Ali Kundilli: Bu Ali bir harika dostum!

Ali Kundilli: Bu Ali bir harika dostum!
Millet olarak en son neye sevindik, hatırlayan var mı? Hafızamı zorluyorum, zorluyorum… Aklıma en yakın tarihli, 2003, Sertab Erener’in kazandığı Eurovision birinciliği geliyor. Gerisi sanki yokuş aşağı. Şehitler, raydan çıkan trenler, depremler, maden kazaları, sokak olayları, sonradan tezgâh olduğunu öğrendiğimiz davalar, daha sayayım mı?  Anahaber bültenleri, haberden çok alacakaranlık korku kuşağı gibi. Kim kimi doğramış, kim kimi kesmiş, kim kime posta koymuş? Ay bana fenalık geldi!

“Haydi, Türkiye, elele gülmeye!” sloganıyla yola çıkan film, sloganın hakkını veriyor. 

Kısaca filmin konusundan bahsedecek olursam kahramanımız Ali, Ali Kundilli, kendini zihni sinir projelerine adamış, her gün yeni bir icat yapan bir mucittir. Onun da hayali, herkes gibi, bir gün voleyi vurmak ve sevdiği ile evlenmek. En yakın arkadaşı Vedat ise Ali’nin hala devam etmekte olan para kazanma süreçlerini geçmiş ve hayallerini bir adım öteye, yani evlenmeye yönlendirmiştir. Vedat için tam da her şey yolunda giderken kına gecesi dünyası değişir. Geline yakılacak kına, duruma yakılır.

Film, komedi açısından Cem Gelinoğlu’nun Vine videolarına paralel gidiyor. Eğer Vine videolarını daha önce izlediyseniz filmdeki komediden de tatmin olursunuz. Hatta daha önce videoları takip ettiyseniz aşina olduğunuz birkaç replik bile vardır. Kendi adıma, bundan rahatsız olmaktan ziyade “Aaa bunu da tam yerine koymuşlar, süper olmuş!” diye düşündüm. Ancak bu paralellik filmin içindeki argo/küfürlü konuşmalarında biraz sapıyor. Filmde tercih edilen dil, internette kullanılan dile göre biraz törpülenmiş. Bu da, internet ortamında, kişinin kendini daha rahat ifade etmesinden midir bilinmez, filmi, daha çok “aile filmi” tadına getirmiş. Vine’daki videoların ayrıntılandırılmış hallerini bir bütün olarak ve masal tadında geçiyor olması hoşuma gitti. Film ile yapabileceğim tek olumsuz eleştiri ise bahsettiğim ayrıtılandırmanın fazla uzaması ve dolayısıyla filmin sarkması. Bu durum seyirciyi biraz zorluyor gibi. Aslında tam yerinde ve zamanında olan espriler bu sebepten dolayı arada kaynıyor.

Gelelim asıl mevzuya: Ali Kundilli, diğer karakter komedilerine benziyor mu? Gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim ki: Ali Kundilli’nin diğer karakter komedileriyle ortak bir nokta bulamadım. Ne filmin yönetmeni Bülent İşbilen’in daha önce yönettiği Şevkat Yerimdar'a ne de filmin yapımcısı Faruk Aksoy’un Recep İvedik’ine benziyor. Sabit Kanca ile alakası yok. Hepsi, kendi başına şahsına münhasır tavırlara sahip. Tıpkı Ali Kundilli gibi.

Ezcümle Ali Kundilli filmi, ülkenin böyle zor günlerinde, herkesin yüzü beş karış iken gülümsetebilen tatlı, sıcak bir film olmuş. Ağır ve entelektüel sanat kaygılarınızı bir tarafa bırakırsanız çok güzel zaman geçirebilirsiniz.  (Spoiler: Mutlu sonu candır. Mucizenin ne zaman geleceği belli olmaz.)

Yönetmen: Bülent İşbilen



 





BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER