Öğretmen: Akif Hoca’dan İnsanlığa Dersler

Öğretmen: Akif Hoca’dan İnsanlığa Dersler
Küçükkapı Lisesi’nin değerli fizik öğretmeni Akif ERDEM uzun zamandır almaktan kaçtığımız, görmezden geldiğimiz insanlığı tekrar canlandırmaya geldi. İnsanlık bir taraftan can çekişsin biz 12-A’YA gidelim. Bakalım Akif Hoca onlara neler yapıyor. Hocalarını anlayabilecekler mi orası bilinmez ama Akif hoca onların dilinden konuşup bütün bu dersleri anlatmaya ve onlara tüm hatalarını vicdanlarıyla hesaplatmaya çok kararlı. Yolculuk 12-a sınıfının, sınıf arkadaşları Rüya’nın intihar etmesinin üzerine takındıkları umursamaz tavırlara katlanamayan Akif Hoca’nın onlara hayatları boyunca unutamayacakları bir ders vermek istemesi ile başlıyor. Çünkü bu sınıftan Rüya’yı adım adım intihara sürükleyen kim varsa bunun hesabını vermelidir. İşte tam bu yüzden Akif Hoca tüm dünyayı harekete geçirecek bir harekete imza atar ve kimsenin onu anlamaması pahasına okulda bir bomba patlatarak tüm çıkışları kapatır ve öğrencilerini rehin alır. Derslerini anlatabileceği en değişik yöntemle anlatmaya başlar.
 
1. DERS

 
 
Akif hoca, kendi dünyasında şirin ve mütevazı bir apartman dairesinde yaşayan plaklar ve kitaplar içinde adeta yüzen ve derdi hayatın satır aralarını okuyabilmek olan biri. Zeynep öğretmen ise onun hayatının renklerini canlandıran bir ilham kaynağı. Akif Hoca, araya bu hayatın zalimliği girince ortadan ikiye bölünmüş ve en önemli sayfası yırtılmış bir kitap gibi yarım kalır. Akif hoca bir sabah her zaman olduğu gibi okuluna gelir ve her zamanki sabah çayını yudumlar. Daha sonra hiç olmadığı kadar kararlı bir tavırla 12-A’ya girer ve kapıyı kilitler. Kapıyı kilitleyen bu anahtar aslında her kararmış kalbin zincire vurulmuş kapılarını açacaktır.

Hayatta temiz bir kalbe sahipsek eğer, okuduğumuz satırların yaşamımızdaki karşılığını görebiliriz. İçimizde gerçek bir sevgi varsa bu bize bağlılığı getirir ve karşımızdakinin kalbine görünmez bir bağla bağlanırız. Tevazu olmadan o yüce dağların ardını göremeyiz. Yürüdüğümüz yol hep çıkmazlara çıkar. Adalet desek iki yanı dengede bir terazi.  Hem akıl hem beynin bir araya gelip en doğru kararı vermesi mesela. Hoşgörü olmadan hayatın huzurlu geçeceğini kim söyler? Ve vicdan. Gece yatağa yattığımızda hayatımızın muhakemesinin yastık ve başımız arasındaki hesabı. Bütün bunları ezbere biliyorsak ilk dersten geçmek çok kolay. Akif Hoca’nın ilk öğretisinden benim anladığım, kararmış bir kalbin eski rengini alabilmesi için önce karardığını bilmesi gerekir. Yani bir nevi uyarılması, uyandırılması.
 
2.DERS


 
Zaman aslında sadece akreple yelkovanın birbirini sonsuza kadar kovaladığı bir kavram değildir. Birçok duygunun ilacıdır aynı zamanda. Bununla birlikte birçok duyguyu da götürebilir içimizden.

Akif hoca der ki; ‘Hiç kimsenin hiçbir şey için çok zamanı yoktur.’ İşte bütün bu hayatın içinde nasıl geçtiğini bilmediğimiz zamanı iyi kullanmak bizim elimizdedir. Bu yüzden Akif hoca her dersini mutlaka bir saate dayandırıyor. İnsanlık dersinin zamanı olmaz ama Akif hoca her dersinin düşünme süresini akşam 8’de sona erdiriyor. Öğrencileri düşünmek zorunda, anlamak zorunda. Kısa bir süre önce hayatını kendi isteği ile sonlandıran Rüya’nın bu hayattan göçüp gitmesinde emeği olan herkes hemen hesabını vermeliydi. Bu konunun böyle kapanmaması gerektiği gibi sebep olan kaç kişi varsa tek tek hatalarıyla yüzleşmeliydi. 12-A’nın kendini zincirlemiş kalpleri çözülmeyi beklerken Akif Hoca’nın hastalığı da saatin akreple yelkovanının arkasından adeta koşuyordu. Rüya’nın böyle bir vakti olmadı, olamadı. Ondan bütün vakitlerini çalanların, şimdi her ders için 8’e kadar vakitleri var. İçlerinden biri gözünü bile kırpmadan klavyesindeki tuşlara acımasızca basarak Rüya’nın zamanını çalmıştı.

Zamanıyla birlikte yaşama sevincini, babasının gururunu, kardeşinin çocukluğunu alıp götürmüştü. Sahte bir hesap açıp, asla yüz yüze söylemeye cesaret etmeyeceği cümleleri kendi insanlığını öldürerek yazmıştı.

İşte bütün bu hesabı yapan Mevsim’den başkası değildi. Akif hoca, onu vicdanıyla baş başa bırakıp bu dersi en kalpten duygularla anlayıp bu acıyı asla unutmamasını sağlamıştı. Çünkü her ne kadar kötü bir şey yapmışta olsak hatalarımızdan dersler çıkartıp yolumuza daha temiz bir kalple devam etmemiz gereklidir. Nihayetinde zamanın içinde yolculuğun en önemli kuralı kendini kaybetmemek iken diğeri ise bir gün mutlaka geçmişteki hatalarla yüzleşecek olmaktır. 

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER