Kıyı'da buluşalım...

Kıyı'da buluşalım...
Hep sahnede olması gereken oyunculardan ^^
Moda Sahnesi'nin prömiyerini geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Kıyı (Littoral) oyununun yazarı Lübnan'da dünyaya gelen Wajid Mouawad. Kıyı oyununun genel konusu ise: "Savaş nedeniyle Batı'ya göç etmiş bir ailenin oğlunun babasını gömmek için onu memleketine getirişi ve gömmek için bir yer arayışı." Oysa oyun bence bir nevi yol hikayesi. Bu yolu düşünebildiğinizce geniş düşünün... Gittiğiniz yol, döndüğünüz yol, seçtiğiniz yol, düşlediğiniz yol, istediğiniz yol, hepsi ya da hiçbiri. Çünkü oyunun yönetmeni  Kemal Aydoğan size sarmalanmış hayatlar sunuyor. Çeşit çeşit hikayeyi önünüze tokat gibi vuruyor.  Birinden koparsanız diğerini kaçırırsınız. Bir tanesini es geçerseniz yönünüzü şaşırırsınız. Üstelik bunlar aslında orada değil, uzakta değil, tam da yanımızda...

Oyunda ismi geçen oğul Wilfrid, babasının cesediyle beraber babasının doğduğu köye, annesiyle babasının tanıştıkları topraklara geliyor. Ama babasına mezar yeri bulması hiç de düşündüğü gibi kolay olmuyor. Yollarda tanıştığı insanlar ve bu insanların gerçek öyküleri can yakıyor. Canımızı yakıyor, yıkıyor. Ve aslında Wilfrid sadece babasını gömmek için yer aramıyor, kendini arıyor, sorguluyor, soruyor.  Oyunda o kadar cümle var ki hafızalara kazınan ve asla içimizden gitmeyen o kadar. Yalnız sanırım ben şu cümlede kaldım: "Yolların kesiştiği yerde rastlayacaksın belki de ötekine..."

Savaş nedeniyle göç eden ailenin oğlu Wilfrid, babasını babasının doğduğu topraklara gömmek için geldiğinde  karşılaştığı Simone. Başka yerinden yaralı olan Simone. Bir şeylerin değişeceğini söylemelerine rağmen asla değişmeyen şeyler ve sesini çıkartma arzusu. Şarkı söyleyerek üstelik. Artık o topraklarda ne gömülecek yer var ne de üzerindeki insanlar eskisi gibi... Burada farkındalığı güncel ve cesur rejisiyle ortaya çıkaran Aydoğan'a oyuncular enfes performanslarıyla eşlik etmişler. Ve oyunda birkaç kişi hariç çoğunun birden fazla karakteri üstlenerek tavan yapan performansları da takdiri hak ediyor. Sahnede her daim beğenerek izlediğim, yüksek enerjisi olan Onur Ünsal bir yana Talha Kaya, Mert Şişmanlar ve ilk kez sahnede izlediğim Barış Yurtsever. Elleriniz kızarıncaya kadar alkışlanmayı hak ediyorlar. Ve oyunculuğu kadar sesi de güzel olan Melek Ceylan. Sen hep sahnede oyna ve hep şarkı söyle. Sesinin huzurunu anlatamam.


Oyunculuklar, hikayeler, performanslar kalp kalp kalp

Wilfrid, Ame, Sabbe, Simone, Wazaan, Josephıne, Baba, Şövalye. Öyle kazındınız ki aklıma bulutlara bakarken başka başka yerler geliyor gözümün önüne. Bazen gülümsüyorum bazen öfkeleniyorum. İşte bu yüzden oyun sadece oyun olarak kalmıyor sanırım. 

Talha Kaya'nın cenaze levazımatçısını canlandırdığı bir sahne var ki... Sizi bambaşka dünyaya götürüyor. Hani yol hikayesi dedim ya işte bu da başka bir yol hikayesi... <3

Velhasılıkelam zaman zaman gülerken yer yer gözlerinizden akan yaşları tutamayacaksınız. Hepsi bir yerin kıyısında. Belki deliliğin belki yaşamın belki de hayattan vazgeçmenin... Siz de gidin Kıyı'ya belki buluşuruz tiyatrosunun kıyısında... Hem tiyatro iyidir, iyileştirir.

Sevgiler...

OYUN KÜNYE BİLGİLERİ
Yazan: Wajid Mouawad
Çeviren: Ayberk Erkay
Yöneten: Kemal Aydoğan
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Kondüsyoner: Yeşim Coşkun
Müzik Direktörü: Ulaş Özdemir
Oyuncular: Onur Ünsal, Mert Şişmanlar, Melek Ceylan, Talha Kaya, Uluç Esen, Çağla Buldak, Barış Yurtsever, Caner Erdem
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER