Masal işte bir varmış bir yokmuş... Belki de hiç yokmuş
belki hep varmış. Biraz uydurma biraz gerçek. Aslında düş gücü... Bu da bir
peri masalı. Biraz kandırmaca biraz sahici...
Şaka mı acaba ya da
komik mi?
Sonu güzel mi bitiyor yoksa acıklı mı?
Bir masal anlatıcı var da.... Bunların hepsi gerçek. Hem de
sonuna kadar hem de en ince ayrıntısına kadar...
Devlet Tiyatroları'nın oyunlarına bilet bulmak çok zor. Eğer
bilet bulup gidebilen kesimdenseniz ok şanslısınız. Hele ki Bir Peri Masalı
Radyum Kızları gibi gerçeğin ta kendisini size ayna gibi tutan oyunlarsa bunlar
extra şanslısınız. İşte ben de bu sefer şanslı kişiler grubuna dahil oldum. Bir
oyun izledim ki oyunun süresinden fazla
hakkında konuştum, baktım, konuştum bir daha baktım...
Karden Kasaplar'ın yazıp Laçin Ceylan'ın yönettiği oyun sizi
içine öyle bir çekiyor ki kurtulmanız imkansız. Oyun sadece gerçek bir olaydan
için yazıldığı için sizi içine çekmiyor, oynayan oyuncular öylesine oynadıkları
kişiler ki ve ışık öylesine etkili ki ve reji öylesine darbeler vuruyor ki ve
dekor öylesine sizi o mekanda olduğunuza inandırıyor ki ve ve ve... Bu 've'ler
asla bitmez yaşadıkça Radyum Kızları…
Oyunun süresini uzun bulanlar vardı ve oyunun birinci perdesi
biraz daha devam etsin diye koltuğundan kalkmayan ben. Oyunun ilk perdesi böylesine etkiliyse ikinci perdesine bir şey kalmaz diyenler vardı ve oyunun çatışması,
dinamiği aslında yeni başlıyor diyen ben. Veeee o çatışmaları öylesine “dan dan
dan” diye yüze vurup, ters köşe eden reji….
Her şey burada saklı her şey... <3
Size uzun uzun oyundan bahsetmek isterim de bahsetmeyeyim.
Büyüsü kaçmasın, merakınız giderilmesin. (Google'a Radyum Olayı yazarsanız hepsi çıkıyor. Bana sorarsanız gidin oyunu izleyin, sonra detaylarda boğulun. ^^) Oyunculardan,
ışıktan, dekordan, sahneden, işin büyüsünden, kostümün hoş dokusundan, makyajın
efsaneliğinden, yazarın “iyi ki” sinden, rejinin mükemmelliğinden bahsedeyim.
Bir iş ilanıyla başlayan hayatın yolculuğu dertlerle, hüzünlerle kaplı. Oysa
anlatıcımız Mae güne sevinçle, işe heyecanla, ortama neşeyle dahil olmuştu.
Sinirleri aldığından, ortamı yumuşattığından, her şeyi toz pembe gösterdiğinden
olsa gerek az iş yapmasının çıkışla değil terfiyle karşılandığı işçi oldu.
Büyük bir buluş olan radyumun zararı sonradan çıktı ortaya.
Ve bununla beraber haklarını aramaya çalışan kadınlar. Oysa zarar işlemişti bir
kere içlerine. En kötüsü de neydi biliyor musunuz?
Suçlu kim?
Öyle ya savaş zamanı,
çocuğuna, ailesine bakmaya çalışan insanlar, az maaş çok çalışma saati ve buna
karşılık biraz gülmenin yasak olduğu mekan, maddeyi bulan, maddeyi üretimde
kullanan, maddeyi üretimde kullandıran… Hepsi ya da hiçbiri. Oyunu izlerken
gözünüzün önüne o kadar kişi geliyor ve o
kadar olayı aynı anda yaşıyorsunuz. Mesela plaza çalışanları. Evet,
dışarıdan bakınca lüks görünümlü mekanlara sahip, sabah belli saatte
orada olmak zorunda olup akşam bilinmeyen saatte oradan çıkan insanlar. Belki
Radyum Kızları değil isimleri ama her sabah iş yerine saatinden biraz önce
varıp o çizelgeye imza atmak/ o makineye kartı okutmak zorunda kalan insanlar.
Çalışmak zorunda olduğu için fabrikanın içerisinde bilmem kaç derecelik
sıcaklığın ortasında bir şeyler yapabilmek. Üstelik yan tarafındaki mesai
arkadaşının başına gelen kötü olaylara şahit olarak ve bir gün benim başıma da
gelir kaygısıyla yaşamak. Ve aklınıza tonla gelen tüm yaşananlar...
Oyunlarda önce oyunculara (itiraf edin), yönetmene, yazara
bakılır. Belki çoğu kişi ışık, kostüm, ses, makyaj vb gibi teknik konularda
kimler vardır bilmez bile. Belki önemli değildir belki de es geçer. Oysa Radyum
Kızları’nda en dikkat etmeyen kişiye bile ışık “BURADAYIM!” Diyor. Bunun için
Yakup Çartık’ın emeklerine sağlık. "Işıklarla neler yapılır?" Kısmının en güzel
örneği. Nitekim dönem kostümleri,
olaylara özgü makyajlar ve doğru zamanda o yerde olmamızı sağlayan dekor
tasarımı içinde içten teşekkürler. Önümüzde sadece bir ekran yoktu. O da olsaydı film izler gibiydik. Bu kadroyla filmi de çekilir oyunun o derece.
Genç ve kadın ağırlıklı kadrodaki Radyum Kızları oyununda oyuncuların
hepsi fazlasıyla karakterlerinin yapması gerekenleri yerlerini getirdiler. Çiğdem
Aygün masalını üflerken masalara, Deniz Danışoğlu’nun cesaretiyle bağırdık
seslice, Merve Şeyma Zengin’in güzellik uğruna vedasını izlerken, Ezgi Erdilek
uysallığıyla girdi kalbimize. Sena Başdoğan ise Gloria’nın annesi olarak yazdım
seni zihnime.
Peki “Şimdi kim hiçbir şeyin değişmediğini söyleyebilecek
kadar cesur?”
Değişmez efenim değişmez…
Yolunuz açık, alkışınız bol olsun Radyum Kızları…
Not: Oyuncuların kendi isimlerini bile bile yazdım ki
isimleri kazınsın aklımıza, kalbimize…
OYUN KÜNYE BİLGİLERİ
Yazan: Karden Kasaplar
Yöneten: Laçin Ceylan
Dekor Tasarımı: Gökhan Yücesal
Kostüm Tasarımı: Dilek Kaplan
Işık Tasarımı: Yakup Çartık
Müzik:Yıldırım Arıcı
Koreografi: Tuğçe Tuna
Makyaj Tasarımı: Murat Polat
Yönetmen Yardımcısı: Nihat İleri
Oyuncular: Çiğdem Aygün, Deniz Danışoğlu, Merve Şeyma Zengin, Ezgi Erdilek, Refiye Genç, Sena Başdoğan, Okan Değirmenci, Tuğçe Aksum, Kerem Tanık, Ebru Terzi, Esra Balaban, Gamze Cankara, Oğuz Edis, Mustafa Ergüven, Hasan Ali Yıldırım