Ankara
Devlet Tiyatrosu'nun 28 Kasım 2017'den bu yana sahnelenen oyunu Eyvah Nadir,
geçtiğimiz hafta İzmir turnesindeydi. Cumartesi akşamı izleyip çok eğlendiğimiz
oyun için eve dönüş yolunda Pazar akşamı için de bilet aldık; oyun öylesine mutlu
ediyor seyircisini.
Eyvah Nadir,
'düzgün' bir yaşam sürmek isteyen sıradan bir yurttaşın adım adım yoldan
çıkışının ve nihayet hayattaki misyonunu buluşunun hikâyesini, Nadir'in
çevresindeki insanların bakış açısından, anlatıcı konumundaki modern bir meddah
aracılığıyla sunuyor.
Oyuna bir
meddah gibi giriş yapılınca modası geçmiş bir şeyler izleyeceğiz diye
korkmuştum, zira eski tip anlatıcılığın bugüne dair bir şeyler söyleyebilmesi
için bugünün dilini de konuşabilmesi gerekir. Ve neyse ki oyun bunu başarmış,
hem ne dediğini iyi bilen bir anlatı olmasının hem de teknolojinin imkânları
kullanılarak çağdaş bir meddah temsili olabilmiş.

En acıklı
hikâyeyi bile muzip bir yönden gören metin, seyircisine kesintisiz kahkaha vaat
ediyor. Sahnede 30'dan fazla tipe bürünen Koray Karaca, jest, mimik, tavır,
entonasyon ve şan tekniğiyle her bir tipi ve dahi anlatıcıyı birbirinden ayırt
ederek can veriyor hepsine, sahnedeki yalnızlığını eksiksiz oyunculuğuyla
bezeyerek kalabalık ve renkli bir anlatı sunuyor. Bu tip kalabalığının gereksiz
olduğu ya da 'seyirciden ucuz kahkaha koparmak' için yapıldığı gibi yorumlar
okudum. Kesinlikle katılmıyorum. Her bir tipin birbirinden net bir biçimde
ayırt edildiği sapasağlam bir oyunculukla sunulmaları yanında, oyun metninde
Nadir'in bir karakter olarak var olmayışının vurgusunu da çoğaltan bir durum bu
tiplemeler çoğulluğu.
İyi
oyuncuları kötü metinlerde, kötü oyuncuları iyi metinlerde defalarca izledim ve
her birinin ayrı birer işkenceye dönüştüğünü söyleyebilirim. Oyuncu ve rejinin
ortalama sayılabilecek bir metni böylesine yukarı çektiği örnekleri ise,
özellikle devlet tiyatrolarında çok az gördüm. Başka türlü bir reji ve
oyunculukla bu metin vasatın üstüne çıkamayabilirdi, Nadir'in hikâyesi kendine
"eyvah" dedirtebilirdi ama neyse ki öyle olmamış.
Koray
Karaca'nın enfes oyunculuğunda can bulan onlarca tip, hepsi bize Nadir'i
anlatıyor lakin Nadir bizimle hiç konuşmuyor, kendi hikâyesini onun ağzından
hiç duymuyoruz. Onun gerçekte ne hissettiğini, ne istediğini, ne düşündüğünü
bilemiyoruz. Bize anlatılanlardan yola çıkarak edindiğimiz hikâye, Nadir'in iyi
bildiğimiz türden, orta sınıf, mazbut bir ailede, kimseye muhtaç olmadan,
kimseye yük de olmadan, yani "eyvah etmeden" yaşaması öğütlenerek
yetiştirilmiş, eğitimli, ahlâklı biri olduğu.
Fakat
elbette Nadir de bununla sınanacak ve "Eyvah" demeyi öğrenecektir.
Ben bu yolculukta, Nadir'in deneye yanıla, düşe kalka, ötelene ötelene
ilerlemesini ve nihayet misyonunu diğerkâmlıkta bulmasını, kendisi için değil
de başkaları için eyvah etmenin hikmetine varmasını; bunların didaktik bir
biçimde anlatılmamasını, aynı şekilde ajitasyon da yapılmamasını, pek çok başka
açıdan anlatılan hikâyenin izleyen seyirciye de alan açmasını çok sevdim.
Velhasıl
Eyvah Nadir, hem gülmecesi hem de hikâyesiyle çekici, seyir keyfi yüksek bir
oyun. Ekibe uzun soluklu bir yolculuk, seyircilere iyi seyirler dilerim...

Yazan: Ahmet
Metin Önel
Yöneten: Ali Meriç
Dekor
Tasarımı: Seyhan Kırca
Kostüm Tasarımı: Funda Karasaç
Işık Tasarımı: Osman Uzgören
Müzik: Can
Atilla
Koreografi:
Yıldız Venedik
Sinevizyon
Sorumlusu: Numan Tutak, Burak Oral
Oynayan:
Koray Karaca