Köleler Adası: Senin muhtaçlığından tatmin olacak insanlık yok bende.*

Köleler Adası: Senin muhtaçlığından tatmin olacak insanlık yok bende.*
Cleanthis: En çok beni alkışlayacaksınız.
Trivelin: Evladım deme öyle.
Yeni yıla yeni oyun yakışırdı. İşte tam da bunu düşündüğümden henüz yeni sahnelenen Köleler Adası oyununu bilet aldım. (Tamam canım erkenden almıştım bileti.^^) Fransız Yazar Marivaux'un oyunu Yunanistan'da geçmektedir. Bundan mıdır bilmiyorum ama aklıma ilk Euripides'in "Köle, düşüncesini söyleyemeyen adamdır." Sözü geldi. Öyle ya oyunun ismi de belliydi. Gerçekten de öyle miydi? O zaman bu adanın ismi neden böyleydi? Acaba neler olacaktı bu adada? 

Burası bildiğimiz ıssız bir ada değildi. Üstelik sadece bir kişi de yoktu içerisinde. Yanlarına aldıkları ve alamadıkları sürüyle şey vardı içinde. Mesela korkuları... Zamanında efendilerinden kurtulan kölelerin kendi yerleri olarak sahiplendiği adaydı burası. Köleler, adaya düşen soyluları direk öldürüyorlarmış. Daha sonra bunun yerine düzeltme yoluna gitmeye karar verilmiş. İşte bizim kahramanlarımız tam da bu insaflı zamanda adaya düşüyorlar. Bu da beraberinde güçlü bir yüzleşmeyi getiriyor.


"Nasıl ölmek istersin Iphicrates?" By Arlequin

Direk öldürülmek mi iyi? Yoksa kendini düzeltmek mi?

İşte bu noktada empati bir adım öne çıkıyor. Çünkü burası Köleler Adası burdan çıkış yok. Kıyafet değişimleri, yetkilerin değişimleriyle artık efendiler köle, köleler efendi. İşte bu noktada efendilerin aslında kendileriyle yüzleşmeleri öyle sanıldığı kadar kolay olmuyor. Mesela biri bana "Amannn ufacık pembe bir yalan." Dediğinde ben direk "Yalanın rengi mi olur?" Diye soruyorum. Azı da çoğu bir değil mi? Bu sözcüğü kişi aynada kendine söylerse asıl benliğini de görebilir. Belki kendini fark etmesi yerine direk öldürülmek iyi de diyebilir. İşte bu noktada Kemal Aydoğan'ın gözünden oyunu izliyoruz. Sahnedeki matematiği öyle sağlam kurmuş ki Kemal Aydoğan metin ne bir eksik bir fazla kalmış. Güncelliğin korunması, eleştirilerin ince detaylarla nakış gibi işlenmesi seyir zevkini yükseltiyor.

Oyunun dinamikliğine oyuncuların enerjileri eklenince üzeri şeker hamuruyla kaplanmış pasta gibi olmuş. Daha önce Hayvan Çiftliği oyununda izlediğim Buse Kara'yı Euphrosinc karakteriyle görmek güzeldi. Özellikle de köleye dönüştüğü süre zarfında. Sedat Küçükay ise Trivelin ile tam kendini bulmuş. Kostümü ve duruşuyla adanın ilk kurucularındanmış hissini aldım.^^ Iphicrates'i canlandıran Ekrem Yücelten ise bildiğiniz(ya da okuduğunuz/ duyduğunuz olsun o.^^) Yunan efendileri gibiydi.Ya da günümüzle bağdaştırmak isterseniz plaza patronu olarak baz alabilirsiniz.


Şu performansı sahnede görmelisin dostum^.^

Ve oyunun dinamoları Arlequin'i canlandıran Alper Baytekin ile Cleanthis'i canlandıran Aslı İnandık. Köle olduklarında ve Köleler Adası'nda olduklarında fark etmeksizin performansları on numaraydı. Kemal Aydoğan'ın Baytekin ve İnandık'ın ellerine verdiği karaktere fazladan can katmışlar. Aslı İnandık jest ve mimikleriyle size keyifli dakikalar izletiyor. Sizi oyunculuğuyla öyle bir büyülüyor ki sahnede devleştikçe devleşiyor. Mizahı başarıyla canlandırmaları sizi kahkahaya boğarken özellikle Cleanthis'in sağlam duruşu sizin de gerçeklerle yüzleşmenizi, kendinizi/ tanıdığınız birini sorgulamak gerektiğini hissettiriyor. 

Tiyatro ekip işidir. Tüm ekibin emeğine sağlık. 2018 yılında listenize Köleler Adası'nı da ekleyerek keyifle geçen dakikalarınızı arttırmanızı tavsiye ederim.

Sevgiler.

*Oyundan replik.

Oyun Künye Bilgileri:
Yazan: Marivaux
Çeviren: Ezgi Coşkun
Yöneten: Kemal Aydoğan
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarım: İrfan Varlı
Koreografi/ Kondisyoner : Yeşim Coşkun
Müzik: Berkay Yiğitaslan
Oynayanlar: Alper Baytekin, Aslı İnandık, Buse Kara, Ekrem Yücelten, Sedat Küçükay

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER