaya devam edecekti. Çünkü gerçeklere tutulan aynalar yok olmadıkları gibi hep doğru insanı gösterirdi. Zaten önemli olan aynada gözükenlerle insanca yüzleşebilmektir. Yeter ki uğruna ödenen bedeller ve verilen emeklere değsin.
 
Şimdilik derslerimiz bu kadar. Tekrara başlayıp öğrendiklerimizi sindirmemiz için bol bol vaktimiz olacak. Akif Hoca’nın ilaç gibi derslerini kafamıza kazıyarak her gün ‘Ben daha iyi bir insan nasıl olabilirim?’ diye sormamız dileğiyle. İnsanlığın kırıntılarıyla karnımızı anca doyurabildiğimiz şu günlerde bu derslerin devamının bir an önce gelmesi ve kalbimizde aydınlatılmamış tüm odaların böyle aydınlanması ümidiyle. Kendim adına bu yazı ile içimdekilere ışık olduğun sana çok teşekkür ederim Akif Hocam. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER