Kendisinin haliyle konuyla ilgili en ufak bir fikri olmasa
da, epey bir süredir içten içe kırgınım Yılmaz Erdoğan’a. Dünyanın en şahane
dizelerinde bahsedilen ‘Şu ellerin taşı bana hiç değmez, ille dostun bir tek
gülü yaralar beni’ durumu söz konusu bir
nevi. Kafamda ve kalbimde öyle bir yere koymuşum ki onu, başkaları yapsa ‘İzlemem
biter’ diyeceğim işleri onda görünce kırılmışım bildiğiniz, içime kapanmışım. Yine
de Organize İşler 2’nin fragmanını gördüğümde heyecanıma engel olamadım ve bu
kırgınlığıma belki de bir nokta koyabilirim diye beklemeye başladım bile.
Organize İşler (bu durumda belki artık Organize İşler 1
demeliyiz) öyle bir film ki, televizyonda her rastlandığında sektirmeden
izlenecek filmler listesinde Bizim Aile, Neşeli Günler, Tosun Paşa ekolünün
hemen arkasından gelir. Ezberlediğin şakaları üzerinden neredeyse 15 sene
geçmiş olmasına rağmen yaptığında bayat durmadığın nadir filmlerdendir. Bunca
yıl sonra bile ‘Araba nerede?’ dediğinde ‘Para nerede?’ diye cevap veren
insanlara hayatta ekstradan bir kredi vermeyi uygun bulma vesilesi bir filmdir.
En sevdiğim kelimelerden ‘zira’yı kullanmak için dünyanın en güzel vesilesidir
zira ‘Zira mı, zira nedir?’dediğimde neyden bahsettiğimi anlamayan kişilerle ilişkilerimi gözden geçiririm.
Cem Yılmaz’a gördüğüm her yerde bayılırım ama bu filme
kattıkları bambaşkadır, filmin de ona. Dünyanın en kuşlar konduran adamı bile
olsan olmamış bir filmin içinde parlaman mümkün değil zaten, bu film bunun en
güzel ispatlarındandır belki. ‘Filoloji nedir? İngiliz dili ve edebiyatı.
İngiliz dili, tamam bizim için’ diyaloğu Cem Yılmaz’ın ağzından çıkan onca
cümle arasında en çok aklımda kalanlardan biri olmuşsa böyle bilir böyle
söylerim. Böyle tek tek anlatmakla bitecek gibi değildir tabii Organize İşler'de çaktırmadan aşırı parlayan yıldızların sayısı ama bir de rahmetli Ayberk Atilla'nın 'Burada Müslüm denen bir hıyar varmış' sahnesindeki halini hatırlatmak ve en iyisi filmi bir tur daha izlemeye özendirmek isterim sizi.
Yılmaz Erdoğan’ın her filminde olduğu gibi Organize İşler’de
de şahane bir hüzün-komedi dengesi vardır bir de tabii. Tam aşırı efkârlanacak
gibi oluruz, çok komik bir şey olur. Tam gülmekten gözümüzden yaş gelir,
Süpermen ‘İçinde siyah çakıl taşları olan berrak ama akıntılı bir su’ diye
anlatır aşkını, oturur onunla birlikte doldururuz gözlerimizi.
Gelelim Organize İşler 2-Sazan Sarmalı’na. Fragman yine çok
seveceğimiz bir film izleyeceğimize dair umutlarımı fazlasıyla yükseltti,
bonusumuz da Kıvanç Tatlıtuğ olacak gibi. Belki Yılmaz Erdoğan’la barışmak için
bunu bekliyorumdur, kim bilir? İyi seyirler olsun dilerim.